Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Nail Çakırhan'ı Kaybettik

Ünlü şair, edebiyatçı ve Uluslararası Ağa Han mimarlık ödülü sahibi Nail Çakırhan 98 yaşında hayata veda etti. Muğla Özel Yücelen Hastanesi'nde 16 gündür kolon kanseri tedavisi gören Çakırhan'ın ölümü edebiyat ve sanat dünyasını yasa boğdu.

Radikal Gazetesi
Nail Çakırhan'ı Kaybettik

/P>

Nazım'la cezaevi arkadaşı

Nazım'la dostlukları kısa sürede ilerlemiştir. 1930'da ortak kitapları '1+1=Bir'i çıkarırlar. Bir dönem Nazım Hikmet'in babasının evinde birlikte yaşarlar. İki yıl sonra da 'komünist teşkiları kurmak'tan gözaltına alınırlar.

"Cağaloğlu yokuşundaki polis teşkilatında bir ay boyunca işkence gördüm. Sonra da otuz arkadaşla birlikte cezaevine düştük. Bursa Cezaevi'nde Nazım'la aynı koğuştaydık. İki buçuk yıl kaldık. O bol bol şiir yazıp durdu..."

1933'te, Cumhuriyet'in onuncu yılı nedeniyle çıkarılan genel aftan yararlanır ve 1934'te serbest kalırlar. İş istemek için yine memleketlisi Yunus Nadi'ye başvurur. Cumhuriyet gazetesiyle birlikte Hayat Ansiklopedisi'nin düzeltmenliğini üstlenir.

Uğruna işkence gördüğü, hapislerde yattığı sosyalizmin ne olduğunu tam olarak bilmiyordur. Öğrenebilmek amacıyla 1934'te kimseye haber vermeden ortadan kaybolur. İstanbul'dan Hopa'ya, oradan da bir arkadaşının yardımıyla Sovyetler Birliği'ne gider. Komintern'le ilişki kurar ve Moskova'da Puşkin Meydanı'na yakın bir yurtta üç ay Rusça öğrenir. Ardindan Moskova Doğu Halkları Üniversitesi'ne (KUTV) girer. Orada iki buçuk yıl sosyalizm ve ekonomi görür. Stalin, Tito, Hoşimin, Kurşçev, Dimitrov gibi önemli siyasetçilerin bazılarını görür. Bazılarıyla tanışma fırsatı bulur. Öğrenimi sürerken bir yandan da uygulamaları yakından görmek ister ve kendi isteği üzerine Moskova yakınlarında bir tekstil fabrikasına gönderilir.

'Evlendim'

"Fabrika da dört bin kadar kız çalışıyor, hepsi de 18-20 yaşlarında. On kadar da erkek... Nasıl kurtulursun dört bin kızdan? Evlendim."

Evlendiği kızın adı Taisa'dır. Yönetimin pek hoşuna gitmese de engel olunmamıştır evlenmelerine. Sekiz ay sonra bir talimat gelir: İkinci Dünya Savaşı Çıkmak üzeredir. Orada bulunanların savaş sırasında çalışmalarını kendi ülkelerinde sürdürmeleri uygun görülmüştür. Hemen yola çıkması istenir.

1937 yılının 27 Nisan günü sekiz aylık hamile karısından apar topar ayrılıp birkaç Türk'le birlikte Odesa'ya gider. Oradan da bir takaya binip İstanbul'a doğru yola çıkar. Limanlara uğramadan dört gün açık denizde yol alan takadan Rumelihisarı'nda iner. Geceyi Beyoğlu'nda bir hamam da geçirir be Bandirma-İzmir üzerinden gizlenerek memleketine ulaşır. Daha birinci hafta onu Ula çarşısında gören nahiye müdürünün ihbarı üzerine yakalanır. Tutuksuz olarak yargılanır ve sınırı pasaportsuz geçmekten başka suçu olmadığı için aldığı hafif ceza tecil edilir.

Yurda dönüşünün ilk ayında askere alınır. Manisa Piyade Tümeni'nde muhasebe işlerine bakmakla görevlendirilir. Subaylık hakkından yoksun bırakılsa da iyi, muamele görür askerde. 1937 sonlarında sağlık nedenleriyle hava değişimi alır, sonra da çürüğe çıkarılır.

1938'de Tan gazetesinde çalışmaya başlar. Bir dönem kitapçılık yapar, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda muhasebeci olarak çalışır. Bugün emekli olan ama bilimsel çalışmalarını aralıksız sürdüren ünlü arkeolog Profesör Halet Çambel o sırada üniversitede asistandır. Türkiye'nin Olimpiyatlara katılan ilk bayan sporcusu, Sorbonne mezunu genç bir hanım... Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Çambel'in kızı. Aile evlenmelerine karşı çıkar, ama onlar kararlı davranır ve gizlice evlenirler. Sevgi, dostluk ve dayanışma temelinde yükselen örnek beraberliklerinin ilk yıllarında, geçimlerine katkı sağlamak için çeviriler yaparlar.

1945'te Sabiha ve Zekeriya Sertel'in çıkardıkları Görüşler'in dergi sekreteridir Nail V. Yakın tarihimizin bu önemli dönemecinde çıkan Görüşler'in ilk sayısı o güne kadar görülmedik bir rekor kırarak 55 bin satar. Ne varki ikinci sayı çıkamayacak, 4 Aralık 1945'te Tan Matbaası yakılacaktır.

1946'da kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Sosyalist Emekçi Partisi'nin kapatılması üzerine tutuklanır ve dört yıl yattıktan sonra 1950 affından yararlanarak serbest kalır. On beş gün sonra da yurtdışında tedavi görmekte olan Halet Çambel'in yanına giderek İtalya, Fransa, İsviçre, Avusturya'da toplam bir buçuk yıl kalır.

İşsiz bir adam olarak Türkiye'ye dönüşü, kendisinin de öngörmediği yeni bir evreye doğuşun ilk adımıdır. Adana Karatepe'de Prof. Bossert'le birlikte kazı yapmakta olan Halet Hanım'ın yanına gider. Kazıda çıkan arkeolojik buluntuların restarosyonu, korunması ve sergilenmesi için geniş bir alanın saçaklıkla örtülmesi gerekmektedir. İşe başlayan müteahhit bırakıp gitmiş, yerine yenisi bulunamamıştır. Avan projesini mimar Turgut Cansever'in yaptığı işi yürütmek Nail Çakırhan'a kalır. Oysa hiçbir deneyimi yoktur bu konuda, çivi bile çakmamıştır. Harıl harıl kitap okur, ustalarla konuşur ve son derece başarılı bir uygulama çıkarır ortaya. Türkiye'nin ilk açık hava müzesi ve ilk geniş saçaklı 'çıplak beton' uygulamasıdır bu. İş bu kadarla kalmaz: kazı evi, karakol, orman bölge şefliği binaları, bölge yatılı okullarının inşaatı gelir ardından. Bu süreç, aynı zamanda, idealist bir yurtseverin, Nail Çakırhan ve Halet Çambel çiftinin çeşitli engellemelere karşın kendileriyle dayanışmaya giren her kademeden yönetici, meslektaş ve yöre halkıyla birlikleri örnek bir çalışmadır.

1963'te Ankara'da, projesi yine Turgut Cansever'e ait olan Türk Tarih Kurumu binasının inşaatını gerçekleştirir. Ardından Alman Elçiliği'ne bağlı Alman Lisesi'nin yapımı gelir. Aynı yıl, Halet Çambel Ergani'de Chicago Üniversitesi işbirliği ile kazıya başlamıştır. Orada da bir kazı evi yapar, kazılara yardım eder. Katkılarından dolayı eşiyle birlikte Chicago Üniversitesi'nin davetlisi olarak Amerika'ya çağrılır. Üstelik süresiz vize verilmiştir. Gidemezler.Yoğun çalışmalarından yorgun düşmüş, sağlığı bozulmuştur.

1970'te, doktor tavsiyesine uyarak eşiyle birlikte Akyaka'ya gider. Dinlenebilecekleri, huzur içinde çalışabilecekleri bir eve gereksinim duyarlar. Akyaka'da iki dönüm toprak alır ve iki ustanın yardımıyla inşaata başlar. Geleneksel mimarimizin özelliklerini günümüz koşullarıyla buluşturan, çevreyle doğayla bütünleşen bu küçük ev harikulade estetiği ile hayranlık uyandırır görenlerde. Peş peşe talep gelmeye başlar.Yakın dostları, arkadaşları kendileri için de ev yapmalarını isterler. Ardından turizmciler... Hiçbirini kıramaz.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4
http://www.yapi.com.tr/haberler/nail-cakirhani-kaybettik_64079.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!