İstanbul'da trafik yoğunluğu her geçen gün daha da artıyor. Trafiğe her yıl yaklaşık 200 bin araç eklenirken çözüm için toplu taşımanın ulaşımdaki payını artırmak şart.
İstanbul sokakları otomobille ilk defa 1895 yılında tanıştı. Aradan geçen 110 yıl sonunda bugün kentin sokak ve caddelerinde 1 milyon 900 bin araç hüküm sürüyor.
İstatistikler İstanbul trafiğine her gün 600, her yıl 200 bin aracın eklendiğini, kentte her 100 kişiden 14'ünün bir otomobile sahip olduğunu gösteriyor.
Trafik sorununu çözmek için kentte sonu gelmeyen yol düzenlemeleri yapılıyor, yeni kavşaklar inşa ediliyor. Ancak günlük çözümler sorunun çözümüne yetmiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Rafet Bozdoğan, sürdürülebilir kent planlaması yapılamadığına dikkat çekerek, "şehrin nerede ne kadar büyüyeceği hesaplanamıyor" dedi.
Plansız gelişmenin tetiklediği sorunlar, otopark sayısının yetersizliği, yolların kalitesinin düşük olması, kentteki trafik akışının yönetim ve denetiminde ortaya çıkan problemler nedeniyle katlanarak büyüyor.
Üçüncü köprü çözüm değil
Boğaza yapılacak üçüncü köprünün de kentteki trafik sorununu azaltmaktan çok artıracağı savunuluyor.
Bunun nedeni ise kentte birinci köprünün yapılmasıyla iki kıta arasındaki insan geçişi yüzde 4, araç geçişi de yüzde 200 arttı. Yapılan ikinci köprü ise araç geçişini 21 kat artırırken, insan geçişini sadece 4 kat artırdı.
Şehir Plancısı Ali Rıza Nurhan, "açıkça görülüyor ki köprüler trafik yoğunluğuna katkı sağlamıyor. Yüzde 15 için değil yüzde 85 için çözüm üretmek gerekir" diye konuştu.
Uzmanlar İstanbul trafiğini rahatlatmak için çözüm yolunun toplu taşımanın kent içi ulaşımdaki payını artırmaktan geçtiğini belirtiyor.
Uzmanlara göre kentteki deniz ulaşımı potansiyelinin yeniden gözden geçirilmesi ve ulaşımdaki payı yüzde 89 olan karayolu taşımacılığının hafifletilmesi yönünde planlar yapılması da gerekiyor.