Taksim Dayanışması: “31 Mayıs’ta Meydandayız!"

Taksim Dayanışması’nın, Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısına; Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, Avukat Can Atalay, Şehir Plancılar Odası İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu katıldı. Ayrıca Mehmet Ayvalıtaş'ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş da oradaydı.

Mücella Yapıcı; 2011 genel seçimlerinden başlayarak Gezi Direnişi’ne kadar yaşanan süreci fotoğraflar eşliğinde özetledi. Yapıcı; Başbakan Erdoğan’ın 2011 genel seçimlerden sonra tüm Taksim’i insansızlaştıran, Taksim’i otopark çatısına benzeten ve kamusal alan olan Gezi Parkı’nı Topçu Kışlası yapmak isteyen Taksim Yayalaştırma Projesi’ni açıkladığını hatırlattı.

Yayalaştırma Projesi ve Topçu Kışlası’nın yapılmasını engellemek için hukuki ve toplumsal tüm yolları kullandıklarının altını çizen Yapıcı; “27 Mayıs 2013 gecesi Divan Oteli’nin oraya buldozerin gelip ağaçları kesmek istediği haberini aldık. Hukuksuz projede dahi yer almayan bu işlem için hiçbir izin yoktu. Bize hiçbir belge göstermediler. Ertesi gün yine izin yokken çevik polis inanılmaz bir şiddetle üzerimize geldi. O ağaçları tekrardan diktik. Her türlü hukuki yola yine başvurduk. Taksim’de başka bir hayat başladı. Başka bir hayatın mümkün olduğunu gören bir yerden, son derece barışçıl bir ortam vardı. Ancak binlerce insana yeniden binlerce kez polis şiddeti uygulandı” şeklinde konuştu.

“Böyle bir ülkede hekimlik yapmak istemiyoruz”

Ali Çerkezoğlu, sadece 1,5 ayda altı kişinin öldüğüne dikkat çekerek 11 kişinin gözünü kaybettiğini, 60 kişinin kafa travması geçirdiğini ve yüzlerce kişinin çeşitli şekillerde yaralandığını, bu sayının gün geçtikçe arttığını dile getirdi. Çerkezoğlu; “Görevimiz polis şiddetiyle haksız bir şekilde yaralanan yurttaşları tedavi etmek değil. Böyle bir ülkede hekimlik yapmak istemiyoruz. Polisin yaraladığı insanları tedavi eden doktorlar da yargılanıyor. Onlara sahip çıkan Tabip Odası da cezaevine konmak isteniyor. Artık ölmek, yaralanmak, tedavi olmak, gencecik çocukların cenazelerini kaldırmak istemiyoruz. Ağacımızı, parkımızı, derelerimizi, sağlık hakkımızı istiyoruz” dedi.

“Sorumlular hakkında dava açılmalı ve görevden alınmalıdır”

Avukat Can Atalay, polisin gerekçesiz bir şiddet uyguladığını ifade ederek Haziran’dan bu yana ölümlerin ve yaralanmaların arttığına dikkat çekti. Atalay; polis şiddetiyle ilgili sorumluların yargılanması gerektiğini belirtti ve şunları dile getirdi: “Hukuki başvurularımıza rağmen Gezi sürecinde ne kadar insanın yaralandığı, ne kadar insanın suç duyurusunda bulunduğu bilinmiyor. Bu konuda tam ve eksiksiz bilgiye ulaşmak mümkün değil. Devlet tarafından gizleniyor”. Atalay; “Sorumlular hakkında dava açılmalı ve görevden alınmalıdır” dedi.

Taksim Dayanışması’nın basın açıklamasından...

...

Taksim Dayanışmasının “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşmiş; 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren ülkenin dört bir yerine yayılarak yepyeni ve evrensel bir boyut kazanmıştır.

...

Taksim Dayanışması olarak taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmediğimizi tekrar hatırlatmak için 31 Mayıs’ta Taksim’de, meydandayız! 

...

3-5 ağacımızla, arzumuzla, fikrimizle, insan olma hasretimizle, umudumuzla, direnişimizle, birlikte nefes aldığımız her yerde, meydandayız!

Katliamlarınıza, yolsuzluklarınıza isyanımızdan, yağmaladığınız kentlerimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza, bütün ortak değerlerimize sahip çıkmamızdan korkup kapattığınız meydanlar için meydandayız!

...

Durmadığımız, sessiz kalmadığımız, boyun eğmediğimiz için; fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, plazalarda ölümüne, güvencesiz, sendikasız, taşeron çalışmayı gün be gün daha da şiddetle reddettiğimiz için; yaptıklarınızın üzerini örten medyanıza güvenmediğimiz,  adaleti bizleri cezalandırdığınız mahkemelerinizde bulamadığımız için her yerdeyiz. Meydandayız!

Bizler ürettiklerimizle, mahalle evlerimiz, fabrikalarımız, bostanlarımız, forumlarımızla, yarattığımız yeni renklerimizle, sizin yok ettiklerinize karşı var ettiklerimizle, adaletimizle meydandayız!

Bizler, Ethem, Ali İsmail, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet, Abdullah, Mehmet İstif, Fadime Ana, Berkin Elvan, Uğur Kurt, Ayhan Yılmaz ve Soma’da kaybettiğimiz canlar için meydandayız!

...

31 Mayıs’ta meydandayız!

Ankara’da meydandayız, İzmir’de meydandayız; Antakya’da, Eskişehir’de, Bursa’da, Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, ülkenin dört bir yanında, meydandayız!

Meydanlarımızı,  parklarımızı, sokaklarımızı, yaşam alanlarımızı ve yaşamımızı özgür kılmak için meydandayız!