Validebağ Korusu’nun büyük bölümünün Üsküdar Belediyesi’ne tahsis edilmesi üzerine Koru’da birtakım yapılaşma projeleri geliştiren belediyenin bu girişimlerine tepki gösteren Validebağ Gönüllüleri, Koru ve Koru üzerindeki rant projeleri ile ilgili bir açıklama yaptı. “Validebağ Korusu ve Rant Projeleri” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Üsküdar Altunizade’deki Validebağ Korusu, 354 dönüm büyüklüğünde, İstanbul’un Anadolu yakasının en büyük doğal yeşil alanlarından biridir ve hem tarihi, hem doğal SİT alanı olarak 1. derece koruma altındadır. Barındırdığı ağaçlar, çalılar, otlar, hayvanlar, kuşlar, böcekler, kelebekler bir ekosistem oluşturmaktadır.
1927 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilmiş olan Validebağ Korusu uzun yıllar verem hastalarının tedavisi için kullanılmıştır. 1970’li yıllardan itibaren kendi haline bırakılan Koru üzerinden rant elde etme çabaları 1990’lı yıllarda başlamış, Validebağ Gönüllüleri de 1998’de bunlara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Genellikle masum ve ulvi gerekçelerin arkasına gizlenmiş olarak kamuoyuna pek çok proje sunulmuştur. Örneğin 2005 yılında aydınlatma gerekçesiyle 1.500-2.000 metre çukur kazıldı. Gerek çukur kazma, gerek aydınlatma, ağacından kuşuna Koru’nun tüm canlılarına zarar vereceğinden, engelledik. 2009 yılında kros şampiyonası bahanesiyle geniş yollar açıldı. Aynı gerekçelerle kapattırdık. 2014’te Koru’da pek çok yapılaşma öngören ‘çılgın’ projeler açıklandı, yapılmasına engel olduk. 2017 yılında hiçbir bilimsel temeli olmayan jeotermal sondaj projesi gündeme getirildi, tepkiler üzerine vazgeçildi. 2018’de kurgulanan millet bahçesi projesiyle, zaten halka açık olan Koru’yu halka açacaklarını iddia ettiler, Koru’yu tamamen yapılaştırmaya çalışan bu projeye karşı açtığımız dava sürüyor. Çeşitli tarihlerde Koru içinde açılan ve giderek genişleyen çay bahçelerini saymadık bile…
Bu tür projelerin tümünde asıl amaç, Koru’ya iş makinelerini sokarak Koru’nun doğallığını, yeşilliğini ve 1. Derece SİT alanı özelliklerini yok etmek idi. Şimdiye kadar Koru’ya çeşitli gerekçelerle giren iş makinelerinin Koru’ya verdikleri zararları yakından biliyoruz ve bunun tekrarlanmasını istemiyoruz.
Son olarak 2020 Nisan ayında Validebağ Korusu’nun mülkiyetini elinde bulunduran Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Koru’nun 261 bin 5 metrekarelik bölümünü bakım ve onarım yapılması gerekçesi ile 2 yıl için Üsküdar Belediyesi’ne tahsis etti. Belediye, ısrarlı sorularımıza Haziran ayında verdiği yanıtta, Koru’da yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları ve fitness alanları yapmak istediklerini belirtti. Biz bunların 1. Derece doğal SİT alanında yapılmasının doğru olmadığını, bu nedenle karşı olduğumuzu bildirdik. Ekim ayı içinde Üsküdar Belediyesi tarafından yayınlanan bir broşürde ise, Koru’da açık hava sineması, festival alanı, 500 araçlık otopark, amfitiyatro, yoga-pilates alanı, izci eğitim alanı, köpek gezdirme alanı, bin 600 metre bisiklet parkuru, bin 800 metre koşu parkuru, piknik alanları, meyve bahçeleri, kır bahçesi ve tuvalet yapımından söz edilmektedir. Bu sayılan tesislerin gerek inşaat faaliyetleri, gerekse çekecekleri insan ve araç trafiği, Validebağ Korusu’nu 1. derece doğal ve tarihi SİT alanı olmaktan, hatta koru olmaktan çıkaracaktır. Sadece Validebağ Gönüllüleri’nin değil, Validebağ Havzası’nda yaşayan on binlerce duyarlı mahalle sakininin ve onlarca uzmanın görüşü de bu yöndedir. Daha önce pek çok vesileyle yaptığımız gibi, tahsis kararıyla ilgili olarak da imza kampanyası başlattık. İmza sayısı 22 bini geçtiğinde, Üsküdar Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplamaya devam ediyoruz ve 25 bine ulaştık.
Üsküdar Belediyesi’nden sadece, asli görevi olan çöpleri toplamasını ve ağaçların bakımını yapmasını talep ediyoruz.
Koruya bunların dışındaki her tür müdahale, orada doğal habitat oluşturmuş olan bitki ve hayvan çeşitliliğine zarar veriyor. Kelebek larvaları ölüyor, ağaç kökleri ezilerek kuruyor, kirpilerin yavruları ölüyor, ağaçkakanlar ürküp evlerini terk ediyor, bitkilerin soyu tükeniyor, leylekler su içmeye-dinlenmeye inmiyor.
Validebağ Korusu yeşil, doğal ve bir bütün olarak gelecek nesillere kalsın.”