Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Şehircilikte Rantın Hakim Olmadığı Bir Düzen Kurulmalı

Kentler her şeyden önce bir yaşam alanıdır. Planlama ve şehircilik, kentlerin içinde yaşayan insanların tasfiye edilmeden ve yabancılaştırılmadan, güven içinde mutlu olacağı yerleri yaratmak zorundadır.

Cumhuriyet ANKARA
Şehircilikte Rantın Hakim Olmadığı Bir Düzen Kurulmalı

b>AKP hükümeti ve belediyelerinin önemli bir bölümü, şehir planlamayı kentlerde yaşayan tüm insanlar için sağlıklı bir yerleşim oluşturmak için değil, toprağı olan güçlü kesimlerin bireysel yararını çoğaltacak, kentleri ve ülkeyi pazarlamayı kolaylaştıracak "imar rantı yaratma aracı" olarak kullanmaktadır. Kentlerin planlanmasında ve gelişiminde kamu yararı ve şehircilik ilkeleri değil, kollamacı ilişkiler ve ticari değeri belirleyici olmaktadır.

Özellikle AKP döneminde bu süreç doruğa çıkmış, kamu arazileri, ormanlar, kıyılar ve değerli tarım toprakları ülkenin geleceğini ipotek altına alacak biçimde, "imar hakları" verilerek çıkar çevreleri ve yandaşlara devredilmiştir. Bunun sonucunda doğal varlıklar hızla tüketilmeye başlamış, kentlerde kirlilik, altyapı, otopark, yol, yeşil alan ve sosyal donatı alanı yetersizliği daha fazla yaşanır hale gelmiştir.

AKP'nin bu yaklaşımı, bu dönemde çıkarılan yerel yönetim yasalarına da yansımış, şehirciliği disiplin altına alacak kapsamlı yasal düzenlemeler yerine, kent yoksullarını kent dışına sürecek ve kentsel toprak rantını tüccar zihniyeti ile pazarlamaya olanak sağlayacak ancak afet dönemlerinde kullanılabilecek olağanüstü yetkiler "kentsel dönüşüm" yetkileri adı altında gündeme getirilmiştir.

Bu dönemde çıkarılan Büyükşehir Belediyesi Yasası, yetkinin yerelle paylaşılmasını kısıtlarken, yerelleşmenin ve yerel demokrasinin yaygınlaşmasını engellemiştir. Bu yasalarda büyükşehir belediye başkanları dükalıklarını pekiştirmiş, ilçe belediyeleri tümüyle etkisizleştirilmiştir.

Ayrıca, büyükşehir içindeki kırsal/yarı kırsal yerleşimlerin mahalleye dönüştürülmesi ile tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, ödeyemeyeceği ruhsat harçlarına zorlanmış, ekonomik faaliyetleri kısıtlanmıştır.

Diğer yandan, "demokrasi" havariliğine soyunan hükümet ve AKP'li belediyeler, alınan kararlarda demokrasiyle bağdaşmayan biçimde halkın katılımını dışlamış ve tepeden inmeci, "Ben yaptım oldu" tarzında bir yaklaşım sergilemiştir. Bu durum, kentte yaşayan insanların, yaşadığı yer hakkında söz söyleme hakkını engellemiş, açılan dava sayısını ve gerginlikleri artırmıştır.

Nasıl bir yerel yönetim?
Kentler her şeyden önce bir yaşam alanıdır. Planlama ve şehircilik, kentlerin içinde yaşayan insanların tasfiye edilmeden ve yabancılaştırılmadan, güven içinde mutlu olacağı yerleri yaratmak zorundadır. Bu da şehircilikte rantı değil, toplum ve kent yararını savunan anlayışların egemen kılınmasıyla mümkündür. Öte yandan, yerel yönetimlerde de kaynakların doğru ve verimli kullanıldığı, halkın kararlarda söz sahibi olduğu, demokratik ve yerelleşmeyi destekleyen bir yapı kurulmalıdır.

Bu kapsamda şehircilik ve yerel yönetim alanında reform niteliğinde düzenlemelerin yapılması gerekli görülmektedir. Bunlar şöyle özetlenebilir:

- Planlamayla yaratılan ekonomik değerlerin, kent halkına döndürüleceği mekanizmalar acilen oluşturulmalıdır.

- Kentlerde sadece mülk ve sermaye sahiplerinin değil, mülksüzlerin de söz hakkı olacağı sosyal bir yaklaşım benimsenmelidir.

- Yerel yönetimlerde imar planlarının katılımcı yöntemlerle hazırlanması bir zorunluluk haline getirilmelidir.

- İmar planlarıyla yaratılan kamu yararına aykırı kent ve çevre yağmalarında, yargılamayı hızlandırmak için "Kent ve Çevre Suçları Mahkemeleri" kurulmalıdır.

- Yerel yönetim yasaları, yerelliği ve yerel demokrasiyi güçlendirecek biçimde yeniden düzenlenmeli, büyükşehir belediyelerinin yetkileri kent bütününü ilgilendiren konular dışında sınırlandırılmalı, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin yetki ve sorumlulukları artırılmalıdır.

- Seçimle işbaşına geldikleri halde, mühür basmaktan öte görevi bulunmayan mahalle muhtarlıklarının, semt yönetiminde etkin kılacak düzenlemeler yapılmalıdır.

- Büyükşehir, Belediye ve İmar Yasası; kentsel, yarı kırsal ve kırsal yerleşimlerin ihtiyaçlarına çözüm bulacak esneklikleri içerecek biçimde yeniden düzenlenmelidir.

- Şehircilik alanında bütünlüğü sağlayacak ve yetki çatışmalarını ortadan kaldıracak "Şehircilik ve İmar Yasası" hazırlanmalıdır.

Bülent TANIK / CHP Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı / Şehir Plancısı / Eski TMMOB Başkanı

http://www.yapi.com.tr/haberler/sehircilikte-rantin-hakim-olmadigi-bir-duzen-kurulmali_55416.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!