Datça-Aktur’un akşam üzeri klasik müzik çalınan Antik
Bar’ı iki gündür yazlık sinemaya dönüşmüş durumda. 2008 Avrupa Futbol
Şampiyonası maçları için kurulan dev ekrandaki yayını seyretmek üzere site
sakinleri akın akın Deniz’in yerine taşınıyorlar. Yılmaz Erdoğan’ın
‘Vizontele’si gibi eğlenceli ancak o denli de ciddi bir durum var.
Ak-Tur AŞ, 1970’li yıllarda Türkiye’nin ilk turizmci valisi diye bilinen
eski Muğla Valisi Özer Türk tarafından kurulmuş bir şirket. Datça’da 1275,
Bodrum-Bitez’de 670 konutu bulunuyor. Bodrum Aktur’da Özalların da evi vardı ve
1983 seçimlerinde Turgut Özal Başbakan olunca, site bir anda ün kazanmıştı.
Datça ise Bodrum’un hareketliliğinden uzak, sade yaşamı seçen, deniz ve ormanın
birleştiği bu cennet mekânda (Can Yücel, mekânım Datça olsun, derdi) doğaya
dönük yaşayan emeklilerin ağırlıkta olduğu bir yer. Ancak bu yaz, Aktur’da huzur
bozuldu! Antik Knidos gibi, Kızlan ve Emecik köylülerinin pazaryerinin çağdaş
agora işlevi, günlük alışveriş kadar enformasyon ihtiyacını da karşılıyor.
İki teminat mektubu Akturlular, bir sabah pazaryerine
geldiklerinde, kilosu 20 liraya satılan ‘nurlu’ bademin Balcı İbrahim’deki
fiyatının neden 25 liraya çıktığını sorgulamaya fırsat bulamadan, evlerine
‘haciz konulduğu’ haberiyle şoke oldular! O gün pazarda domates 1 liraya,
salatalık 2 liraya satılıyordu. Kavun karpuz fiyatları ucuzlamıştı. Pazardan iki
poşet doldurup 25-30 lira harcayarak evine dönenler o gün, ‘hissedarı’ oldukları
Ak-Tur AŞ’nin TOKİ müteahhidine verdiği 21 trilyonluk ‘teminat mektubu’
nedeniyle iki bankaya borçlu uyandıklarını öğrendiler.
Ne Ergenekon, ne
AKP’nin kapatılma davası, ne Sarkozy’nin Carla Bruni ile çıktığı tatil, hatta
Deniz Baykal’ın anjiyosu, bu haberlerin hiçbir önemi yok. Aktur’da kıyamet
kopuyor. 21 trilyonluk haciz davası yaz sıcağında insanları buram buram
terletiyor.
Toplantı üzerine toplantı yapılıyor.
Plajda isyan havası var: Suç duyuruları başladı. Yönetimi devirmek
üzere büyük bir seferberlik gözleniyor. Maç için kurulan dev ekranda Muğla’daki
‘hesaplaşma’ toplantısının görüntüleri yazlık sinema gibi oynatılıyor.
Bodrum-Bitez’deki apartlar Site yönetimi de ‘muhalefeti’
püskürtmek üzere gün boyunca, ‘mahkemenin hacizleri geçici olarak durdurduğu’
konusunda anonslar yapıyor. Aktur’da kıyametin kopmasına neden olan 21
trilyonluk ipotek Bodrum-Bitez’de yaptırılan 150 apart inşaatından
kaynaklanıyor. Ak-Tur AŞ, mülkiyetindeki 1609 parsel arsayı kat karşılığında
(yüzde 40/60) Bodrum’da turizm tesisleri yapan Süha Yılmaz’a ait Yapı
Endüstri’ye satıyor. Ancak iskân alınıncaya dek tapu verilmiyor. Geçen yıl
inşaatlar bitiyor, Bodrum Aktur’a ait 150 apart teslim alınarak 27 Haziran
2007’de açılışı yapılıyor.
‘Gülen cemaatine geçecek’ Belediye
başkanı, aynı gün iskân ruhsatlarını imzalayarak törene geliyor. Şirket,
bunları kiralıyor ve geçen yıl 1.6 trilyon gelir elde ediyor. O arada Yapı
Endüstri, TOKİ’nin Bahçeşehir’de yaptıracağı 1000 konutluk ihaleye giriyor. Ve
henüz tamamlanmayan işler ve 255 milyar YTL dolayında alacak nedeniyle tapusunu
alamadığı Bodrum’daki arsa karşılığında Asya Bank’tan kullanacağı kredi için
Ak-Tur AŞ yönetiminden 16 trilyon dolayında ‘teminat mektubu’ alıyor. Ak-Tur
AŞ’ye göre ve mahkeme kayıtlarında bu rakam 14 trilyon YTL.
Ayrıca
‘yapsat’ olarak müteahhide geçen konutlar için de Akbank’tan 5 trilyon krediye
destek sağlanıyor. Böylece 21 trilyon gibi bir risk ortaya çıkıyor.
Bodrum’daki müteahhit, TOKİ’nin Bahçeşehir konutlarında yükümlülüğünü yerine
getirmeyince Asya Bank, 14 trilyonluk teminat nedeniyle Ak-Tur AŞ’nin
taşınmazlarına ‘ihtiyati haciz’ koyduruyor. Haber, Gökova’yı bir çırpıda aşıp
Datça’ya ulaşıyor ve senaryolar plajda uçuşuyor; Aktur’un cemaat sermayesine
borçlanma nedeniyle Fethullah Gülen’in eline geçeceğine dek her türlü şey
konuşuluyor.
Yönetimin savunması Ak-Tur’da yönetim, elindeki arsayı
müteahhide devretmek yerine, 14 trilyonluk teminatı imzalamak ve büyük bir risk
oluşturmakla suçlanıyor. Yönetimin istifası isteniyor. Ak-Tur AŞ Başkanı Nabi
Çakır ve Başkan Yardımcısı Fuat Şahin’e suçlamalarla ilgili sorular yönelttik.
İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin, 18 Temmuz 2008’de, şirket varlıkları
üzerindeki haciz takibinin ‘geçici olarak durdurulması’ kararını verdiğini
söylediler. Ayrıca bankanın, Ak-Tur’un müteahhitten alacaklarının
rehinle-ipotekle garanti altında olduğu bilgisini mahkemeden saklayarak yargıyı
yanıltma yoluna gittiğini, bu durumu 18.9.2008’e gün verilen mahkemeye sunmaya
hazırlanırken, bankanın ‘uzlaşma’ çağrısı üzerine tapu devriyle sorunu tümden
çözeceklerini açıkladılar.
Nabi Çakır ve Fuat Şahin şöyle
konuştular: “Yaşlı insanların kapılarını çalıp evlerinizi
ellerinden alacaklar, yetmeyecek, üstüne de 5-10 milyar vereceksiniz diye
aldatıyorlar. Böyle bir şey yok. Ak-Tur AŞ bu durumdan sıfır zararla çıkacak.
Yönetim olarak biz bir tercihte bulunduk, arsa tapusunu apartlar bitince
müteahhide verebilirdik ama o zaman da alacağımızı tahsis edemezdik. Müteahhidi
bekleseydik bu defa belediyeden iskân alamayacaktık ve apartları kiraya
veremeyecektik. Oysa iki yılda 3-4 trilyon gelir sağladık. Bodrum’da
yarattığımız değer 50 trilyonu aşıyor. Akçalı konularda her türlü hesabı vermeye
hazırız.”
Ancak yönetimin bu savunusuna karşılık, toplamı 1 trilyonu
geçmeyen müteahhit alacakları karşılığında 14 trilyonluk teminatın niye
verildiği ve Ak-Tur’un bankalar karşısında ‘çıkarı olmayan’ bir konuda niye güç
duruma düşürüldüğü konusunda yanıtlar ‘tatmin edici’ bulunmadığı için yönetimi
değiştirmeye dönük bir girişimler de sürdürülüyor. 21 trilyonluk kavga ağustos
sonundaki Datça-Aktur genel kurulunun sonucu açısından da belirleyici
olacak.