İsveçli küratör Daniel Birnbaum’un ana
izleğini “Making Worlds” olarak belirlediği 53.
Uluslararası Venedik Bienali genç ve yaşlı ustaları karşı karşıya
getirecek büyük bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazır.
Venedik ve çevresindeki 9 mekânda tüm dünyadan 90 sanatçının
işlerinin sergileneceği bienalin yöneticisi Birnbaum,
ziyaretçileri çağdaş sanat fırtınası ile baş başa bırakmayı hedefledi. 39 yan
etkinliğin de düzenlendiği bienal bu yıl tarihi mekânların yanı sıra yeni
sanatsal mekânların da kapılarını açıyor. Bienale konuk olan 77 yabancı ülke
arasında İsrail ve İran da var.
Merakla beklenen Venedik Bienali’nde 6 Haziran akşamı Castello di
Venezia’nın önüne gelecek ziyaretçiler İtalyan pavyonunun cephesinin
bir tür okyanusa dönüştüğüne tanık olacak. John Baldessari’nin Yoko Ono ile
birlikte hazırladığı palmiyeli enstalasyon “Ocean and Sky/Okyanus ve
Gökyüzü” bienalin kapısını aralayacak ilk sanatsal etkinlik.
Birnbaum’un seçimi yönünde 1960’lar ve pop art’tan hareketle seçilen
yapıtların yolculuğu tüm dünyadan 90 sanatçının çağdaş işlerinde noktalanıyor.
Genç ve yaşlı ustaları buluşturmaya çaba gösteren bu tercihte Birnbaum Venedik’e
Alman Thomas Bayrle, ütopist mimar Yona
Friedman, İsveçli pop art sanatçısı Ian Hafstrom ve
ABD’li Joan Joans’ın yapıtlarını getirmeyi başardı. Ziyaretçiyi
sürpriz sergilerle baş başa bırakacağını her fırsatta vurgulayan Birnbaum, video
art’ı bir kenara iterek fotoğraf, çok sayıda enstalasyon ve resme ağırlık
verdi.
Çağdaş sanatın ustaları olarak bilinen çoğu sanatçı genç yaşta yasama veda
etti: Bu sanatçılardan Polonyalı André Cadere, Çinli
Chen Zhen, İtalyan sanatçı Gino de Dominicis,
Brezilyalı Lygia Pape, Alman Blinky Palermo,
ABD’li mimar Gordon Mattaclarck’ın yapıtları Venedik’te
görülebilecek.
Bienalin ünlü konuklarından Yoko Ono, Masa’da düzenlenen
“Anton’s Memory” (Anton’un Belleği) adlı kişisel sergisinde filmler, besteler,
heykeller ve resimlerinden oluşan çalışmalarını bir araya getiren işini sunacak.
Ayrıca Yoko Ono’ya John Baldessari ile birlikte “Altın
Aslan” ödülü verilecek. Cini Vakfı ise sergi mekânını ünlü İngiliz
sanatçı Peter Greenaway’in multimedya tekniği ile hazırladığı,
merakla beklenen performansına adadı.
Bu yılki bienalin bir başka özelliği yeni açılan sanatsal mekânların bienal
sergilerini konuk etmeleri ve haziran ayında birbiri ardı sıra gerçekleşecek
kutlamalar. Ünlü mimar Tadao Ando’nun yapıtı yeni çağdaş sanat
müzesi Punta della Dogana 6 Haziran’da bir davetle kapılarını
ziyaretçilere açacak. Yeni çağdaş sanat müzesinde yer alan ilk sergide
François Pinault’nun 250 yapıtı sergilenecek.
Venedik’in yıllardır bianele ev sahipliği yapan tarihi mekânları ile yeni
açılan sanat mekânları bundan böyle bir arada yaşayacak. Peggy
Guggenheim’in koleksiyonu, Robert Rauschenberg’in 40
heykeli ilk defa Çizme’de. Wim Delvoye’un 10 metre
yüksekliğindeki gotik kulesi ise Palazzo Venier Dei Leoni’nin
terasında. Venedik’teki 11 müzeden derlenen yapıtlar ise
“In-finitum” adlı sergide Palazzo Fortuny’de
yerini aldı.
İtalyan asıllı Arjantinli sanatçı Tomas Saraceno bienalin
giriş mekânı için siyah esnek iplerle dev bir örümcek ağı hazırladı. İsveçli
sanatçı Nathalie Djuberg ise gerçeküstü bir Cennet Bahçesi
yarattı. Dev boyutlardaki çiçekler ve garip yaratıklar ile dolu çok renkli bir
bahçe Djuberg’in cenneti. Beş yıl önce yaşama veda eden Brezilyalı sanatçı Lygia
Pape’in tavandan tabana doğru sarkan altın kabloları müthiş bir optik yanılsama
yaratıyor. Sonuçta Pape’in işi bütünüyle ışıkla kotarılmış hissi veriyor.
Türkiye ise bienale Banu Cennetoğlu’nun “Katalog” ve
Ahmet Öğüt’ün “İnfilak Etmiş Şehir” başlıklı çalışmalarıyla
katılıyor. Türk sanatçıların işleri ana sergi mekânı Arsenal’de
yer alacak. “Lapses” adlı proje adı altındaki her iki serginin
küratörü ise Başak Şenova.