Trafiğin yerin altına alınma projelerini çok olumlu buluyorum; fakat bir şehir demek büyük meydanları, hatta kültürlerini yansıtan etkileyici ve çarpıcı anıtsal objelerin yer aldığı geniş meydanları ve kavşakları olan, bol bol park şeklinde yeşil alanları olan yer demektir. Bu nedenle kışla çözümünü kesinlikle desteklemiyorum. İstanbul’a bir baksınlar, ne otobüslerin kalkabileceği bir alanın olduğunu ne de toplanma alanlarının bulunmadığını acil seçik görebilirler. Normal kent yaşamındaki bu ihtiyaç karşılanamadığı gibi, bir depremde bizi nerelere toplamayı düşünüyorlar acaba? Çadır kentleri ve Mevlana evlerini koyacakları bir yer kaldı mı acaba?

Elbette bir kültür varlığı olduğunu hepimiz kabul ediyoruz Taksim Gezi Parkı ve çevresinin. Trafiğin ne rezil durumda olduğu da gözler önünde fakat kalkıp da eskiye öykünerek kentin buluşma noktası, nefes alacağı yeşil alanına kışla yapmak da neyin nesi? Biri bana bu durumu açıklasın. Korumaya ben de destek veririm ama parkın ranta açılmasına karşıyım.

3-5 ağaç kesilecek diye sorun yaratmanın anlamı yok, Taksim’de yaşayan trafik sorunlarını biliyor, bu projeyi destekliyorum. Sırf reklam yapmak için ağaçları kullanan kişilere soruyorum acaba hayatınızda kaç tane fidan diktiniz?

Yozlaştırılmadan ve işin içine bir takım çarpıklıklar sokulmadan gerçekleşmesi idealimizdir. Bir takım istmezükçüler çıkacak ve işi sabote etmek isteyeceklerdir. Katiyen taviz verilmemelidir. Topçu Kışlası’nın yenilenmesi park düzenini de koruyacak şekilde planlanabilirse buna özen gösterilmelidir.

Topçu Kışlası şehrin ciğerlerini yok eder, o ağaçları koruyalım.

Topçu Kışlası da nerden çıktı? Taksim Gezi Parkı’na dokunmayalım. Trafik yer altına alınabilir.