Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

ABD'li Mimarlık Devi Vakko İçin Dünyayı Gezdi, Çareyi Lamglas'ta Buldu

Vakko’nun Nakkaştepe’de yapılan yeni merkezinin dış cephesini baştan aşağı özel bir camla kaplayan ve ‘sıradışı bina’ özelliğiyle literatüre geçmesini sağlayan Türk firması Lamglas, dünyada yine bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Türkiye’yi cephe kaplamasında camla tanıştıran Lamglas’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çağlıer, beton ya da başka

Radikal Gazetesi
ABD'li Mimarlık Devi Vakko İçin Dünyayı Gezdi, Çareyi Lamglas'ta Buldu

Vakko’nun Nakkaştepe’de yapılan yeni merkezinin dış cephesini baştan aşağı özel bir camla kaplayan ve ‘sıradışı bina’ özelliğiyle literatüre geçmesini sağlayan Türk firması Lamglas, dünyada yine bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Türkiye’yi cephe kaplamasında camla tanıştıran Lamglas’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çağlıer, beton ya da başka hiçbir malzeme kullanmadan tamamen camdan oluşan iki katlı bir bina yapmayı hedeflediklerini söyledi. Bu projenin de Vakko binası gibi dünyada ilk olacağını kaydeden Çağlıer, “Tamamen camdan bir bina yapabiliriz, bu mümkün. Bina, kolonundan kirişine, döşemesinden çatısına kadar baştan aşağı cam olacak ve içinde insan yaşayabilecek. Bu konuda teklifleri bekliyoruz” dedi.

‘Söz, benzeri olmayacak’

Dördü camda dördü çelikte olmak üzere sekiz patentli ürünleri olduğunu kaydeden Mehmet Çağlıer, “Mesela Vakko’nun cephesinde kullandığımız cam patentli, ‘Skytek’ adıyla patenti bize ait. Türkiye’de ve dünyada tek, bir benzeri de olmayacak. Çünkü ben bir sohbet sırasında Jef Hakko’ya söz verdim. ‘Biz sıra dışı bir bina istedik ve çok özel oldu. Şimdi başkaları da istemesin’ dedi. Ben de söz verdim, bu bina tek olarak kalacak. Binanın dış cephesini 16 ayda tamamladık” diye konuştu.

Vakko binasının mimarisi tüm dünyada sıradışı projeleriyle bilinen New York’lu mimarlık ofisi REX’e ait. Dünyanın en büyük mimarlık şirketlerinden biri olan REX’in projeleri arasında Guggenheim Las Vegas, Annenberg Center, Governors Islands, Munch Müzesi ve Museum Plaza da var.

Sırf cam gibi dursun...

REX’in Vakko için çok özel bir bina tasarladığını anlatan Çağlıer, şöyle devam etti: “Vakko, REX’ten kendisine has, sıra dışı bir bina talebinde bulunmuş. Binanın sanki sadece camdan oluşmuş gibi görünmesi isteniyor. Firma tasarlamış ama uygulamak için bir dış cephe firması arayışına girmiş. Proje çok zor, bize geldiğinde nokta atışları, uygulanabilirliliği yoktu. Çok kafa patlattık bunun için. REX önce kendi çevresinde aramış ama bulamamış, daha doğrusu isteneni yapan çıkmamış. Sonra bizim Hollanda’da bir iş yaptığımız başka bir firmadan bizi duymuşlar. Projeyi kabul ettik ve onlara çizdiğimiz uygulamaya hayran kaldılar. Böylece dahil olduk. Cam üzerinde X işaretli çökertilmiş esnek bir form istediler. Keskin hatlar değil, yumuşak çizimler. Ben bir tasarımcıyım ve ne istediklerini anladım. Binanın dört bir yanını kaplayan camlar aynı zamanda yüzde 40 ısı tasarrufu sağlıyor. Kurşuna ve 7.4 şiddetinde depreme dayanıklı.”

‘İyi bir bina terzisiyiz’

Çocukluğu babasının inşaat malzemesi fabrikasında geçen Mehmet Çağlıer, 1974’te cam sektörüne girdi, 1998 yılında da dört oğluyla Lamglas’ı kurdu. Lamglas, İstanbul ve Bulgaristan’daki cam ve metal üretim fabrikalarıyla günde 1000 metrekarelik kapasitesiyle binaların dış cephelerini camla kaplıyor. Betonarmeden sonra binanın giysisinin giydirilmesinde iyi bir terzi olduklarını ifade eden Çağlıer, “Çelik ve camı birlikte kullanıyoruz. Nokta detaylarında camı istediğimiz forma getirebiliyoruz, çeliği de adeta bir dantel gibi işliyoruz” dedi.

20 ülkede iş yapıyor

20’ye yakın ülkede iş yaptıklarını anlatan Çağlıer, işlerinin yüzde 40’ının Türkiye’de, yüzde 60’ının da Afrika, Rusya, Danimarka, Hollanda, İran ve Bulgaristan gibi ülkelerde olduğunu belirtti. Büyük projeler için butik çalıştıklarının altını çizen Çağlıer, cam kullanımının zor olduğunu, büyük bir çalışma ve mutlaka tasarım gerektiğini vurguladı.

‘Camın arkasına geç, ateş edelim’

Kurşuna dayanıklı cam da ürettiklerini söyleyen Mehmet Çağlıer, bu konuda yaşadığı ilginç bir olayı da şöyle anlattı:

“1998 yılında Türkmenistan’da bir stadyumda çalıştık. 100 bin kişilik bir stadyum yaptık. Rahmetli Türkmenbaşı oturduğu bölümün önüne güvenlik nedeniyle kurşuna dayanıklı bir cam istiyor. Çünkü stadyum çok büyük ve her ne kadar giriş çıkışlarda güvenlik önlemleri alınsa da, yine de yeterli değil. Bize Türkmenbaşı’ndan gelen teklif de şu: ‘Bu cam duvarı yapacak firmanın sahibi gelecek camın arkasına geçecek, ben ona ateş edeceğim, eğer hâlâ duruyorsa camı o firmaya ürettireceğim.’ Bunu okudum ve bana gelen sözleşmeyi direkt imzaladım. Ancak Türkmenbaşı sözümüze güvendi ve teklif ettiği denemeyi yapmaya gerek duymadan, işi Lamglas’a verdi. Biz her zaman yaptığımız işin arkasındayız. Ürettiğimiz her camı önce kendimiz deniyoruz ve çoğu firmanın cesaret edemediği işleri yapıyoruz.”

Irak’a bombaya dayanıklı cam

Kurşuna dayanıklı camları daha da geliştirip bombaya kadar çıkardıklarını kaydeden Çağlıer, Kuzey Irak’ta böyle bir proje yaptıklarını aktardı. Kuzey Irak’ta bir alışveriş merkezinden böyle bir teklif geldiğini anlatan Çağlıer, “Alışveriş merkezinin üstündeki ofis katında bulunan insanlar korunmak istiyormuş. Nedenini ve kimler olduğunu sormadık. Zaten gizlilik anlaşmaları da yapıyoruz. Öyle bir cam yaptık ki, dışarıdan bakıldığında ne olduğunu anlamak mümkün değil ancak bombaya karşı bile dayanıklı, o kadar güçlü” şeklinde konuştu.

Sokağa çıkma yasağında deney

Mehmet Çağlıer, sadece bir şirket yöneticisi gibi çalışmıyor. Bazı geceler sabahlara kadar tasarım yaptığını ve yeni ürünler geliştirmek için kafa patlattığını söyleyen Çağlıer, eskilerden bir anısını da şöyle anlatıyor: “Türkiye’de ilk lamine, yani kırılmaz cam üretimi yapan firmayız. 1973’te sıkı yönetim zamanı... Bir türlü cama istediğimiz özelliği kazandıramıyoruz. Kimyasalları bulamıyoruz. Bir gece aklıma bir fikir geldi, ‘Şu maddeye şu kimyasalı katsam acaba olur mu?’ dedim. Kalktım yataktan, çıktım dışarı, tabii sokaklarda polisler. Fabrikanın önünde durdurdular beni: “Bir deney yapacağım, kötü bir niyetim yok” dedim. “Peki aç fabrikayı biz de görelim” dediler. Onlar başımda çay içip beklerken ben de deneyi yaptım ve o gece lamine camı ürettim. Ben hâla bu heyecanı taşıyorum, yine gece aklıma bir şey gelince gidip hemen yapıyorum.”

Stadyumun tepesini cam kapladı

Ürettikleri camların 17 bilya gücüne kadar dayanıklı olduğunu belirten Çağlıer, “Camın içinde insanları yaşatıyorsunuz, bu nedenle çok güvenli ve sağlam çalışmalısınız” dedi. Kayseri Stadyumu’na 50 metre yüksekte bir tepe camı yaptıklarını anlatan Çağlıer, “Düşünün, 30 bin kişi sizin yaptığınız o camın altında maç izliyor. Bu çok büyük bir sorumluluk ama biz defalarca testten geçirmediğimiz hiçbir ürünü vermiyoruz. Güvenlik bizim için çok önemli. Eğer ben kendi çocuğumu o camın altına göndermiyorsam, başkasının evladının sorumluluğunu da almam” diye konuştu.

http://www.yapi.com.tr/haberler/abdli-mimarlik-devi-vakko-icin-dunyayi-gezdi-careyi-lamglasta-buldu_75452.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!