|
Belki de mimariyle doğa arasında yeni bir ilişki kurmanın vakti geldi. Şimdiye kadar kurulanın tam tersi yönde bir ilişkinden bahsediyoruz. Yani kendimizi kapattığımız mekanla “dışarısı” arasında bir ilişkiden. Bir düşünsenize, aslında ne kadar büyüklükte bir iç mekana ihtiyacınız var?
Bir ya da iki kişinin yaşaması için tasarlanmış “micro compact home” [m-ch]; tam da bu soruya cevap verebilmek için oluşturulmuş bir yapı. Günlük kullanım için uygun, her türlü konforu düşünülmüş 2.6 metrelik bu küp evler; kompakt boyutlarıyla, küçükken hayali kurulan ağaç evleri andıran görüntüleriyle yeni bir yaşam tarzı sunuyor.
Ürün ilk olarak Kasım 2005’te Münih’te dünyayla tanıştırıldı. Telekomünikasyon firması O2 Almanya’nın sponsorluğunu üstlendiği bir deney söz konusuydu. Bu deneye göre; öğretmenleri eşliğinde küp evlerde yaşamaya başlayan 6 öğrenci, yaşamak için aslında çok da fazla alana ihtiyaç duyulmadığını göstermek için yola çıktılar. Kente kısa süreliğine tatile gelen iş adamı, turist ya da öğrenciler için alternatif bir barınak oluşturmak da deneyin başlıca sebeplerinden biriydi. Bu deneysel kasabada öğretmenleri Prof. Richard Horden ile bir kaç haftalığına ikamet eden 6 öğrenci, bu deneyimden o kadar memnun kaldılar ki deney süresi bittikten sonra da burada yaşamaya karar verdiler. Kasaba şu anda Münih Teknik Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin sürekli kaldığı bir yer haline geldi.
Küp evlerin bu kadar çok sevilmesinde, boyut ve şekil etkili olduğu kadar, bu boyuttan kimsenin beklemediği bir verim alınabilmesinin de büyük payı var. Broadband internet plazma televizyon, Siemens gibi sponsorlar tarafından sağlanan yüksek kalite mutfak ve banyo teçhizatı içeren küp evler; adeta geleneksel Japon çay evlerinin yüksek teknolojiyle birleştirilmiş hali olarak göze çarpıyor. Bu anlamda, bir m-ch evinde yaşamak, "öz"e odaklanmakla eş anlamlı hale geliyor. Ya da başka bir deyişle bu küp evler, “az aslında çoktur” felsefesini benimseyenler için biçilmiş kaftan.
Avrupa’da giderek yaygınlaşan m-ch evlerinin esin kaynağı uçak kabinleri. İngiliz mimar Richard Horden ve Münih Teknik Üniversitesi öğrencileri tarafından tasarlanan alüminyum zırhlı evler içinde iki yatak, bir oturma alanı, katlanabilir bir masa, mutfak, duş, tuvalet, depo, ısıtma ve havalandırma teçhizatını barındırıyor. Sonuçta stil sahibi, esnek ve etkin bir yaşam modülü ortaya çıkıyor.
Horden, kompakt yaşam alanları tasarlama fikrini; eski patronu Norman Foster ile Londra ve Münih arasında helikopter ile uçarlarken aklına koymuş. Uçuş endüstrisinden gelen tasarım fikirlerinin flat-screen televizyonlar, dizüstü bilgisayarlar, ipodlar, mikrodalga fırınlar gibi yeni teknolojiyle desteklenmesi sonucunda kompakt konutların mümkün hale geldiğini belirten Horden, aynı şeyin 15 yıl öncenin teknolojisiyle yapılamayacağından bahsediyor.
Avusturya’da üretilen üniteler kamyonlar aracılığıyla nakliye edildikten sonra kurması birkaç dakika alıyor. Horden’ın bir sonraki aşama olarak nitelendirdiği şey ise güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kullanan akıllı üniteler tasarlamak.
Horden bir küp evde yaşama deneyimini şöyle anlatıyor: “Bir çok insan bu kadar küçük bir yerde yaşama fikrine çılgınlık olarak bakıyor. Ama burada; iki yatak odalı dairemde olduğumdan çok daha mutluyum. Dizüstü bilgisayarımı açtığımda herşey yoluna giriyor. Uçaktaymışım gibi. Herşey uygun”
 | Küp evler üst üste konularak çok katlı bir ağaç
kasaba da oluşturulabiliyor. |
Ahşap iskeleti anodize alüminyum kaplama m-ch evinin boyutları 266cm x 266cm x 266cm. 1.98 yüksekliğindeki ev 2.2 ton ağırlığında.
Her küp evde:
· İki kompakt çift kişilik yatak (198cm x 107cm), yastıklar.
· Temizlik malzemeleri vs. için depo
· Beş kişilik yemek masası (105cm x 65cm)
· Flat screen televizyon
· Duş / tuvalet. le
· Mutfak lavabosu, mikrodalga fırın, buzdolabı, üç saklama ünitesi, raflar
· Isıtıcı, klima
· Yangın alarmı ve duman dedektörleri
bulunuyor.
Kompakt evler bir çok açıdan anlamlı. Varolan evlere kıyasla ucuz, daha az enerji tüketiyorlar, fazladan yer işgal etmiyor ve malzeme açısından da tasarruf sağlıyorlar. Üstelik yaşadığınız yeri sevmiyorsanız, sıkıldıysanız, yapmanız gereken tek şey evinizi toplayıp başka bir yere koymak. Kısacası, 21. yüzyılda göçebe kültürünü yaşamak hala mümkün.
Kaynak: www.microcompacthome.com
|
