Zorlu Grubu Gayrimenkul ve Enerjiye Yükleniyor, 10 Milyar Doları Gözlüyor
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, krize
rağmen yatırıma devam ettiklerini belirtirken, “2009 yılını 2008 ile başa baş
kapattık. Enerji ve gayrimenkul yatırımlarımız da devreye girince gelecek 3
yılda ciromuzu üçe katlayacağız” dedi.
Bu, 2012’de Zorlu’nun 10 milyar dolar civarında bir ciroya ulaşacağı anlamına
geliyor. Türkiye’nin en büyük gruplarından Zorlu Holding’in Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Zorlu, dinamik bir grup olarak global krizin geldiğini 2007 yılı
ortalarında gördüklerini söylüyor. 2009’un ilk üç ayı için “Gerçek bir kabustu,
bir tufandı, virüs gibi her yere yayıldı kriz” ifadesini kullanan Zorlu, 2009’un
ikinci yarısında hızlı koşarak açığı kapattıklarını, yılı küçülmeden
kapattıklarını anlatıyor. “Ama büyüme hedeflerini tutturamadık. Mevcutu korumak
bize yetmez, ülkemize yetmez” diyor. Dertlendiği memleket mevzularnı anlatırken
hüzünlenen, 27 ay davası sürenKarayolları
arazisi üzerindeki projesini anlatırken bir çocuk gibi sevinç gösteren
Ahmet Zorlu ile, şirketlerinin bugününü ve gelecek planlarını konuştuk.
Kriz geçirmez sektör yok
Sıkıntılı bir
yıl geride kaldı. Size yansımaları nasıldı?
2009 kolay bir yıl
olmadı. Biz grup olarak büyümedik de küçülmedik de. Vestel’de aynı seviyede
kaldık. Enerjide nispeten büyüdük. Yeni yatırımlar devam etti. Tekstil tarafında
ciroda yüzde 15 küçülme oldu ama üretimimiz değişmedi.
En çok
hangi alanda kriz hissedildi?
Krizden sıkıntı çekmeyen sektör
yok. İnsanlar şaşkınlığa düştü, satın almayı bıraktı. Elindekilere yöneldi.
Firmalar ise stoklarındaki malı çıkartmaya çalıştı. İnşaat, otomotiv,
elektronik, tekstil, hepsi bozuldu. Kriz geçirmez sektör yoktur. Vatandaş da
alımı erteledi. Fakat ÖTV indirimi bir patlama yarattı ve bu genele yayıldı.
Bu ay işçi alıyoruz
Pek çok insan işini
kaybetti. Sizin tarafınızda neler oldu?
Herkes bir düzen kurmaya
çalışıyordu. Yüzde 20 gibi bir tensikata gitti. İşsizlik de bunu gösteriyor.
Bunu yaşamak zorundaydı. O anda insanlar bir şeyler yapmak istedi. Dolar düştü.
İşsizlik yüzde 16’lara çıktı. Sonra yüzde 13.5’e düştü. Bu rakam da iyi değil.
Bizde çok çıkış olmadı.
Sizin çalışan sayınız değişti
mi?
Bizde birkaç ay bir düzenleme yapıldı fakat sonra tekrar
insanlar işe alındı. Biz 12 bin kişiydik. Şimdi de 12 bin kişiyiz. 6’ncı aydan
sonra tekrar toparladık. Bizim mevsimsel durumlarımız var. Mesela bu ay işçi
alıyoruz. Çünkü beyaz eşya önümüzdeki yaz için üretimi
arttırmalıyız.
Cirolarınız?
Cirolarımız değişmedi
ama biz 2009’da hedeflediğimiz büyümeyi gerçekleştiremedik. Bu herkes için
geçerli. Bütün kalkınmış şirketler yüzde 4-5 küçüldü. İhracatımız aynı kaldı.
2008 yılında grubun toplam cirosu 4.9 milyar dolardı. Bunun 3.6 milyar doları
Vestel’dendi. 2009 da benzer kapandı. Bakın daha 2010’un ilk ayında yüzde 12
büyüdük Vestel’de. Bu yavaş yavaş yerine geliyor. Vestel ihracatta Türkiye
ikincisi oldu. 2.2 milyar dolarla 5’incilikten 2’nciligğ çıktı. Geçen sene de bu
rakamları yapmıştı. Ama krizde fiyatlar geriledi. Sonra tekrar yukarı çıktı.
Toparlanma evresine girdi.
Üç yılda ikiye katlanacak
Bu
performansı neye borçlusunuz?
Biz bu krizi 2007’nin ortasıda
gördük. İhracat yaptığımız ülkelere 25 tane daha ekleyerek 130’a çıkardık. Bu
Vestel’in gücünü gösteriyor. Bütün herkes küçülürken biz küçülmedik ama daha da
büyüyemedik. Biz yatırımlarımızı durdurmadık, krize rağmen devam ettik. Enerji
ve gayrimenkuldeki yatırımlarımız devam ediyor. Bunlar tamamlandığında yani
2012’de Zorlu Holding yüzde 100 büyümüş olacak. Üç yılda ciromuzu 2’ye
katlayacağız.
Oğlum da olsa tepeden inmez her kademede çalışıp
hak eder
Oğlunuz da bir süredir grupta.
Oğlum üniversiteyi bitirdi, master yaptı. Mühendislik kökenli. 26
yaşında ama değişik kademelerde çalıştı. Çocuklarıma yol gösteririm. Oğlum
da olsa tepeden inmez. Basamakları adım adım çıkar. Hak ederek gelir. Bizim
sanayi geçmişimiz var. Çocuklarım da bunu kapmış.
Şirketlerinizde çalışmak istemeseydi zorlar mıydınız? Ya ressam
olmak isteseydi?...
Kendisi de istiyor. Ressam olmak istese
benim düşüncem... Bu kadar imkan varken resim yapılmaz ancak resme
bakılır.
Madencilikte çalışmalara
başladık
En son gayrimenkul ve enerjiye girdiniz. Yeni
alanlar var mı?
Biz finans sektöründen çıktık yeni yatırımlara
kaydık. Gayrimenkul, enerjiye yoğunlaştık. Madencilik alanında araştırmalarımız
var. Şu anda Manisa’da nikel madenlerindeki en büyük maden yataklarını tespit
çalışmaları yapıyoruz. İnşallah bunlar 2012 yılında da faaliyete geçecek.
Taç ve Linens yurtdışında başarılı birer markadır
Taç ve
Linens de yurtdışında ataktaydı. Şu anda ne durumdalar?
Linens
ve Taç büyümeye devam ediyor. Çin’de mağaza açtı. Bugün Rusya’da, eski Doğu
Bloğunda Taç ve Linens birer marka. Marka olmak kolay değil. Geri kalmış
ülkelere değil Amerika, Avrupa gibi kalkınmış ülkelere satıyoruz.
Avrupa’da televizyonda payımız yüzde 18 ama bu bize
yetmez
Avrupa’da birkaç sene önce iki televizyondan biri Türk malıydı
Şimdi nasıl?
Türkiye 20 milyon televizyon üretti. En büyük
üretici Vestel. Biz geçen sene 7.5 milyon ürettik. 11 milyona çıktığımız zaman
olmuştu. Zamanla LCD’ye geçti. Biz bunun ne olcağını biliyorduk. Televizyon
üretiminin bir kısmı bugün Balkan ülkelerinde. Destekle onlar üretim üssü haline
geldiler. Macaristan, Çek, Slovakya, Polonya nakit destek vererek Japonu,
Koreliyi çekti. Biz bunları yapsaydık o televizyon fabrikaları burada
kurulacaktı.
40-50 milyon televizyon üretecektik. İşte istihdam yaratmış olacaktık.
Elektronikte de gelişmiş olurduk. Yine de biz ayakta kaldık. Biz Avrupa’da iyi
bir pazara sahibiz. Vestel camı getiriyor; artık modül yatırımına girdik.
İnşallah güçlü hale geleceğız. 2011-2012 yıllarında da eski üretimlerimizi
yakalayacağız. Avrupa’da pazar payımız yüzde 18. Ama bu yeterli değil. 2012’de
tekrar yüzde 30’a çıkma hedefimiz var. Beyaz eşyada 10 milyon kapasitemiz var.
Şohpen işine girdik. Kapasitemizi dolduracağız. ÖTV ile iç pazarda bir
hareketlenme oldu. Elektronikte yüzde 95, beyaz eşyada yüzde 80 ihracat
yapıyoruz. Tekstilde de yüzde 30-35.
Tekstile ‘tu kaka’ demek haksızlık hasta diye diye
hasta edersiniz
Tekstil sektörü oldukça sıkıntılı. Pek çok büyük grup bu
alandan çıktı. Sizin böyle bir düşünceniz var mı?
Tekstil
sıkıntılı bir sektör değil. Biz geçen yıl 200 milyon dolar ihracat yaptık.
Otomotiv sektörü sıkıntılı, yüzde 40 geriledi. Tekstil yüzde 18 küçüldü.
Türkiye’nin toplam ihracat gerilemesinin de altında bir düşüş bu. Türkiye’nin
tekstil ihracatı 20 milyar dolar. Tekstilde biz en büyüklerden biriyiz. Bu kadar
istihdam ve ihracat yapan bir sektöre “tu kaka” demek haksızlık. Tekstil
sıkıntıda denmesini anlayamıyorum. Tekstil ölmüş diyenler kasıtlı söylüyor.
Birine hasta diye diye moralini bozarsınız, hasta edersiniz. Ülkede kot
bulamıyorduk
Fakat Denizli’de intiharlar, kapısına kilit vurulan
tesisleroldu.
Denizli 2 milyar dolar ihracat
yaptı. Yüzde 80’i tekstildir. Türkiye tekstilde öyle bir yere geldi ki… Bugün
moda haftaları yapıyoruz; Avrupa’da büyük ilgi görüyor. Nerden nereye geldik.
Bundan 20 sene önce kot pantolon bulamazdık. Kotu herkes giyemezdi. Şimdi
milyarlarca adet kot pantolon ve kot kumaşı ihraç ediyoruz. Bana 20 sene önce
200 milyon dolar tekstil ihracatı yapacaksın deseler inanmazdım. Yurtdışında
markalarımız mağazalar açıyor. Bunu 20 yıl önce kot pantolon bulunmayan bir ülke
yapıyor. O zaman bunları hayal bile edemezdik. Tekstil öldü diyorlar. Sonra
finans kuruluşları bunlara ters bakıyor.
Tekstilin yerine ne
koyalım
Sektördekiler aslında devletten destek
görememekten, rekabet gücünü kaybetmekten şikayetçi. Devletin alması gereken
tedbirler yok mu?
Devletin de alması gereken tedbirler var.
Neden tekstilde çok çalkantı oldu? 6 sene süren yüksek faiz düşük kur politikası
nedeniyle. Yabancı 1 koyup faizle 2 aldı. Tekstilde kalkınmakta olan bir
ülkeyiz. Uzakdoğu’da işçilik maliyeti 200-250 dolar, bizde 1000 dolar. İşsizlik
ortamında iş bulamıyorlar. Ankara’da 60 gündür işçiler grev yapıyor. İş yoksa
eline hiç para geçmiyor. İş olsa 500 liraya da çalışır. Madem işsizimiz var,
bunu çözmeliyiz. Kur politikası çalışan maliyetini 2008’de 2001’e kıyasla 3
katına çıkardı. Fakat sattığımız ürüne böyle bir zam yapamadık. Tekstilde zor
duruma geldik. Müşterinin istediği fiyatı tutturamıyoruz. Tekstilden çıkalım
desek, bunun yerine ne koyacağız. Bu kadar işsiz olan bir ülkede… Türkiye
kalkınacaksa sanayi ile üretim ile kalkınacak.