Yeni Laboratuvar Sıfır Enerji Tüketimine Odaklandı



Rocky Sıradağları'nın eteklerinde geçenlerde güneş batarken ABD'nin en büyük net sıfır enerji tüketimine sahip ofis binasında iş yoğunluğu zirveye çıkmıştı. Yere monte edilmiş hoparlörlerden klasik havalandırma ve ısıtma sistemlerinin vınlamasına benzer sesler çıkıyor. 20 bin 439 metre karelik kapalı ofis alanına sahip bu binada bu tip sistemler yok. Ancak yöneticiler, çalışanların zifiri sessizlikten rahatsız olduğunu keşfedince, daha iyi bir çalışma ortamı için bu yöntemi bulmuş. Çatıda güneş ışığından enerji üreten fotovoltaik paneller ikindi ışığında yavaş yavaş yuvalarına çekiliyor. Paneller saat 13:35'e kadar binanın kullanabileceğinden daha fazla elektrik üretiyor. Bu fazlalık binaya 3 saatlik bir elektrik rezerv kazandırıyor. Elektrik üretimi öğlen gibi bir bulut kümesinin güneşi kapatmasıyla bir süreliğine sekteye uğrayabiliyor. Binanın amacı, yıllık net enerji tüketiminin sıfır olabileceğini ispatlamak.

Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nın 800 çalışanı itinayla tasarlanan bu binaya 6 ay önce taşınmalarına rağmen hâlâ alışmaya çalışıyor. Bu kurum, 64 milyon dolara mal olan bu binayı enerji verimliliği konusunda örnek olarak gösteriyor. İdari destek görevlisi Jim Duffield, "Burası bir tür harikalar diyarı" diyor. Ofis binalarının büyük çoğunluğu bir şekilde içinde bulundukları çevreden kopuktur. Enerji laboratuvarının Araştırma Destek Servis binasının ise ayna ile sünger karışımı bir yapısı var. Binanın toprak üstündeki bölümünde aynalar güneş ışığını yansıtıp içerideki ofisleri aydınlatıyor. Yerin altındaki labirentimsi ise topraktaki ısıyı yakalamak ve depolamak için kullanılıyor. Merkezi bilgisayar, 24 saatlik süreçte net sıfır enerji kullanımı dengesini gözeterek toplanan ve tüketilen her watt enerjiyi takip ediyor. 24 saatlik süreçte net sıfır enerji hedefi henüz ulaşılabilir değil. Ancak gelecek senenin başında projenin üçüncü binası ve park yeri de tamamlanınca bu hedef ulaşılabilir olacak. Geçenlerde bir gün, sıcaklık 18 santigrat derecede tavan yaptı. Güneş 7:12'de doğdu. 7:20'de ise fotovoltaik paneller devreye girip elektrik üretmeye başladı. Elektrik tüketimi çalışanlar geldikçe arttı ve 9:40 itibariyle doruk noktasına ulaştı. Çalışma ünitesi başına 65 wattlık bir azami tüketim öngörülüyor. Bu arada 121 hektarlık proje sahasına işlem gücü sağlayan bodrumdaki veri merkezinin elektrik tüketimi ise saat 10:10'da en üst seviyeye ulaştı. Veri merkezi, laboratuvar merkezinde en fazla enerji tüketen birim. Ancak merkez aynı zamanda büyük miktarda ısı üretiyor. Bu, binaların ısıtılmasında kullanılıyor.



Projeden sorumlu müteahhit firma Haselden İnşaat'ın kıdemli proje yöneticisi Jerry Blocher, "Bu binada hiçbir şey alışkın olduğumuz şekilde inşa edilmedi" diyor. ABD'nin toplam yıllık enerji üretiminin yüzde 18'i ofis binalarına gidiyor ve bu binaların çoğu enerji verimliliği hiç düşünülmeden inşa edilmiş. Enerji Bakanlığı'na bağlı bir kurum olan bu laboratuvarın inşasında ileri teknoloji kullanılmamış. Enerji tüketimi açısından verimsiz olan bir binaya son derece pahalı bir güneş paneli sistemi yerleştirerek verimli kılınması amaçlanmamış. Amaç, bilinen her şeyi yeniden düşünmek. Var olan teknolojinin maliyeti düşük olduğu kadar enerji kullanımı verimli. Tasarımcıların amacı, net sıfır enerji tüketiminin hem ucuz ve hem de basit olduğunu göstermekti. Enerji Bakanlığı'nın Golden saha ofisinde laboratuvar operasyonlarının başında olan Jeffrey M. Baker, "Bu teknolojilere herkesin erişimi var. Burası yaşayan bir laboratuvar olacak" diyor.

Projede kullanılan bazı teknikler, Avrupa'daki eski katedrallerde kullanılanlar kadar eski. Binalar bir pil gibi ısı tutmak konusunda çok iyi bir araç. Toprak altında inşa edilen labirentin amacı da bu. Güneş ışığını yansıtıp ihtiyaca göre kullanılması tekniğini Mısır piramitlerini inşa eden mimarlar da biliyordu. Laboratuvarda aynalar ışığı beyaz panellere yansıtıp ofisleri aydınlatırken elektrik tüketimini azaltıyor. 24 saat sürecinde net enerji kullanımını sıfırlamak hedefinde ana odak noktası ışıklandırmaydı. Tasarımcılar, doğal ışık ve hava akımını engellememesi için çalışma alanları arasındaki bölme duvarların yüksekliğini azalttı. Bu çalışanlar arasında mahremiyet konusunda endişelere yol açtı. Yöneticilerin ofisleri ise yansıyan ışığı almak üzere özel tasarlanmış. Makul masrafla çevreye uygun bina olabilmek için sorunlara son derece yaratıcı çözümler bulunmuş. Binalarda kullanılan silindirik taşıma sütunları, hiçbir zaman kullanılmamış 914 metrelik bir doğalgaz boru hattından alınmış. Lobide kullanılan ahşap malzemeler, böcek istilasından dolayı ölen ağaçlardan tedarik edilmiş. Binanın metrekaresi 2 bin 800 dolara mal olmuş ki bu ortalama enerji verimli bina masrafından düşük. Tasarımın diğer unsurları da insan davranışları gözlemlenerek yapılmış. Fotokopiye gitmek için uzun mesafe yürümeleri gerekince insanlar daha az fotokopi çekiyor. Yöneticilere göre, çalışanlar ne kadar enerji tükettiklerini bilince de daha az enerji tüketiyor. Holde bulunan monitörden insanlar, bilgisayar ekranı dâhil olmak üzere sekiz farklı kalemde ne kadar enerji tükettiklerini görüyor. Gece personeli, işe 17:00'da geliyor. Bu sayede ikindi ışığından yararlanıp daha az elektrik tüketiyorlar.

Laboratuvar Müdürü Ron Judkoff, "Çalışanlar şimdi ellerinden geleni yapıyor. Bu hevesin uzun süreli olup olmayacağını ve insanların bu konuda eğitilir olup olmayacağını zaman gösterecek" diyor. Web tasarımcısı Anthony Castellano, enerji kullanımı konusunda işteki hassaslığı akşam eve gidince de yanında taşıdığını söylüyor. "Evdeki ışıkları kapattığım için çocuklarım bana bağırıyor" diyor. Saat 17:05'te güneş panelleri elektrik üretmeyi kesti. Azalan güneş ışığı aynı zamanda aydınlanma için kullanılan elektriğin artmasına yol açtı. Saat 5:55'te aydınlanma için kullanılan elektrik tüketimi tepe noktasına ulaştı. Beş dakika sonra ise merkezi işletim sistemi iki saatlik bir döngü içerisinde ışıkları kapatmaya başladı. Bilgisayar geç saate kadar çalışan personele bir mesaj gönderiyor. Duffield'in bitkilerle dolu ofisi binada çalışanların sürekli uğradıkları bir yer. Eğer bina bir deneyse ofisindeki bitkiler de deney içinde bir deney. Çalışma arkadaşları, ofisindeki bitkilerin sağlıklı olmasını, binanın verimli olduğuyla bağdaştırmış. "Binanın karbon dengesinin bir göstergesi olarak algılıyorlar" diyor. "Evimdeki borazan çiçeği kışın büyümüyor. Ama burada, yansıyan ışıkla birlikte büyümeye devam ediyor" diye konuşuyor.