Yıkımlarda 'Rant' Kaygısı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mesken ve Gecekondu Müdürü Hüseyin Kaya, "Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında en büyük yıkımın Okmeydanı'nda gerçekleştirileceğini açıkladı. Kaya, ilk etapta Gaziosmanpaşa'da 700 gecekondunun yıkılarak buradaki hak sahiplerinin sosyal konutlara yerleştirileceğini ifade etti.

Türkiye'de en fazla gecekondulaşmanın yaşandığı kentlerin başında gelen İstanbul'da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yürütülen Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde 85 bin konut yıkılacak. Ancak, mimarlar ve şehir plancıları, gecekondu bölgelerindeki tasfiye nedenlerinin açıklanmasını isteyerek bu alanların sermaye gruplarının çıkarına kullanılmamasını istedi.

İBB Mesken ve Gecekondu Müdürü Hüseyin Kaya proje kapsamındaki en büyük yıkımı Okmeydanı'nda gerçekleştireceklerini belirterek yapacakları çalışmalarla Okmeydanı'nda tarihi dokuyu yeniden ortaya çıkaracaklarını söyledi. İstanbul'da en yoğun gecekondulaşmanın Gaziosmanpaşa'da olduğunu ifade eden Kaya, ilk etapta 700 gecekondunun yıkılarak, buradaki hak sahiplerinin sosyal konutlara yerleştirileceğini dile getirdi. 2003 yılında yaptıkları araştırmada, kent genelinde toplam 85 bin 423 gecekondu tespit ettiklerini anımsatan Kaya, gecekondulaşmaya karşı geliştirilen proje kapsamında Armutlu, Sarıgöl ve Gazi Mahallesi'ndeki 1500 gecekondunun yıkımına başlandığını belirtti. Pendik ve Baltalimanı'nda belediye mülkü üzerinde bulunan toplam 84 gecekondunun yıkıldığını da anımsatan Kaya, "Belediye, yurttaşları mağdur etmeden, imarsız yapılan binaları yıkmaya devam edecek" dedi. Kaya, projeyle, gecekondularda yaşayan yurttaşların toplu konutlara yerleştirileceğini kaydetti.

Sosyal nitelikli proje isteği
Kentsel Dönüşüm Projesi'ni gazetemize değerlendiren Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağatay Keskinok, bu tür çalışmaların iyi niyetli olup olmadıklarının sorgulanması gerektiğini söyledi. Keskinok, "Sözkonusu alanların gecekonduculardan arındırılması projesinin, sosyal niteliği bulunmuyor, toplumsal gerilimlere neden olabiliyor. Belediye yönetimi bugüne değin benzer çalışmalarda kamusal yarar yerine sermayeye rant imkanı yaratılmasına yönelik tutum sergiledi. Bunun son örneğini de Haydarpaşa projesinde görüyoruz. Bugüne dek böyle bir politika güden bir yönetimin, gelecekte de daha farklı olabileceğini beklemiyoruz." dedi.

'Tasfiyenin nedeni açıklanmalı'
Kentsel dönüşüm söylemlerinin amaç ve sonuçlarına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Keskinok, şöyle devam etti: "Gecekondu alanlarının neden tasfiye edildiğinin net olarak açıklanması gerek. Örneğin heyelan bölgesinde yer alan ve üzerindeki evleri tehdit eden bir alana, gecekonducular tasfiye edildikten sonra bir iş merkezi yapılıyorsa, buna dikkat edilmeli. İmar usulsüzlükleri ile yapılan Gökkafes'e dokunulamazken, gecekondular silkeleniyor."