|
eçen hafta çarşamba akşamı üniversiteden çıktım, Beşiktaş'a doğru yürümeye başladım. "Trafik hep sıkışıktır akşam Beşiktaş istikametine de bugün biraz daha fazla sanki... İyi ki binmemişim otobüse, hiç çekilmezdi... Havalanmış olurum biraz; yürüyüş de olur hem..." gibi saçma sapan konuşurken kafamda kendi kendime, Karaköy istikametine araç gitmediğini fark ettim! Aksine koca yol üzerinde insanlar egemendi ilk kez; yaygın yaygın, sohbet ederek yürüyen ya da bir yerlere yetişmek üzere koşturan çok sayıda insan kaplamıştı yolu. "Hayır ola! Devrim oldu nihayet galiba; yolun tek tarafında da olsa insanlar akla gelmiş; yakında bu tarafa da sirayet eder" diye gülümserken yine kendi kendime; yanımdan geçen minibüsten okkalı bir küfür geldi de uyandım!
Papa gelmiş, İstanbul'daki ziyaretlerini yapıyormuş! Meğer Şişli'den Taksim'e, Dolma-bahçe'den Karaköy'e ve bütün Tarihi Yarıma-da'da (ve sonradan öğrendim ki okkalı küfürün sahibinin bilmediği başka güzergâhlarda) trafik kesilmiş, Papa Bey rahat gerçekleş-tirsin ziyaretlerini diye! Misafirperveriz ya hani biz koca bir halkın bütün bireyleri olarak! Zaten hayatımızın da yaklaşık beşte biri yollarda geçiyor! Papa Bey için heba edeceğimiz ekstra birkaç saatten bişeycik olmaz!
Basit bir hesap yapalım: Papa Bey'in çok uğraklı bir ziyaret programı olduğundan, iyimser bir tahminle 1 milyon kişinin yaklaşık 1 saat yollarda fazladan geçirdiğini varsayalım. 1 milyon saat işgücüne karşılık gelen bu rakamın İstanbul için düşük bir saat ücreti (5 YTL) üzerinden bugünkü ederi 5.000.000 YTL. Çile 3 gün sürdüğüne göre; 15.000.000 YTL. Eski parayla trilyondan bahsettik. Yaklaşık 1 milyon insanın karşılığı yaklaşık 200 bin araç olsun! Araçların üç günde toplam 600 bin saat fazladan çalıştığından bahsediyorum. Bir aracın deposu yaklaşık 10 saatte boşalsın ve bir depo benzin yaklaşık 150 YTL olsun. 9.000.000 YTL'de buradan eklendi. Siparişini yetiştiremeyen kaç tane küçük işletme, işine zamanında gidemeyen kaç gece emekçisi iş kaybetmiş olabilir acaba? İstanbul'un istatistikleri üzerinden ekstra 30 kadar kaza olduğunu, birkaç kişinin ciddi şekilde yaralandığını düşünelim iyimser bir tahminle. Yine trafikte sinirleri bozulan insanlardan birkaçının kalp krizi geçirdiğini, önemli sayıda kavga çıktığını, ambulansların ilerleyemedikleri için fonksiyonlarını kaybettiklerini filan eklediğinizde fatura oldukça yükselir. Umarım ölüm olmamıştır ama sanırım fatura da ölüm de vardır. Dahası, zaten kapitalizmin çemberinde azıcık kalan boş zamanlarımızdan bir kısmını Papa'nın alması, o gecenin ve ertesi günün keyfini, verimini de olumsuz etkileyecektir. Evine geç giden kaç baba, misafirliğe götüreceğine ya da başka birşeye dair söz verdiği kaç anayla kavga etmiştir kimbilir! Zor-larsam faturayı kabartırım ama Papa Bey Tan-rı'sına hesap veremez hale gelir!
Derdim Papa Bey değil tabii. Cumhurbaşkanı, Başbakan, uluslararası öneme haiz herhangi bir figür İstanbul'a gelince, durum böyleyken böyle! Ne yapmalı, ne etmeli de insanlara kul olmadıklarını, yönetenlere de kul olmadığımızı haykırmak!
Ne zaman ki yönetenler önce insanının hayatına, işine, keyfine önem verecek; ne zaman ki bu halk kul olmadığının ayırdına varacak, o zaman bu coğrafya yaşanır hale gelecek!
|
