Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Fakir Bir Ülkeydik, Bronzun Yerine Alçı Yapıp Bakırla Kapladık

Türkiye'de heykel tarihinin temel isimlerinden biri ve usta bir eğitimci olan Tamer Başoğlu sanat yaşamında elli yılı geride bıraktı. Tamer Başoğlu'nun 16 yaşında başlayan yontu serüveni İş Bankası Kibele Sanat Galerisi'nde retrospektif bir sergiyle gözler önüne seriliyor.

Referans Gazetesi
Fakir Bir Ülkeydik, Bronzun Yerine Alçı Yapıp Bakırla Kapladık

Türkiye'nin önde gelen heykeltıraşlarından Tamer Başoğlu'nun retrospektif sergisi İş Bankası Kibele Sanat Galerisi'nde. Başoğlu, yoksunluğun sanat üretimine engel olmaması gerektiğini düşünüyor.
 
30 metre yükseklikte anıtlar, küçük çakıl taşlarına kazınmış rölyefler, bronz, ahşap, bakır, demir, taş ve mermerden yapılmış soyut ya da figüratif heykeller...

Türkiye'de heykel tarihinin temel isimlerinden biri ve usta bir eğitimci olan Tamer Başoğlu sanat yaşamında elli yılı geride bıraktı. Tamer Başoğlu'nun 16 yaşında başlayan yontu serüveni İş Bankası Kibele Sanat Galerisi'nde retrospektif bir sergiyle gözler önüne seriliyor.

1954 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren Tamer Başoğlu, Rudolf Belling'in öğrencisi olarak heykel bölümünde okumaya başlar. Eğitimini Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu gibi Türk heykel tarihinin iki ünlü isminin atölyelerinde tamamlar.

1960 yılında kazandığı bir bursla İtalya'ya giderek Roma Güzel Sanatlar Akademisi'nde okur. Başoğlu'nun İtalya döneminde öğrendiği mermerle ilgili birçok yöntem ve teknik Türk heykel sanatında ve mermer sanayiinde kullanılır.

1964 yılında asistan olarak İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü'ne giren Başoğlu 1976 yılında profesör unvanını alır. 1987 yılından itibaren hocalığının yanı sıra MSÜ Heykel Bölüm Başkanlığı, MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı ve MSÜ Rektörlüğü görevlerini üstlenir.
 
Tek bir teknikte direnmedi

Heykeltıraşlar Derneği, MSÜ Sanayi Nefise Vakfı, YÖK Üniversitelerarası Sanat Konseyi Başkanlığı da yapar.

Tamer Başoğlu ikinci heykel kuşağının en önemli isimlerinden biri kabul ediliyor. Sanat yaşamı boyunca yaptığı heykellerinde belli bir malzeme ya da teknikte direnmeyip, farklı malzemeleri, teknikleri kullanarak araştırmacı tavrını tutarlılıkla sürdürmesi sanat tarihçileri tarafından Başoğlu'nun en belirgin özelliği olarak gösteriliyor.

Yılların usta hocası Tamer Başoğlu bu durumu gayet mütevazı bir biçimde "Benim savurganlığım, diğer sanatçılar gibi tek bir tarz ya da malzemeyi sürdürmeyişimin asıl ardında yatan neden hoca sanatçı olmak. Ben Türkiye'de bütün yıllarımı demir, bakır, ahşap gibi malzemelerin keşfine, onların kullanılmasına adadım. Amacım hep öğrencilere yol açmak oldu. Fakir bir ülkeydik; olanaklarımız kısıtlıydı, pahalı olan bronzun yerine, alçı yapıp bakırla kaplamak ya da ahşabı bakırla kaplamak, mum yok etme yöntemiyle bronz döküm gibi yöntemler buldum" diye açıklıyor.

Türkiye'de yeni bir anıt–heykel anlayışının yerleşmesinde etkili olan Tamer Başoğlu, 1966 yılında akademide asistanken açılan Atatürk Anıtı yarışmasına katılır. Atatürk imgesinden çok onun ilkelerini, cumhuriyet olgusunu, demokrasiyi vurgulayan projesi ikinci seçilir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampusundaki Atatürk ve Devrimleri Anıtı adlı beton çalışması Türkiye'nin ilk soyut anıtı olur.
 
Heykelin öncü isimlerinden

Ardından Atçalı Kel Memed, Kazım Karabekir Paşa, Lozan, Çukurova Üniversitesi Bilim Sanat ve Kültür, İzmir Karşıyaka'daki Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları'nın aralarında olduğu 40'a yakın anıt heykel gelir.

Başoğlu, demir, bakır, ağaç, polyester gibi farklı materyallerinden en az birkaçını bütünlüğü bozmayacak şekilde bir araya getirme özelliğiyle de öncü heykel sanatının isimlerden biri kabul ediliyor.

Tamer Hoca emeklilik günlerini tabii ki boş geçirmiyor, Babakale sahillerine vurmuş belki de altmış bin yıllık çakıl taşlarını, kurumuş ağaç kütüğünü, metal hurda parçalarını işlemeye, kazımaya, yontmaya devam ediyor. İş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde temmuz ortalarına dek devam eden bu özel sergiyi kaçırmayın.
 
Ege'nin Çakıl Taşları İzmirli Homeros

Anlatıyordu İlyada destanında....
Binlerce yıldır
Denizle sevişen
Rengarenk
Kuzey Ege'nin
İri güzel
Çakıl taşları
Destanlar yazılmış
Heykeller yapılmış,
Altmış bin yılda oluşup
Binlerce yıldır yoğrulmuş
Yuvarlanmaktan, yıkanmaktan
Anılardan yorulmuş
Bin renkten oluşmuş
Ege'nin çakıl taşları.
 
Tamer Başoğlu/ Babakale 20.10.2008

 

http://www.yapi.com.tr/haberler/fakir-bir-ulkeydik-bronzun-yerine-alci-yapip-bakirla-kapladik_79914.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!