Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

"Boğaz Köprüsüne Hayır!" / Aralık 1996




"Şimdi bu da nereden çıktı ?" demeyin.
Geçenlerde samimi bir ortamda, birisi "siz mimarlar, vaktiyle Boğaz Köprüsüne de karşı çıkmıştınız" diyerek sitemde bulunmak istedi.
Söylediği doğruydu. Görevi, "çevreyi biçimlendirmek" olan mimarlar bir yeniliğe karşı çıkmışlardı. Aslında bu davranış mimarın "değişiklik getirmek" doğrultusundaki temel eğilimine, içgüdüsüne de ters düşüyordu.
Mimarlar o tarihlerde Boğaz Köprüsüne karşı çıktılar... Köprü yapıldı.
Boğaz üzerinde şimdi bir değil, iki köprü var. Ve bunların altından çok sular akıp geçti. Köprüler, hatasıyla sevabıyla ortada. Şimdi geriye dönüp yıllar öncesinin olaylarına bakarak ve İstanbul'un ulaştığı durumu irdeleyerek eski bir konuyu deşmenin ve bazı sonuçlar çıkarmanın yararlı olabileceğini düşündüm.

Mimarlar köprüye niçin karşıydılar?

1960'ların sonuna doğru, Boğaz geçişi İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'na alınmış ve konu bir Hükümet önerisi ve hedefi olarak gündeme gelmişti.
Dönem, "Planlı Kalkınma" düşüncesinin benimsendiği bir dönemdi. 1961 Anayasası kalkınmanın plana bağlanmasını gerektirdiği için ekonomik gelişme hedefleri beşer yıllık kalkınma planlarıyla saptanıp, Meclis ve Senatoca onaylayarak yürürlüğe giriyordu. Kalkınma Planı'na kamu kesimi için emredici, özel kesim için yol gösterici nitelikteydi. Fiziksel planlama için de İmar ve İskan Bakanlığı'na bağlı olarak Bölge Planlama Müdürlükleri kurulmuştu. İstanbul'da ayrıca Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu vardı.

Boğaziçi geçişinin iki boyutu söz konusuydu: ekonomi ve fiziksel planlama. Köprü, Kalkınma Planı'na Hükümet görüşü doğrultusunda, belki ekonomik boyutuyla konmuştu, ama fiziksel planlama yönünden yapılmış herhangi bir çalışma yoktu ortada.
Kalkınma Planı'nda Ulaştırma Yatırımları arasında "Boğaz geçişi"nden söz ediliyordu. O da, köprüden değil, Boğaz geçişinden ve tek satırla şöyle:
"İkinci Beş Yıllık Plan döneminde İstanbul çevre yolları ve Boğaz geçişi projesi, İstanbul-İskenderun arasında bir sürat yolunun yapımı ve özellikle turizm bakımından önem arz eden Güney-Batı Anadolu yollarının tamamlanması projeleri ele alınacaktır.
Kalkınma Planı'nda "Köprü" yerine "Boğaz geçişi"nden söz edilmesi, tünel vb. başka seçeneklerin de dikkate alınabileceğini akla getiriyordu, ama kamuoyunda daha çok, Köprü için hazırlanmış, bir bölümü Hükümetçe nedense gizli tutulan bazı raporlardan söz ediliyordu.

1953'te Boğaz Köprüsü konusunun incelenmesi için Hükümetin isteği üzerine kurulan ve İstanbul Belediyesi, Karayolları Genel Müdürlüğü ve İTÜ ilgililerinden oluşan bir komite incelemenin uzman bir firmaya yaptırılması gerektiği yolunda görüş bildirmişti. Bunun üzerinde, De Leuw, Cather and Co adlı ABD firmasına bir rapor hazırlatıldı. Bu firmanın hazırlayıp 1956'da sunduğu raporda ise "eldeki bilgilerin, köprü kararını vermek için yeterli olmadığı" şeklinde bir cümle yer alıyordu. Aynı kuruluş daha sonra 1963 yılında ABD'li müteahhitlik kuruluşu Morrison için de aynı konuda bir etüt hazırlayacaktı.

Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Temmuz 1967 tarihli, İstanbul Çevre Yolu ve Boğaz Köprüsü Ekonomik Etüdü adlı raporu ise Köprü konusunda olumsuz görüşler içeriyor, verilerin ve etütlerin yetersizliğine dikkat çekerek "Bu anlam ve genişlikte bir çalışmanın ürünü olmayan her kararın çağdaş şehircilik, ulaştırmacılık ve mühendislik ekonomisi açısından şüpheyle karşılanacağı tabiidir" diyordu. Bu raporda ayrıca şu görüşlere yer verilmişti:

•"Yapılan çalışmalar Boğaz Köprüsü için karar vermeye yeterli sayılmamalıdır.
• Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ilmi bir prosedür takip edilmemiştir.
• De Leuw, Cather firmasının çözümü eğer kabul edilirse, sürekli zararlar doğacaktır.
• Bu raporda bilinmeyen verilere göre değerlendirme yapılmıştır.
• Trafik verileri çok eksiktir. Sonuçta ikinci bir çevre yolu ve köprüler tehlikesi vardır.
• Sanayileşme, şehirleşme, Nâzım plan, Genel ulaşım etüdleri yoktur. İvedilikle yapılmalıdır.
• Mukayeseli maliyet ve Mimarlık etüdleri yoktur.
• Hiçbir maliyet ve ekonomik fizibilite hesabı yoktur ve kat'i bir projeye geçilmemiştir. "

Hükümet bu rapordan hoşnut kalmadığı için, bu raporun içeriği gizli tutulacak ve raporu hazırlayanlar görevlerinden uzaklaştırılacaktı.
Eylül 1967'de Per Hal Associates firması Sarayburnu-Haydarpaşa arasında karayolu ve demiryolu için bir köprü-tünel teklif etti.
Ancak Hükümet köprüde kararlıydı. Köprü Ortaköy-Beylerbeyi arasında yapılacaktı. İstim arkadan gelsin yöntemiyle Kalkınma Planı'na "Boğaz geçişi" adı eninde giren köprü daha sonra yine Hükümet zoruyla Nazım Plan'a da yerleştirildi.

Mimarlar o tarihlerde Boğaz köprüsünün, şehrin iki yakasındaki yerleşme dengesini bozacağından, şehrin gelişmesini istenmeyen bir şekilde Kuzeye doğru yönlendireceğinden, özel oto kullanımını özendirerek trafiği içinden çıkılmaz hale getireceğinden, çevre yollarının gerektireceği çok büyük kamulaştırmanın ekonomik güçlüklerinden, doğacak arsa spekülasyonunun ekonomiye getireceği ağır yükten, arsa ve gecekondu yağmasından, yapılacak köprünün bir süre sonra yetmez hale gelmesiyle yeni yeni köprüleri gerekli kılacağından yani köprüler tuzağına düşüleceğinden ve köprünün Boğaziçi'nde oran ve estetik sorunları yaratacağından endişe duyuyorlardı. Ve gösterdikleri tepkiyle de dikkatleri bu noktalara çekmek istiyorlardı. Amaç temelde, köprünün yapılmasını engellemek değildi. Bir geçiş nasıl olsa yapılacaktı, demiryolu ve kara taşımacılığını birlikte içeren başka seçenekler de söz konusu olabilirdi. Aynca, yapılacak geçiş ne olursa olsun, metropoliten planlama ilkelerine, nazım plana, bölgenin ve şehrin ulaşım ağı kararlarına uygun olmalıydı.

Mimarlar Odası, çeşitli meslek dallarından uzmanların da katılımıyla derlediği görüşlerini, yayınladığı 36 sayfalık bir kitapçıkta topladı. Sonuç bölümünde, görüşlerin bir bölümü şöyle özetleniyordu:

1. Boğaz köprüsü İstanbul şehrinin rasyonel gelişimini olumsuz yönde etkileyecek, desantralize, doğuya kaymış büyük şehir yerine, tek merkezli, ulaşım masrafları çok yüksek, arsa spekülasyonuna açık, demode, pahalı bir şehir biçimi geliştirecektir. Bu gelişmenin sonucunda yeniden, başka köprü ve çevre yolları, pek masraflı şehiriçi arterleri inşası kaçınılmaz olacaktır.

2. Boğaz köprüsü projesi Devlet planı ile tutarlı değildir: Planın ulaşım sektörü içinde yatırım masrafları ayrılmamıştır. Rantabl olmayan bir yatırım olduğu için hedef kalkınma hızını düşürecektir.
Gelir bölüşümünü istimlak, arsa spekülasyonu, yüksek gelirli bir bölgede sanayi konsantrasyonu vb. nedenlerle bugünkünden de fena duruma getirecektir.

3. Boğaz köprüsü projesi, Boğaz geçme hizmetini görecek diğer çeşitli çözümlerle karşılaştırılmamıştır.

4. Ne tatbikat projesinin hazırlanması, ne de inşaatı ile, Türk mühendisliğine birşey kazandıracak, teknolojik bir hamle yaratacak bir yapı değildir. Yabancı proje ve inşaat mühendislerinin bir eseri olacaktır.

5. Hem kendi çelik varlığıyla hem de kıyılarda sebep olacağı yüksek yapılarla Boğazın tabii güzelliğini, cazibesini yok edecektir.

6. Boğaz köprüsü fikri her devirde, dış memleketlerden gelmiş; etüdler, projeler hep dış memleketlerce hazırlanmıştır. Tarafsız Türk teknisyenlerinin yaptığı tek etüd saklanmış, hazırlayanlar ve hazırlatanlar cezalandırılmıştır. Konu, Hükümetçe başından beri bir politik sadakat sorunu haline getirilmiştir. "

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/bogaz-koprusune-hayir-aralik-1996_96046.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!