Çığ gibi büyüyen müteahhit iştahı! Nasıl olsa İstanbul’da bos alan bırakmayacak ve engel olacak bir yetkili de yok, iyisi mi bir an önce güzelim yeşil Gezi Parkı'nı da halletsinler de kurtulalım...
Ziyaretçi
29 ŞUB 2012
Tanımsız büyük alanlar bırakan, bölgedeki önemli bir yeşil alanı yok eden bir proje. Yarışma yapılmış olsa çok daha iyi projeler üretilebilirdi.
Ziyaretçi
29 ŞUB 2012
İTİRAZIM VAR!..
29 Şubat 2012
Ne olmuşsa olmuş fiziksel ömrünü zorlayan 100 yaşında bir yapı hak ile yeksan olmuştur.. Böylece, eski kışladan boşalan yere bir yeşil akciğer şansı doğmuştur 72 yıl önce. Bu bir kentsel fırsattır !..
Halka açıktır üstelik artık o yer.. Özel bir yapının değil, semtin yeşil avlusudur. Meydan ise, hala özel günlerde ilk akla gelen buluşma alanıdır vatandaşlar için.. Bir anlamda halkın vicdanıdır, yükselen sesidir o alan. Acaba bu ses kısılmak mı isteniyor ?.. Al sana gizli gündem !..
İstanbul gibi bir büyük kentin, kalıcı kültürümüzün ürünü olmasa da “güzel” diye takdim edilen, Hint-Rus karışımı, ne idüğü belirsiz, YOZ bir mimarlık eserine değil, halkın paylaşımına açık, olabildiğince çok sayıda yeşil alanlara ihtiyacı vardır.. Orta halli bir vatandaşın dahi kapısından içeri adım atamayacağı bir büyük lüks otel ve kerameti kendinden menkul rezidanslar, süper lüks bürolar değer katmaz Taksime.. Bu teklifler utanç vericidir..
İnsani öncelikleri gözetilmiş, doğa ile yeşil ile engelsiz bütünleşme fırsatı verilen insanlar yüceltir meydanların değerini.. Çırılçıplak bir cami avlusu gibi bırakılmış, güneşli bir günde rahatça yürüme olanağı bile sunamayacak bir taş avlu değildir çözüm. Çabuk çabuk gidilsin niyetine bir tünele tıkılan insanların; kenti ile yabancılaşması, çevresel, görsel teması kaybetmesi bir artı değer değildir tek başına.. Yaşam bir denge halidir.. Ne kazanırken neyi kaybettiğimiz gözden kaçırılırsa, şekilde görüldüğü gibi; paradan mamul at gözlüğü takanların çılgın projelerine kalır meydan.. Yutturmaya çalışmasınlar.. Taksim olayı, çok büyük ölçüde bir RANT oluşturulma projesi olarak gösteriyor kendisini. Başka bir şey değil.. Tarihsel bir ağlama duvarı yaratmak, rantçıların ekmeğine yağ sürer sadece..
“Hazır gündeme gelmişken” diye başlayıp, bazı yaraları yanlış yerinden kaşıdığımızda, kimlere hizmet sunduğumuzun farkında olmalıyız.. Bize sadece dolardan, yurodan bahsediyorlar, ranttan ve getireceği inanılmaz paradan.. İstanbul’un en yüksek değere ulaşmış arsasına, sadece “altın değerinde arsa” diye bakıyor birileri.. Başka birileri ise olayı; “ahde vefa ve tarihin canlandırılması” diye yutturmaya çalışıyor.. Kimse alet olmasın.. Hele akademisyenlere hiç yakışmaz.. İnönü’nün yaptıklarını en çok eleştirenlerden birisi benim. Ama bütün suçu ve lafı getirip ona bağlamak ve ünlü bir günah keçisi yaratınca rahatlamak çok ucuz bir yoldur.. Bu da biline !.. Allah’ın aklı hepimize eşit ölçülerde verdiğine inanıyorum..
Taksim Kışlası’nın zemin katındaki kafeler ve dışarıya konulan masa düzeniyle oluşacak yeni yapı çerçevesinde, bugün sadece bir geçiş güzergahı olarak kullanılan Taksim Meydanı’na işlev kazandırıp, İstanbullulara “meydan keyfi” yaşatacaklarını söylemiş meslektaşım sayın başkan.. Hizmette sınır yok yani !.. Başkanım komutanım, böyle bir hizmet için, parkın içine etmeniz gerekmiyor ki ? Elinizi tutan mı var ?.. Açın bir ulusal müsabaka, koyun yukarıdaki şartları da şartnameye.. Bakın bakalım, hem meydan, hem yeşil, hem de keyfin alası ne çözümler çıkıyor ortaya.. Esas keyfin yatırımcılara ait olacağını bundan güzel kamufle edemezdiniz.. Benim korkum; meydan keyfinin, İstanbullular için meydan dayağına dönüşmesidir..
Sevgiler..
Çelik Erengezgin
www.erengezgin.net
Ziyaretçi
29 ŞUB 2012
Bir parka bedel binlerce parka evet çünkü trafik aşağıya alınacak ve üzeri parklar yürüyüş yolları olacak... Projeyi destekliyorum...
Ziyaretçi
27 ŞUB 2012
Topçu Kışlasının yeniden yapılması çok anlamsız, yeşil alan olarak değerlendirilmesi çok daha iyi olur.
Ziyaretçi
23 ŞUB 2012
Bu girişim kentin en azından son 50 yıllık hafızasının silinmesidir. Taksim’de bir zamanlar da stadyum vardı o kışlanın avlusunda. Tarih bir bohça mıdır ki, onun içinden lazım gelenleri çıkaralım. Bu hastalıklı ruh hali 19.yüzyılda oldukça revaçta idi. Şimdi yine yeniden akıllara ziyan.