Yeliz Kahya / Peyzaj mimarı ve kentsel tasarımcı

Yeliz Kahya, Bilkent Üniversitesi Peyzaj Mimarı ve Kentsel Tasarımı bölümü 2004 yılı mezunu. 2007'de İTU Kentsel Tasarım Master Programı'nda “Kentsel Değişim Olgusu Bağlamında Gelecek Öngörüleri: Siber Şehirler” adlı tezini teslim etti. Bununla beraber yaklaşık 3,5 sene bir özel şirkette çalıştı. Fırsat buldukça çeşitli kentsel tasarım yarışmalarına dahil oluyor. Şu sıralar çalışmayan Kahya, zamanını ODTÜ  Şehir ve Bölge Planlama Doktora derslerini bitirmeye ayırıyor.

* Mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı, kadınlara ne kadar açık meslekler; tercih yapma aşamasında kadınların elindeki doneler süreci ne kadar doğru yönlendiriyor?
 
Tercih yapma sürecinde kadınlar artık istedikleri mesleği yapabilme şansına sahipler. Örneğin bizim bölümde ve okuduğum her okulda genelde kadın sayısı daha fazlaydı. Ve eğitimleri sırasında başarılıydılar. Yani üniversite hayatında bir kadın ve erkek olmanın ne gibi bir ayrıcalık veya dezavantaj sunduğunu anlayamıyoruz. Iş  hayatında ise bu oran nasıl oluyorsa değişiyor ve mezun olan kadınlar iş hayatına ya girmiyorlar yada daha görünmez  roller üstleniyorlar.

* Üniversiteler eğitim programlarını hazırlarken ve sunarken yeterince eşitlikçi mi?

Benim eğitim gördüğüm okullarda genellikle eşitlikçi bir tavır vardı. Kadın veya erkek olmak aldığınız eğitimde bir fark yaratmıyordu. Hepimiz öğrenciydik.

* Okul sonrası meslek pratiğine geçişte cinsiyet ne kadar belirleyici, kadınlar bu anlamda ne gibi sorunlarla kaşılaşıyorlar ve bu sorunlar tercihlerini nasıl şekillendiriyor?

Bence, ilk bakışta hiç ayırım yokmuş gibi gözükse de, aslında iş hayatında kadın ve erkek mimar, mühendisler arasında bir ayrım yapılıyor. İşgücü ihityacı olduğu için bir şekilde mesleğinizi yapabiliyorsunuz fakat işinizde yükselip iyi bir yere gelmenizde yada kendi ofisinizi açmanız konusunda bazı engeller olduğunu düşünüyorum. Yönetici konumunda bir mimar ya da tasarımcı olma önceliği genelde erkeklere ait bir ayrıcalık. Kadınlar daha iyi bir pozisyona yükselebilme şansına sahip olmak için, daha fazla özveri ve performans sarf etmeler gerekmekte ve kendilerini bir erkek gibi çalışabileceklerini gösterme zorunlulukları var. Bir kadın olarak bu sektörde özel iş yerini açma şansınız da ancak bir erkek ortağınızla mümkün gözüküyor. Tabii bunlar genellemeler bunu başarabilmiş kadın mimar ve mühendis örnekler var.

Ben kendi deneyimlerime bakacak olursam, iş bulma konusunda kadın olmaktan dolayı bir güçlük çekmedim. Ama iş hayatına girince, erkek meslektaşlarına yapabileceğiniz işler ayrılmakta ve bu durumu değiştirmek için ayrı bir gayret sarf etmem gerekti.  Özellikle karar alma sürecinde işi bilen sanki erkekmiş gibi bir yaklaşım var ve ona öncelik tanınmakta. Yani iş kademelenmesinde bir ayrım var. İşgücü olarak gerekli olan kadın çalışan, karar alma ve benzeri üst kademe süreçlerde fazlalık olarak ele alınabiliyor.  Bu sürece ne kadar az kişi dahil edilse o kadar iyi olacağı düşünüldüğünden, kadınların bir şekilde kendilerini bilgi ve deneyim konusunda erkeklerle eşit düzeyde olduklarını ispat etme zorunluluğu doğuyor.

* Cinsiyet eksenli sorunlar, mesleki sorunlarla parelellikler taşıyor mu, ne gibi? Her disiplinin kendine özel sorunları olduğunu söylemek mümkün mü?

Her disiplinde bence bu tarz sorunlar gizli bir şekilde hala sürmektedir. Bu ayrım bazen kadınlar tarafından bile hissedilmiyor olabilir. Çünkü bir şekilde eskiden hiç giremediğimiz bir dünyanın içine girebiliyoruz, ama orada uslu ve hanım hanımcık bir şekilde oturma kaydıyla. Orada bulunma şartlarımızı ihlal ettiğimiz anda bu bize verilen ayrıcalıklı yerden kovula biliriz. 

* Daha teknik ve / veya entelektüel bir bilgi alanı olan mühendislik- mimarlık ve şehir plancılığı alanlarında kadınların yaşadıkları sorunlar ülke genelinde yaşanan kadın sorunlarından farklı mı? Mühendis- mimar ve şehir plancısı kadınlar, belirlenmiş toplumsal rollere karşı ne kadar direnç gösterebiliyorlar?

Bu sorunlar genelde yaşanan kadın sorunlarıyla birebir aynı olmasa da, bu sorunların farklı bir yansımaları bu tarz entelektüel bir meslekte dahi yaşanıyor. Fakat bu belirlen rollere direnen ve başarılı olan az da olsa kadın meslektaşımız var.

* Mühendis- mimar ve şehir plancısı kadınlar, meslek odalarında ne kadar söz sahibiler; odalar 'kadın' meslektaşlarının sorunlarına karşı ne kadar duyarlı? Bu anlamda bir politika üretmek gerekiyor mu?

Bence bu konuda kadınlar özel bir ayrıcalık uygulamak zaten bu ayrımı baştan kabul etmek demek oluyor ve aslında bir eşitlik yaratmaktan çok, bu eşitsizliği meşrulaştırıyor. Bu değişim sanırım zamanla kadınların iş hayatına farklı yerlerde ve başarılı konular imza atmasıyla kendiliğinden olabilecek bir şey. Aslında kendine güven problemi. Kadınlar bu sektörde kendi başlarına bir erkek desteği olmadan ayakta durabildiklerini ve başarılı olduklarını bir şekilde göstermeliler. Bu şekilde sosyal hayatta ve iş dünyasında daha görünür olabiliriz.