Yerliler 'Dünya'dan Af Diledi



Kuzey Amerika yerlileri kendi geleneksel yöntemleriyle dünyayı nasıl kurtarabileceklerini tartışmak ve insanlığın dünyaya verdiği zarar nedeniyle af dilemek üzere Meksika'daki tarihi Maya piramitlerinin gölgesinde bir araya geldi.

Meksika, ABD ve Kanada'daki 71 yerli grubundan 200'den fazla lider, şafakta yakılan ateşler, tütsüler, ilahiler eşliğinde önceki gün başlayan ve 2 gün sürmesi planlanan toplantıda, dünyayı tehdit eden ekolojik sorunlar ile kirliliğe çözüm bulabilme yollarını ele aldı.

Konuşmacılar, Palenque tapınaklarını inşa eden Maya uygarlığının çökmesinde etkili olduğu belirtilen ormansızlaşma teorilerine değinerek yerli kültürlerinin eski dönemlerden beri çevre sorunlarıyla mücadele ettiğine dikkat çekti.

Kanada yerlilerinin temsilcisi Bill Erasmus , "İklimin değiştiği açıkça ortada. Görevimiz dünyayı uyandırmak" dedi. Meksika Çevre Bakanı Juan Elvira Quesada da toplantının, "Kuzey Amerika'nın yerli halklarının öğretilerini sunmaları" anlamına geldiğini söyledi ve "Bu yolla yerli topluluklar, dünyanın uyum ve dengesini yeniden sağlamada doğal rehberler olabilirler" diye konuştu.

Alaska Yakutat bölgesinden Tlingit yerlilerinin lideri Raymond Sensmeier de "Toprak Ana, endişe verici oranda kirleniyor, yaşlılar onun öldüğünü söylüyor. Bazen bilim adamlarıyla konuşuyorum. Nesneleri parçalara ayırıyor, kutulara koyuyor ve birbiriyle bağlantısını koparıyorlar. Bu da dengesizlik ve uyumsuzluğu beraberinde getiriyor" dedi.

İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ AZINLIKLARI VE YERLİLERİ TEHDİT EDİYOR

Uluslararası Azınlık Hakları Grubu (MRG), dünyada iklim değişikliğinden ve çevre sorunlarından en fazla etkilenen kesimlerin azınlıklar ve yerli halklar olduğunu, buna karşın toplumun marjinal kesimini oluşturan bu grupların en az yardımı aldığını bildirdi. MRG dün yayımladığı "Dünya Azınlıklarının Durumu" raporunda, son dönemde yaşanan bazı çevre felaketlerinin en fazla azınlıkları ve yerlileri etkilediğini ve iklim değişikliğinin bu grupların varlığını tehdit ettiğini belirterek siyasetçilere bu kesimlere daha fazla yardım etme çağrısı yaptı. Hindistan'ın kuzeyindeki Bihar eyaletinde geçen yıl yaşanan sel felaketinin örnek olarak verildiği raporda, felaket bölgesine yardımın çok geç gönderildiği ve kurbanların "ayrımcılığa" maruz kaldıkları vurgulandı.

Raporda ayrıca iklim değişikliğine karşı çözüm olarak sunulan, ancak gıda maddelerinden yapılması nedeniyle yiyecek kıtlığına yol açabileceği belirtilen biyoyakıtların da yerlilerin ve azınlıkların yaşamını tehdit ettiği kaydedildi. Biyoyakıt üretimi için kullanılan gıda maddelerinin ekili olduğu alanların giderek arttığı ve bunun Kolombiya, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde halkların evlerini terk etmek zorunda kalmalarına yol açtığı ifade edildi.

Yerli halkların doğayla yakın ilişkiye sahip olduğunu belirten Uganda'daki Karamajong topluluğu temsilcisi David Pulkol , "Büyüklerimiz, ekime ya da avlanmaya ne zaman başlayacaklarını doğaya bakıp tahmin ederlerdi. Ancak iklim değişikliği artık bunu imkânsız hale getirdi" dedi.