"Yurt Dışında Bankalar Firmalara değil, Projeye Teminat Veriyor"



Baytur İnşaat A.Ş Onursal Başkanı Sezer Birgili, yurt dışında bankaların firmalara değil, projeye teminat verdiğini, böylece firmaların gayrimenkul varlığına bağlı kalmadan yeni işler alabildiğini belirterek, Türkiye'de de bankaların aynı sistemi uygulamasını istedi. İNTES ve Dünya Gazetesi'nin birlikte düzenlediği "Dünyayı İnşa Edenler" konulu konferans kapsamında gerçekleştirilen panelde konuşan Birgili, yurt dışında üstlenilen bir projede istenen teminat mektubu tutarının, akreditif açmak, ithalat yapmak, ödemeler için alınan teminatlar da dikkate alındığında iş tutarının yüzde 25-30'una kadar ulaştığını söyledi. Bankalarla konsorsiyum kuran büyük firmalar dışındaki firmaların teminat mektubu bulmakta büyük sorun yaşadığını anlatan Birgili, şu bilgiyi verdi:

"Yurt dışında bankalar firmaya değil, projeye teminat veriyor. Proje ile ilgili akreditifleri açıyor, gerektiğinde ithalat için köprü kredi kullandırıyor. Bunun karşılığında da siz ödemeleri banka üzerinden geçiriyorsunuz. Ödemelerin en rahat yapıldığı ülkelerde bile karlılık yüzde 8-10 düzeyinde.  Kesintiler nedeniyle karı ancak iş bitince alabiliyorsunuz. Bu nedenle, bankaların gayri nakdi teminatlar konusunda devreye girmesi çok önemli. Halk Bankası'nın böyle bir proje değerlendirme birimi kurduğunu duydum. Diğer bankaların da bunu gerçekleştirmesi yararlı olur. Türkiye'de gayrimenkul teminatı olmadan teminat mektubu alınmıyor. Dolayısıyla firmaların yeni işler alması, gayrimenkul teminat varlığı ile sınırlı kalıyor. Eğer proje üzerine teminat verilirse, firmalar, gayrimenkul varlığına bağlı olmadan yeni işler alabilir."

Bazı firmaların yurt dışında yapabilme gücü üzerinde iş almalarının da ileride sorun yaratabileceğine işaret eden Birgili, bankaların kuracakları proje birimlerinde yapacakları değerlendirmeye göre teminat vermeleri halinde, bu sorunun ve haksız rekabetin de önlenebileceğini kaydetti.

Türkiye'de bankaların hisselerinin yarısının yabancıların elinde olduğunu ve bunların yurt dışı müteahhitlik sektörüne fazla sıcak bakmadığını anlatan Sezer Birgili, bankaların uzun vadeli proje kredileri yerine kısa süreli krediler kullandırmak istediğini söyledi. Türk bankalarından alınan teminat mektuplarının yurt dışında kullanılması sırasında da sorun yaşandığını anlatan Birgili, şöyle konuştu:

"Yabancı bankalar, teminat mektubunu götürünce önce Türkiye riskine bakıyor. Türkiye'nin riski konusunda bence uluslararası haksızlık yapılıyor. Bankaların battığı Kazakistan, neredeyse ülkenin satılığa çıkarıldığı İzlanda'nın notu BBB 1 iken, Türkiye'nin notu BBB-1, Zaire ve Gabon ile aynı kategoride. Bankaları, şirketleri batan ABD'nin notu bile düşürülmedi. Türkiye'ye haksızlık yapılıyor."

Türk müteahhitlerinin potansiyel pazar olarak gördüğü ülkelere bankaların aynı sıcaklıkta bakmadığını belirten Baytur İnşaat A.Ş Onursal Başkanı Sezer Birgili, Kenya, Gabon gibi ülkelerin Türkiye için dikkat çekici olmasına karşın, bankaların teminat mektubu vermemesi nedeniyle ihaleye bile girilemediği anlattı.

Yurt dışı müteahhitlik sektörü konusunda Eximbank ve diğer kamu bankalarının daha aktif olması, bankaların proje değerlendirme birimi kurmasını öneren Birgili, sektörde nakde çevrilen teminat mektubunun oranının yüzde 1 olduğuna işaret ederek, "Bankalar, verdiği teminat mektupları için yüzde 40 karşılık ayırıyor. Yüzde 1 risk için bu çok yüksek bir oran ve maliyeti artırıyor" dedi.

"Türk firmaları Batı Avrupa'da kar edemiyor"

Alsim Alarko Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu da panelde yaptığı konuşmada, Türk müteahhitlik sektörünün, rekabet koşulları ve kurallar nedeniyle gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinde başarı sağlamakta zorlandığını belirterek, "Batı Avrupa ülkelerinde para kazanıp dönenen Türk müteahhidi yok. Hepsi zarar etti. Biz bizim seviyemizde veya daha az gelişmiş ülkelere yönelmeliyiz. Batı Avrupa ülkelerinde başarı sağlamak çok zor" dedi.

Yurt dışında Türk müteahhitlerinin kendi arasında rekabet etmesini de eleştiren Yavrucu, "80 milyon dolarlık bir projenin ihalesine 14'ü Türk, 30 firma girdi. Bu projeden kar etmek mümkün değil. İş yapma kapasitesi sınırlı, şüpheli firmalar da bu tür ihalelere giriyor. Yurt dışında 23-24 milyar dolar iş yapan sektör, artık mutlaka belli kurallara bağlanmalı. Aksi takdirde yurt dışında sadece işverene para kazandırırız, kendimiz kazanmayız" diye konuştu.

Müteahhitlerin iş alacakları ülkedeki çalışma koşullarını çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Yavrucu, kriz nedeniyle ham madde ve malzeme fiyatlarının düştüğünü hatırlatarak, bugünün fiyatlarına göre teklif verilmesi halinde firmaların ilerde büyük sorunlar yaşayabileceğini, riskin azaltılması açısından ileri tarihlerdeki beklentilerin göz önüne alınması gerektiğini söyledi. Yavrucu, yurt dışında çalışan firmaların, anlaşmazlık hallerini düşünerek, mutlaka uluslararası geçerliliği olan dokümanlar tutması ve hazırlaması gerektiğini de vurguladı.

"Enerjide yerli kaynaklara öncelik verilmeli"

Doğuş İnşaat AŞ yönetim Kurulu Başkanı Gönül Talu da panelde, Türkiye'nin enerjide yüzde 75 dışa bağımlı olduğunu hatırlatarak, başta hidro elektrik olmak üzere, güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarına öncelik verilmesini istedi. Enerji açığının kapatılması için Türkiye'nin 8 yıl içinde, 8 Atatürk Barajı, 9 Afşin-Elbistan Termik Santrali ve 9 bin 700 megavat-saatlik bir doğal gaz santralını devreye sokması gerektiğini belirten Talu, enerji yatırımlarının artması için özelleştirmelerin hızlandırılmasını önerdi.

Akarsu kaynaklarının değerlendirilmemesi nedeniyle her yıl 13 milyar avroluk elektrik enerjisinin denize aktığını öne süren Talu, enerji için artık doğrudan fiyat desteği verilmesine yönelik düzenlemeyi olumlu bulduklarını ve bir an önce devreye girmesini beklediklerini söyledi. Talu, Türkiye'nin nükleer santral kurmasının zorunlu hale geldiğini ve bu konuda geç kalındığını belirtirken, gerekirse ilk santralde işin içinde devletin olması gerektiğini kaydetti.

Konuşmalardan sonra, konferansa katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Devlet Bakanları Zafer Çağlayan ve Cevdet Yılmaz ile paneldeki konuşmacılara İNTES tarafından plaket verildi. Demirel, Çağlayan ve Yılmaz, İNTES'in katılımcılara verdiği öğle yemeğine de katıldı.