Vergi ve danışmanlık şirketi Deloitte Türkiye
Yönetim Kurulu Üyesi Sait Gözüm, Türk firmalarının
Ortadoğu'daki gelişmelerden nasıl etkileneceğine ilişkin,
Türkiye'nin bu bölgedeki ekonomik faaliyetlerinin biraz duraladığını,
dolayısıyla ihracat yapan firmaların alternatif pazarlara yönelmesi
gerektiğini belirterek, ''Bu alternatif pazarlarda çalışanlar için,
hayat olumsuz etkilendi, ama bence o da teğet geçecek'' dedi.
Deloitte Türkiye, ''2011 Kamuoyu Bilgilendirme Toplantısı''nda konuşan
Deloitte Türkiye Kıdemli Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yaveroğlu, 25
sene önce 3 kişiyle başladıkları bu serüvende gayretlerinin sonucunun iyi bir
meyve verdiğini belirtti.
Deloitte Yönetici Ortağı Hüseyin Gürer de Deloitte'un 140 ülkede 170 bin
kişiyle hizmet verdiğini, bürolarının cirosunun 26.6 milyar dolara ulaştığını
belirtti. Türkiye'de de özellikle son 2 yıldır endüstrileşmeye gittiklerini ve
her bir sektörde uzmanlaşarak çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Gürer, ileri
teknoloji kullanarak dünyadaki bütün ofisler arası bilgi ve eğitim alışverişinde
bulunduklarını söyledi.
''Orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracattaki
payları artırılmalı''
Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Sait Gözüm de yaptığı sunumda, dünyada
büyümenin lokomotif gücünün aralarında Türkiye'nin de bulunduğu hızlı gelişmekte
olan pazarlardan oluşacağını belirterek, BRIC, Kolombiya, Endonezya, Vietnam,
Mısır, Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nden oluşan bu ülkeler grubunda 2013
yılı toplam GSMH'nın ekonomik krizin başladığı yıl olan 2008'in yüzde 30-40
üstünde gerçekleşmesinin beklendiğini ifade etti.
Dünya ticaretinin her yıl artmaya devam ettiğini, ülkeler arası ticaretin
günümüzdeki yüzde 20'lik payının 2020'lerde yüzde 70'lere çıkacağını belirten
Gözüm, bunun ihracatta başarısını kanıtlamış Türkiye için iyi bir haber
olduğunu, ancak yapılması gereken şeyler bulunduğunu kaydetti.
İklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma konularının hiçbir şekilde ihmal
edilmemesi gerektiğini vurgulayan Gözüm, önümüzdeki döneme yönelik büyük
hedefleri bulunan Türkiye'nin, üretim üssü konumunu güçlendirerek ilk 10 büyük
ekonomi içerisinde yer almayı ve ihracatını beşe katlamayı hedeflediğini
anımsattı.
Gözüm, düşük ve orta teknolojili sektörlerin dünya ticareti içinde payı
azalırken Türkiye'de imalat sanayisinin düşük ve orta düşük teknolojili
sektörlerin üretiminde yoğunlaştığına işaret ederek, ''Bu hedeflerin
gerçekleştirilebilmesi, rekabette öne geçebilmek için orta ve yüksek teknolojili
sektörlerin üretim ve ihracat içindeki paylarının artırılması, düşük teknolojili
sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçilmesi şarttır'' dedi.
Türkiye'nin hedefleri
Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi haline gelmek ve ihracatın
114 milyar dolardan 500 milyar dolar civarına getirilmesinde en önemli
hamlelerden birisinin yabancı sermaye ve teknoloji transferi olduğunu belirten
Gözüm, şunları kaydetti:
''Mevcut düşük ve orta teknoloji ürünlerinden orta ve daha yüksek teknoloji
ürünlerine geçebilmemiz, gerekiyorsa yabancı sermaye ile birleşerek teknoloji
transferi yapmak amacıyla, bölgesel olarak kümelenmelerle belli bölgelerimizi
merkez üssü haline getirmemiz ve değişik sektörlerde değişik hamleler yapmak
gerekiyor. Enerji ve doğal kaynaklarda bağımsız düzenlemelere, liberalizasyona
ve denetimlere kararlılıkla devam etmemiz, telekom, medya, teknolojide yeni iş
modelleri ve içerik iş ortaklıklarına, yetenek yönetimine odaklanmamız, İnşaat
ve inşaat malzemelerinde markalaşmaya, enerji verimliliği, çevre ve
sürdürülebilirliğe önem vermemiz, sağlık sektöründe Ar-Ge teşvik şartları,
klinik araştırma kanununun, ruhsatlandırma ilaç teftiş işbirliğinin
zenginleştirilmesi gerekiyor. Perakende ve tüketimde Turquality tipi markalaşma
programlarına odaklanmamız ve bütün sektörler için geçerli olan, inovasyon,
Ar-Ge, yeni ürün planlama ve geliştirme, insan kaynağı altyapısına odaklanmamız
gerekiyor.''
Soruları da yanıtlayan Gözüm, Türk firmalarının Ortadoğu'daki gelişmelerden
nasıl etkileneceğine ilişkin bir soru üzerine, Ortadoğu'daki gelişmelerin nereye
gideceğini kestirmenin çok güç olduğunu, Mısır ve Tunus'un sakinleştiğini,
Libya'nın uzun süreceğini tahmin ettiklerini, Irak'ın ne kadar normal olursa
oraya gittiğini, Suriye'nin bir karıştığını, durulup durulmayacağını
bilemediklerini söyledi.
Dolayısıyla Türkiye'nin bu bölgedeki ekonomik faaliyetlerinin duralamış
durumda olduğunu belirten Gözüm, ''İhracat etkilenecek, inşaat sektörü
etkilenecek. Bizim ihracatçılarımız alternatif pazarlar bulmak zorundalar. Zaten
alternatif pazarlarda da çalışıyorlar şu an. Afrika'ya da geçmişlerdi.
Dolayısıyla bu alternatif pazarlarda çalışanlar için, hayat olumsuz etkilendi
ama bence o da teğet geçecek.''
|