Chicago'da Hafıza ve Su Tankları




Telefon direkleri, su tankları gibi “alet edevat” genelde pek dikkate değer bulunmaz. Ancak kentsel yaşantının düzeni için ne kadar hayati bir öneme sahip oldukları düşünülürse,
gerçekliğin ayrılmaz birer parçaları olduğu hemen ortaya çıkacaktır.




Chicago’da, başka kentlerden farklı olarak, bina çatılarına yerleştirilmiş su tanklarının bambaşka bir yeri vardır. Chicago Architecture Club tarafından düzenlenen yarışma, bir çoğu artık kullanılmasa da, Chicago’nun panaromik görüntüsünde ve tarihinde azımsanamayacak bir rol oynayan su tanklarının akibeti ile ilgiliydi.


Tanklar, 1871’deki büyük yangından sonra, yıkımın tekrarlanmasından duyulan korkuyu yansıtıyor aynı zamanda. Bu sayede yer çekiminden faydalanarak basınçlı su sağlanabiliyordu her an. 1930’lara kadar ahşaptan yapılan tanklar, 1930’lardan sonra metalden yapılmaya başlandılar. ‘80’lerden sonra ise mekanik pompaların yaygınlaşması su tankının üretimini genel olarak azalttı. Tankların artık kullanılmadıkları andan itibaren, yıpranmaya ve çürümeye başlamaları kaçınılmazdı.



Halen 130 civarında su tankın kullanımda olmasına karşın, çatıya monte edilmiş tankların sökülmesi başlı başına bir sorun ve su tesisatının da yenilenmesini gerektirebilecek kadar da pahalı bir işlem. Su tankları, hala şifreli bir mesaj gibi, unutulmuş ve yabancı birer nesne olarak bir çok çatının üzerinde duruyorlar.

Chicago’da gökyüzünün hemen altında ne yapılacağı bilinemeyen bu stürktürler üzerine ilk fikirler bu yarışmada ortaya atılmış değil. ‘70’lerde, Japon asıllı Amerikalı sanatçı Sachio Yamashita mümkün olduğunda çok sayıda su tankını boyamayı kendine iş edinmişti. Tankları boyamak için tek tek izin alıp, çeşitli renklerde boyuyor, tankların içinde yüzüyor ve onları numaralandırıyordu.



Yarışmanın Sonuçları


Thom Wayne’nin başkanlık ettiği jüri, Çin’den Katar’a kadar çeşitli yerlerden gelen öneriler içinde bir çok yaratıcı fikrin bulunduğunu belirtiyor.

Chicago’nun ruhuna uygun olacak şekilde, projelerin pek çoğu pragmatik, uygulanabilir, ekonomik kriterleri ön plana çıkarıyor.


Yine de, başarılı öneriler, tankların yalnızlığını ve yalıtılmışlığını kırıp, kentsel bir romansın parçası haline gelmesine ön ayak olarak, Chicago’nun kıyıda köşede kalmış gizilgücünü harekete geçirmeyi hedefliyordu. Önerilerden çoğu, ekolojik ve bilimsel bir boyut taşımakla birlikte, örneğin Ross Perkins, su tanklarının, Birleşmiş Milletler Mabedi gibi tasarlanarak, insan haklarının uluslararası düzeyde korunduğu ve tutuklanmanın mümkün olmadığı mekanlar haline dönüşmesini öneriyor.

“City of Dreams” önerisine göre ise, tanklara yerleştirilmiş kameralarda kaydedilen görüntülerin gece boyunca tankların üzerine yansıtılarak, Chicago şehrinin gün boyunca deneyimledikleri anımsanmış olacaktı.

Birincilik kazanan proje, tankların ve tankların oturduğu platformları birlikte ele alarak bir öneri getiriyor. Öncelikle rüzgar türbinleri ile elektrik üretimin sağlanacağı tankların yüzeyleri ise çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlikler ve çalışmalarla ilgili haberlerin yansıtılacağı ekranlarla kaplanacak. Hem ekonominin hem toplumsal yaşamın hem de tankların tarihi önemi doğrultusunda korunmasını gözeten proje Rahmen Polk’a ait.


Ayrıntılı bilgi için:
http://www.chicagoarchitecturalclub.org