Manisa Çaldağ’da bir doğa katliamına ramak kaldı. Önce vakti
olmayanlara kısa tarihçe sunalım: Sardes Nikel Madencilik adlı
İngiliz şirket buradan 15 yıl boyunca nikel çıkarmak üzere izinlerini aldı...
Aslının 200’de biri oranında küçüklükte bir pilot tesis kurdu. Sonra çevreciler
ayaklanınca madenin izni iptal edildi. Bu arada madencilik yasalarında bazı
değişiklikler yapıldı. Şirket yatırım için parayı bulduğu an çalışmalara
başlayacak.
Sonra ne mi olacak? Çevrecilerin, akademisyenlerin ve yerel halkın iddiaları
doğruysa binlerce, belki de onbinlerce ağaç kesilecek. Ardından Çaldağ oyulacak.
Çıkarılan toprak milyonlarca ton sülfürik asitle yıkanacak. En vahimi, bütün
bunlar açık havada yapılacak. Dünyanın en büyük ve verimli yedinci tarım havzası
olan Gediz, uzmanların deyimiyle ‘açıkhava kimya işletmesi’ne
dönecek.
Cehennem senaryosunu sona sakladım: “Yer altı suları tükenecek, sülfürik asit
bütün bölgenin sularına karışacak ve milyonlarca insan bölgeden göç etmek
zorunda kalacak. Ve 15 yıl sonra madenin işi bittiğinde, havza bir otun bile
bitmediği bir hal alacak!
İzmir bile boşalır
İTÜ’den Metalurji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. İsmail Duman
mesaisinin büyük bölümünü bu projeyi durdurmak için harcıyor
Bu madende 15 yıl boyunca ne kadar sülfürik asit
kullanılacak?
- 15-18 milyon ton arasında. Bir büyük asit tankeri düşünün, 20 ton asit
alır. Başlayın Turgutlu’dan tankerleri birbirinin tamponuna değecek şekilde
dizmeye. 800 bin tanker ediyor. Bu 800 bin tankeri Turgutlu’dan geçen 40’ıncı
paralel üzerinden Doğu’ya doğru dizin; kuyruk Pekin’i geçiyor, tankerlerin bir
kısmı Çin denizine dökülüyor, sığmıyor, bu kadar asit! Ve bu kadar asit açıkta
kullanılacak.
Açıkta kullanmak ne demek?
- Oradaki doğayı alıp açıkhava kimya işletmesine çevirmek demek... Kapalı
mekanda yapılması lazım. Toprağın içindeki nikeli, kobaltı çözmek için günümüzde
bir sürü metot var. Bunların en ilerisi basınçlı kaplarda, kapalı sistemde
işlemi yapmak. Düdüklü tencere gibi, 100 derecenin üstünde asitle temas
ettiriyorsunuz. Dünyada var bu, Avustralya’da var.
Ne kadarlık bir yatırım yapıp ne kadar kazanacaklar?
- Alacakları malın değeri şu andaki fiyatlarla işe başladıkları zaman 25
milyar doların üzerindeydi. Sonra kriz nedeniyle bu rakam 10 milyara düştü.
Şimdi yeniden 20 milyar doları geçti. Kriz tam atlatılırsa, kazançları 35-40
milyar dolara kadar çıkabilir. Kapalı sistem için gereken 5-7 milyar dolarlık
yatırımı yapmıyorlar. Aradaki farkı da doğaya ve insana ödetiyorlar. Kazanç
özelleştiriliyor, risk kamulaştırılıyor. Şimdiki yatırımları milyar doları
bulmuyor.
35-40 milyarlık kazançlarından Türkiye’ye ne kadarını
bırakacaklar?
- Türkiye’ye 10 yılda bırakacakları para 163 milyon dolar. Yani Türkiye’nin
bir buçuk günlük dış borç faiz ödemesi.
18 milyon ton sülfürik asit nereden sağlanacak?
- Her yıl büyük ihtimalle Güney Amerika’dan, Ant Dağları’ndan 300-330 bin ton
kükürt ithal edecekler; kamyonlarla, gemilerle buraya kükürt taşınacak. O kükürt
bir fabrikada yakılacak. Kurdukları tek fabrika sülfürik asit fabrikası.
Dünyanın ikinci büyük sülfürik asit fabrikasını bir tarım havzasına ve
Türkiye’nin en verimli, dünyanın yedinci büyük verimli tarım havzasının orta
yerine kurmak, çatınıza yüz ton dinamit depolamak gibi bir şey.
Neden?
- Çünkü en ileri sülfürik asit üretim teknolojilerinde bile binde üç kaçak
vardır. 18 milyon ton sülfürik asitte binde üç, korkunç bir miktar. 54 bin ton
asit sülfürik asit havaya karışacak. Gediz, sülfürik asidin içindeki kükürte
tamamen yabancı bir havza. Burası laterit havza, oksitli topraklar. Hiç kükürt
yok bu topraklarda. Bu ekosisteme yabancı bir elementi devasa miktarlarda
soktuğunuzda doğal yaşamda öyle bir kırılma olur ki, bir daha geri dönülemez.
|