Ve Kötülük İmparatorluğu Batıyor



"Bu aslında vicdani bir sıkıntıyla alakalı. Kapınızın dibinde (Irak'ta) olan biten bu vahşetin bize bu kadar uzak kalması çok tedirgin edici ve gayri ahlâki. İnsanın vicdanın sızlamaması mümkün değil. Ben de birçok insan gibi bu sıkıntıyı taşıyorum." Tayfun Pirselimoğlu iki yıl önce açtığı 'Felluce' sergisinin ortaya çıkışını böyle anlatmıştı Radikal'e. O zamandan bugüne kapımızın dibindeki vahşet artarak devam ediyor, aynı şekilde Pirselimoğlu'nun vicdani sıkıntısı da... Hal böyle olunca serginin devamı gelmekte gecikmedi. Pirselimoğlu, şimdi 'Felluce'nin devamı niteliğindeki resim sergisini '...ve gemi batıyor' başlığı altında Ankara'daki Atlas Sanat Galerisi'nde açtı.
Çağımızın trajedisini can yakıcı kara bir humorla tuvale taşıyan Pirselimoğlu, geminin batmakta, kötülük imparatorluklarının çökmekte olduğunu söylüyor: "Felluce çok yoğun bir acının ifadesiydi. Her şeyin başına döneceğine inanan bir insan olarak artık bu işin bir yere doğru gittiğini düşünüyorum. Dünyada hiçbir imparatorluk sonsuza kadar yaşamıyor. Şimdiki bu, adı her neyse, kötülük imparatorluğunun, artık bir yere doğru gitmek zorunda kaldığını düşünüyorum. Bu bizim ya da onların elinde olan bir şeyden dolayı değil. Hayatın akışı böyle. Bu gemi batıyor bir kere. Yakın zamanda mıdır, ne kadar sürer bilemiyorum, ama bir batışa doğru gidiyor. Benim gördüğüm daha doğrusu hissettiğim o. Çöküş süreci tabii ki çok kaotik bir dönem, ama kaosun sonunda da bir sakinlik dönemi geliyor, onun geleceğine inanıyorum ben."

Tayfun Pirselimoğlu, resimlerini bir hikâye eşliğinde kuruyor. Daha doğrusu resimler ve hikâye birbirini besliyor, bir arada oluşuyor. Bu süreçte ortaya çıkan hikâye sergi katoloğunda var. Ama Pirselimoğlu, bunu izleyici resimleri bu hikâye eşliğinde 'okusun' diye yapmıyor. İsteyen istediği hikâyeyi çıkarabilir resimlerden. Hikâyeyi okuyanların kafasındaki imajla ressamın yarattığının örtüşmemesi durumu ise Pirselimoğlu'na göre bir anlamda meydan okuma ve bu farklılık değerli bir şey.

Çölden denize ulaşıyor
Felluce'nin hikâyesi çölde bitmişti. Orda Felluce halkını alıyor, çöle götürüyor, bir şekilde kurtarıyordu. '...ve gemi batıyor' hikâyesinde ise kahramanımız yakıcı çölde günler geceler boyu ilerledikten sonra bir deniz kıyısına varıyor. Kıyıda bulduğu terk edilmiş bir kayıkla denize açılıyor, kapkara bir gemiye rastlıyor. Gemide acayip silahlı takma kanatlı askerler ve gergedanlar var. Neden sonra gemi büyük bir gürültüyle patlıyor ve batmaya başlıyor. Sonrası ise dinginlik, sakinlik. Pirselimoğlu'na askerlerin melekmiş gibi neden kanat taktığını soruyoruz. Melek kanatlarının 'İnsanlığa demokrasi getireceğiz' diyerek savaşanları işaret ettiğini belirtiyor ve ekliyor: "Bunun sahte olduğunu herkes biliyor."

Gemideki gergedanlara ve serginin adını çağrıştıran Fellini'nin 'Ve Gemi Gidiyor' filmine gelince... Avrupa'nın gergedanı, Dürer'in hiç gergedan görmeden yaptığı gergedan resmiyle tanıdığını anımsatan Pirselimoğlu şöyle devam ediyor: "Gergedan gerçekten Avrupa'ya geldiği zaman çok büyük bir infial oluyor, çünkü hiç gergedan görmemişler. Roma'da papa bunu duyuyor ve gergedanı görmek istiyor. Bir gemiye koyuyorlar gergedanı ve gemi batıyor ve papa onu göremiyor. Fellini'nin o filminde de bir gergedan var, büyük ihtimalle onu işaret ediyor. Sergideki gergedansa bir tür kötülük ifadesi olarak yer alıyor. Görünüş itibariyle hiç de masum durmayan bir hayvan olduğu için. İnsan eliyle yaratılmış çok büyük bir kötülük var dünyada."

Peki gemi batıyor, sonrası da dinginlik olduğuna göre bu hikâye burada bitiyor mu? Pirselimoğlu "Kim bilir. Belki denizaltında devam eder" diyor gülerek.
Aynı zamanda dört romanı bulunan bir yazar ve filmleriyle pek çok ödül alan bir yönetmen olan Tayfun Pirselimoğlu'nun dünya prömiyerini Berlin'de yapan yeni filmi 'Rıza'nın 28 Aralık'ta gösterime gireceğini, yeni romanınınsa önümüzdeki mart ayında yayımlanacağını da hatırlatalım.

Tayfun Pirselimoğlu'nun '...ve gemi batıyor' başlıklı resim sergisi 27 Aralık'a kadar Atlas Sanat Galerisi'nde. Tel: 0312 468 59 04