Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Hüzünlü Bir Veda

Hayır, Kitap Fuarı'na değil. Onunla zaten pazar akşamı gözyaşları içinde vedalaştık ama gönlümüz ferah, alnımız dik. Bir gün hariç, her gün oradaydım. Oysa bienal için aynı şeyi söyleyemem. İMÇ'ye daha bienal resmi açılışını yapmadan bir happening için gidip, neredeyse bienalin başlarında da AKM'yi gezdiğim halde, Antrepo'yu sondan bir önceki güne

Radikal Gazetesi/Sevin OKYAY



ayır, Kitap Fuarı'na değil. Onunla zaten pazar akşamı gözyaşları içinde vedalaştık ama gönlümüz ferah, alnımız dik. Bir gün hariç, her gün oradaydım. Oysa bienal için aynı şeyi söyleyemem. İMÇ'ye daha bienal resmi açılışını yapmadan bir happening için gidip, neredeyse bienalin başlarında da AKM'yi gezdiğim halde, Antrepo'yu sondan bir önceki güne bıraktım. Hepsine gitmeme birer arkadaş vesile oldu. Hepsine duacıyım.

Mekânların çoğunu görmüş bir kişi olarak Hou Hanru'nun küratörlüğündeki 10. Uluslararası İstanbul Bienali'nin başarılı bir bienal olduğunu düşünüyorum. Anlamamaktan ya da kasıtlı olarak yanlış anlamaktan doğan tepkiler onun değerini azaltmaz. Belki tam tersine, daha da fazla merak uyandırmıştır. Gerçi 'iyimserlik'ten ziyade 'farkında ve her şeye rağmen mücadeleci' olduğunu düşünüyorum ama, dört dörtlük bir etkinlikti.

İMÇ'ye, Adnan Yıldız'ın davetiyle İMÇ'deki bir happening'e katılarak adım attım. Kurmaca bir polisiye yazarıydım, bilmem ne zaman yayımlanacak polisiye bir romanım vardı sözde. Müstakbel kitabımın dokuz sayfasını bir kitapçık olarak basmışlardı, onu okudum. Daha Bienal başlamadığı halde 20'ye yakın, çoğu yabancı dinleyici gelmişti. Doğrusu, insan hevesleniyor. İMÇ, zaten çevresindeki kentsel koşulları hesaba katarak tasarlanmış bir mekân olarak, sürekli dönüştürülen ve yeniden düzenlenen eserlerden oluşan 'Dünya Pazarı' için elverişli bir mekan oluşturmuş bence. Zaten projelerin çoğu bu mekân için hazırlanmış. Bilmiyorum, ziyaretçiler mekân sahipleri yüzünden, dolaşırken sıkıntı çekti mi? Bize iyi davrandılar.

Durumu belirsiz olan AKM'yi ise, mekânın sponsorları Şekerbankçılar ile gezdim. Bilmiyorum, Şekerbank daha önce kültür ve sanat etkinliklerinde sponsorluk yapmış mıydı? Umarım devam ederler, kendilerini başka etkinlik ve festivallerin de sponsoru olarak görürüz. AKM'de 'Yakmalı mı, Yakmamalı mı?' başlığı altında çok etkileyici işler vardı. Ama bir keşif meraklısı olarak benim aklımda en çok Xu Zhen'in (montajı sırasında hayli zorluk çekildiği söylenen) Everest'i kaldı. AKM'deki sergilerin bence en önemli özelliği de, binanın normal ışıklandırmasının bozulmaması, esas niteliklerinin korunması, mimarisinin orada sergilenen eserlerle tamamlanması oldu.
Geldik Antrepo'ya... Antrepo No.3'te Entre-Polis, tek kelimeyle nefis. Mükemmel rehberim Orhun'la yaptığım kısa ve hızlı gezintide (bir süre kendime gelemedim), umarım hiçbir şey kaçırmamışımdır. Bu vesileyle, Kutluğ Ataman'a tebriklerimi sunmak isterim. Atom Egoyan'la ortak projelerinde, yönetmen olarak beğendiğim Egoyan'ın Auro Madriganian'ın başından geçenler üzerine kurulu video çalışması samimiyetten ne kadar uzaksa, Ataman'ın Kevser Abla'yı anlatan projesi o kadar samimi ve etkileyiciydi. Aes+F'nin, sanal savaş tabloları Son Ayaklanma ve Son Ayaklanma 2, karakterlerinin yüzündeki kayıtsız, uzak, duygusuz ifadeyle insanı çarpıyordu. Ortada kan falan da yoktu. Yan Pei Ming'in, uluslararası karar mercii büyük adamlar ile onların kararlarından etkilenen çocukları gösteren "Dünya Çapı'ndan Uluslararası" adlı çalışması bana çok dokunaklı geldi. Ama bence, pek çok seçkin eserin bulunduğu Antrepo'nun en müthiş çalışması Ken Lum'un çok parlak bir fikir ile mükemmel bir uygulamayı birleştiren 'Farkındalık Evi'ydi.

Böylece biraz da Akbank Caz Festivali'ne, Kitap Fuarı'na ve (gene İKSV'nin) Filmekimi'ne kapıldığımız için nispeten boşladığımız bienali biraz başından biraz sonundan izlemeyi başardık. Aslında bienalin uzun sürmesi de, 'Nasıl olsa görürüm' rahatlığına kapılmamıza yol açıyor. Neyse ki, üçte iki kadar bir başarı sağlayabildik. Bu arada Rüya Evi, Gecegezenler ve mekân olarak santralistanbul'dan nasibimizi alamadık ama, buna da şükür! İKSV'ye, Hou Hanru'ya ve 2018 yılına kadar bienal sponsorluğunu üstlenen Koç'a teşekkürler...

http://www.yapi.com.tr/haberler/huzunlu-bir-veda_57283.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!