Yasalarla Yağmaya Davetiye




Dönemin Başbakanı Turgut Özal, 1987 yılında 3302 sayılı yasa ile 6831 sayılı Orman Yasası'nın 52 maddesine "Özel ormanlarda yatay alanın yüzde 6'sını geçmeyecek oranda yapılaşma yapılabilir" hükmünü ekleyerek, özel ormanları imara açtı. Yasada belirtilen yüzde 6'yla yapılaşma izni verilerek inşaatlara yükseklik sınırı getirilmediği gibi sosyal donatı alanlarını ve yolları kapsayıp kapsamadığı muğlaktı.

Orman Yasası'nda bu maddenin eklendiği tarihte Niyazi Adıgüzel ve ortakları da başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin ormanlarla kaplı en gözde bölgelerinde arazi kapatmakla meşguldü. Dalaman İncebel, Paşabahçe sırtlarındaki Saip Molla Özel Ormanı ile Hidiv Av Köşkü'nün de içinde bulunduğu Salih Tatlıcı 'nın arazisine bitişik orman alanı sadece bilinenleri.

Beykoz Çavuşbaşı'nda 229 hektarlık alana sahip Saip Molla Özel Ormanı, David Nahimyas, Zeki Duşi, Faik Yeğenoğlu, Kadri Erturan ve Hasan Ekinci üzerine kayıtlıdır. Arazinin gerçek alıcıları Niyazi Adıgüzel, İsmet Acar ve söylentilere göre Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Atanur Oğuz 'dan oluşuyordu. Ancak tapu kayıtlarında Yaşar Keskin'in adı geçiyordu. Ayrıca yine Artvinli olan Hasan Ekinci de arsasını villa karşılığında hemşerisi Acar'a devretmiştir.

Acar bir günde 7 şirket kurdu
Saip Molla Ormanı'na başlangıçta Sarıyer'deki Uyum Yapı Kooperatifi'nin ikincisi yapılacaktı. Kooperatifin başkanı da Niyazi Adıgüzel'di. 21 Temmuz 1987'de İsmet Acar, bir günde 7 şirket birden kurarak bir rekora imza atıyordu. Bütün şirketlerinde ortaklar Acar ailesinden seçilirken inşaat taahhüt şirketinde Adıgüzel'in yeğeni Ahmet Özuygun'un ortak olarak bulunması, manidar bir gelişmeydi. Paşabahçe Uyum-2 Yapı Kooperatifi'ne 427 itibarlı üye kaydedildi. Bunların arasında dönemin bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları, işadamları ve gazeteciler bulunuyordu.

Anlaşmaya göre kooperatif üyelerine 500 civarında villa yapılacak, geri kalan araziye de 1500'e yakın lüks villa kondurulacaktı. İnşaat işi de ortaklardan 9 milyar ve yapılacak 50-60 villa karşılığı İsmet Acar'a verilmişti. 1988 yılı başlarında ortaklar arasında yapılan görüşmeler sonucunda arazinin tapusu İsmet Acar'ın yeğeni üzerine devredildi.

Saip Molla Özel Ormanı'nın imara açılma macerası da hayli ilginç. Şimdi adım adım İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki bu macerasının nasıl geliştiğine bir gözatalım:

Beykoz ve civarına ilişkin 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Nâzım İmar Planı, Planlama Müdürlüğü'nce 5 Haziran 1987 tarih, 734 sayılı rapor ve ekindeki plan paftaları ile birlikte incelenmek üzere Büyükşehir Belediye Meclisi'ne havale edilir.

Belediye Meclisi devre dışı
Büyükşehir Belediye Meclisi ise 29 Eylül 1987'de planı inceler ve 572 sayılı kararı ile kabul etmiştir. Ancak meclis, toplam 7 maddeden oluşan plan notlarını, kısmen değiştirmiştir. Planlama müdürlüğü teklifindeki özel ormanlarla ilgili plan notlarının 2-10. maddesine, belediye meclisi "Özel Orman Yasası ile belirlenen şartları aşmamak üzere 1/5000 ve 1/1000 ölçekli mevzi imar planı yapılması" notunu da ekleyerek belediye meclisine havale eder. Yani başkanlığın sunduğu teklifin birkaç maddesini de değiştirerek kabul ediyor. Bunun anlamı; özel orman alanlarında bölgenin tümünün imar planı beklenmeden, bölüm bölüm, yani 1/5000 ölçekli nâzım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı meclise sunulup karar alınabilir.

Belediye meclisi kararını, dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, 27 Ekim 1987'de aynen onar. Yani meclis kararını tadil etmez. Meclis kararını onayan Dalan, plan paftalarını yaklaşık dört ay sonra 4 Mart 1988'de onaylarken paftalar üzerindeki plan notlarını Büyükşehir Belediye Meclisi'nin kararına aykırı olarak değiştiriyor.

Daktilo ile yeni bir plan notu üzerine yapıştırılıp mühürlenmiş ve imzalanmıştır. Bu tahrifatla, planlama müdürlüğünün koyduğu, meclisin kısmen değiştirerek kabul ettiği ve özel ormanları inşaata açmak için şart olan, 1/5000 ölçekli nâzım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapma koşulu iptal edilmiş, belediye meclisleri devre dışı bırakılarak, belediye başkanının doğrudan imzası ile özel ormanlar yapılaşmaya açılmıştır.

Evrakta tahrifat yapılarak plana eklenen notta şunlar yazılıdır: "Özel ormanlarda Orman Bakanlığı'ndan kesin izin alınmak şartı ile 1/1000 ölçekli yerleşim planı ile avan projenin Büyükşehir Belediye Başkanlığı onaması ile uygulama yapılacaktır." Böylece Saip Molla Özel Ormanı olarak bilinen Beykoz Çavuşbaşı 1-2 pafta, 6 parsele kayıtlı 229 hektarlık orman alanı Dalan tarafından, yerleşim planı ve avan proje adı ile imzalanarak inşaata açılmıştır.

Sendikacı Acar'ın inanılmaz yükselişi
Acar Şirketler Grubu'nun sahibi, inşaattan emlak pazarlamaya, eğitimden sigortacılığa kadar el atmadığı iş kalmayan, ancak asıl şöhretini Beykoz'da yaptığı Acarkent'le duyuran İsmet Acar , 12 Eylül öncesinde Türk-İş'e bağlı YOL-İş Sendikası'nın genel sekreteriydi.

1960'ların başında Artvin'in Borçka kazasından İstanbul'a gelen İsmet Acar bir yandan Mühendislik Fakültesi'nde okurken bir yandan da YSE Bölge Müdürlüğü'nde çalışıyordu. Çalıştığı dönemde başladığı amatör sendikacılığı pek sevdi ve profesyonel olduktan sonra okulu da 3. sınıftan terk etti. 1972'den itibaren profesyonel sendikacı olan Acar, YSE içinde birkaç sendikaya bölünen işçileri tek çatı altında toplamayı başararak ünlendi.

Bu dönemde MHP yanlısı bağımsız Köy YSE-İş Sendikası'na üye olan işçileri Ali Topuz tarafından kurdurtulan CHP yanlısı YSE-İş Sendikası'na transfer ediyordu. CHP yandaşı YSE -İş Sendikası ise TÜRK-İş bünyesineki YOL-İş Federasyonu'na bağlıydı. O dönemde yaygın bir söylentiye göre Milliyetçi Cephe döneminde işten atılan işçilerden CHP'li işçiler için gönderilen paraları, YOL-İş'e prim aidatları olarak geri yatırıyor ve bunu "Üyelerimizin sayısı arttı" diye gösteriyordu. Böylece 20-30 delege ile seçimlere katılması gereken İsmet Acar 150 delegeye hükmederek Muzaffer Saraç 'ın başkan seçildiği Genel Kurul'da YOL-İş Genel Sekreterliği'ne getirildi.

1968'den 1983'e kadar sendikacılık yapan Acar'ın bahtı ANAP iktidarı, özellikle de Bedrettin Dalan 'ın Belediye Başkanı olmasından sonra bir anda değişti. 1983'te sendikacılıktan Tanju Kaya 'nın teşvikiyle inşaat sektörüne geçen Acar, önce YSE Köyü Kurma ve Yaşatma Yapı Kooperatifi'nin inşaatlarını yaparak işe başladı. Ardından Etiler'de Güzel Turizm Kooperatifi'ne ait 208 konutluk inşaatın yapım işini aldı. Dudullu'da Şerif Ali Çiftliği'nde 1200 konutluk bir kooperatif kurarak kendi adına inşaatlar yaptı. Üçüncü iş olarak Selimpaşa'da emekli askerlere ait bir arsaya 200 kat karşılığında inşaat yapar.

Dalan'ın belediyedeki danışmanı ve UYUM Kooperatifi'nin başkanı olan Recai Delibaşoğlu 'nun Sarıyer Tepeleri'ndeki UYUM villalarının işini aldı. Delibaşoğlu da Acar gibi Artvinliydi. Acar'ın bir başka hemşerisi Hasan Ekinci ise politikaya atılarak Orman Bakanı oldu.

Paşabahçe Uyum, oldu Acarkent
İsmet Acar, UYUM villalarının inşaatlarını yapması karşılığında kooperatiften büyük bir arsa almıştır. Bu arsaya da kendi adına villalar yapacak olan Acar'ın UYUM villalarının yapımı karşılığında o dönemin parasıyla 3 milyar para ve arazinin geri görünümünde kalan 765 daire ile 105 villa alacaktı. Sarıyer'deki UYUM villalarının bir kısmı henüz tamamlanmıştı ki, yerel seçimler gelip çattı ve Bedrettin Dalan seçimi kaybetti. Yeni Belediye Başkanı Nurettin Sözen UYUM Kooperatifi'ne savaş açtı ve bazı villaları yıktı.

Boğaz'ın Avrupa yakasında evdeki hesap çarşıya uymamıştı ama Asya yakasında uymaması için bir neden yoktu. Uygun arazi de bulunmuştu. 2 milyon 700 bin metrekarelik Saip Molla Çiftliği sessiz sedasız bu iş için satın alındı. Paşabahçe sırtlarında UYUM-2 adıyla yeni bir kooperatifin çalışmaları başlatıldı. Kooperatifin Başkanı Niyazi Adıgüzel' di. Paşabahçe Uyum Yapı Kooperatifi üyeleri arasında yine tanıdık isimler yer alıyordu: Dönemin İSKİ Genel Müdürü Atom Damalı , ANAP Milletvekili Ferruh İlter, Şehmuz ve Aziz Tatlıcı , DYP Artvin Milletvekili Hasan Ekinci, Ankara Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy , Prof. Akın İlkin , gazeteci Ertuğrul Akbay.

AKP'nin Sevda Tepesi hesapları
Özal, önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah bin Abdülaziz'e Sevda Tepesi'ni gezdirerek satın almaya razı etti. Ardından da Dirvana ailesini, imar izni olmayan korularını prense satmaya. Özal, 1984'te Bin Abdülaziz'e Çamlıca tepelerini de gezdirmişti.

Sarıyer'in Boğaz'ı gören tepelerinde, Özal 'ın hemşerisi Malatyaspor Başkanı Metin Kaya Çağlayan 'ın MESAN villaları da Uyum'la aynı dönemde yapılmıştı. Devlet Denetleme Kurulu raporlarıyla kaçak yapılar hava fotoğraflarıyla tespit edilmiş ve Danıştay'ın yıkım kararıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gönderilmişti.

Yıkım emri bununla da kalmadı. İstanbul Valiliği adına Vali Yardımcısı Şenol Engin imzasıyla 4 Haziran 1990 tarihli ve 5558 sayılı resmi yazısıyla Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nden Sarıyer'deki Çağlayan'a ait MESAN villalarının müdürlükçe neden hâlâ yıkılmadığı ve yıkım konusunda gerekli hassasiyetin neden gösterilmediği soruluyordu. SHP'li Prof. Dr. Nurettin Sözen 'in belediye başkanlığı sırasında ilk yıktığı yerlerden biri de MESAN villaları oldu. Ancak MESAN villalarının yıkımı Uyum villaları gibi kavgasız gürültüsüz olmadı. Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yıkım ekiplerini Mekân Yatakları'nın da sahibi olan Çağlayan'ın silahlı adamları karşıladı. Yıkım sırasında büyük bir arbede yaşandı.

Dönemin Başbakanı Turgut Özal ve İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan 'ın Boğaziçi İmar Yasası'nı delme amacıyla İmar Yasası'na ekledikleri 47. madde ile katletmek istedikleri bölgelerden birisi de Sevda Tepesi'ydi. Anadoluhisarı'nda Göksu'yu tepeden gören Kıbrıslı Yalısı'nın arka bahçesindeki 57 bin metrekarelik korunun sahibi Dirvana ailesi Boğaziçi öngörünümde olması nedeniyle arazilerine imar izni alamıyorlardı. Aile koruyu 1984'te satışa çıkardı. Özal, önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah bin Abdülaziz 'e Sevda Tepesi'ni gezdirerek satın almaya razı etti. Ardından da Dirvana ailesini, imar izni olmayan ve dolayısıyle hiçbir işe yaramayan korularını prense satmaya.

'1 MİLYON DOLARA SATILDI'
Veliaht Prensi'nin satın alma teklifi, Dirvana ailesine bizzat devlet kanalıyla iletildi. Aile imarsız arazilerini prense satmaya karar verdi. Satış işlemi de İstanbul Belediyesi'nde gerçekleştirildi. Bugüne kadar Sevda Tepesi'nin Bin Abdülaziz'e 27 milyon dolara satıldığı ve imar izni iptal edilerek mağdur edildiği tezi işlendi. Oysa Dirvana ailesinden Filiz Dirvana 'nın Vatan gazetesinden Yavuz Semerci 'ye verdiği bilgiye göre Sevda Tepesi 27 milyon dolara değil, hepitopu 1 milyon dolara satılmıştı.

Suudi Prensi'nin arazinin sahibi olmasının önünde bir engel daha vardı. "Karşılıklık ilkesi" gereği Suudi Arabistan ile Türkiye Cumhuriyeti arasında gayrimenkul alım satımı yapılamıyordu. Dönemin Başbakanı Özal, hemen kolları sıvayarak Bakanlar Kurulu kararıyla 21 Ocak 1984'te prensin arazinin sahibi olmasını sağladı.

Satış işleminden hemen sonra da İmar Yasası'nda eklenen meşhur 47. maddeyle Boğaziçi öngörünüm bölgesinde olan ve 5 bin metrekarenin üzerindeki arazilere yüzde 6 oranında imar izni verildi. Ancak bu değişikliği Anayasa Mehkemesi iptal edince Sevda Tepesi de Bin Abdülaziz'in elinde kaldı. Aradan geçen 22 yılda sonuç değişmedi ve Bin Abdülaziz arsayı satışa çıkardı. Ne var ki, arsaya talip çıkmadı.

Topbaş: İnceliyoruz
Her alanda Özal'a özenen Başbakan Tayyip Erdoğan da Sevda Tepesi'ne izin için çareler aramaya başladı. Zira Erdoğan da Arap sermayesini İstanbul'a çekmek için her yola başvurmaya, gerekirse kanun değiştirmeye hazır olduğunu her fırsatta dile getiriyor. AKP'li İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Sevda Tepesi'nin imara açılması için hazırlık yaptıklarını, dosyayı incelettirdiğini açıkladı. Topbaş, eğer arazi imara açılamıyorsa devletin Prens'e parasını iade etmesi gerektiğini de söyledi.