Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun Uygulama Yönetmeliği’nde Yapılan Değişikliklerin İncelenmesi

Av. Yalım Canveren
Kentsel Dönüşüm adı verilen uygulamalar, bildiğiniz üzere 6306 Sayılı Kanunun çıkarılmasıyla başladı. Bu kanunu daha önceki yazılarımda detaylı bir şekilde incelemiştim.

Ancak ülkemizden başka bir yerde görülmemiş olan bu model doğal olarak ilk uygulayıcılarına bir çok problem yaşattı. Hem hissedarlar hem de müteahhitler hiç bilmedikleri bir değirmende öğütüldüler. Devlet de süreçten etkilendi. Bu nedenle 6306 Sayılı Kanun, Kentsel Dönüşüm sürecinin uygulamalarında yaşanan aksaklıkları gidermek adına 26.04.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Torba Yasa’nın 23.maddesi ile değiştirildi. Kanun değiştirilmiş olmasına rağmen ilgili yönetmeliğin değiştirilmemiş olması nedeniyle yaşanan uyuşmazlıkları önlemek için 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun Uygulama Yönetmeliği’nde de bir takım yeni düzenlemeler yapıldı. Yönetmelikte yapılan değişiklikler 27 Ekim 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı.

Önceki yönetmelikte izin ve inşaat sürelerin uzamasına neden olan bütün maddeler çıkartılıp, süreç daha kolay yürüyecek bir hale getirilmiştir. Ancak yönetmeliğin bu kolaylaştırılmış yeni hali sürece muhalif paydaşların ellerini biraz bağlayacak gibi görünüyor.

Geçen gün katıldığım bir panelde konuşmacılardan biri kentsel dönüşüm sürecinde kendilerini vatandaşların ve hukuğun çok zorladığını işlerin zor yürümesine neden olduğunu anlattı. Ben çok şaşırdım bu beyanlara. Sonuçta süreç kanun korumasında halk için yapılmıyor mu? Ancak kanun yapıcı da aynı doğrultuda düşünüyor ki bu yönetmelik ve kanun üzerinde bu süreci hızlandıracak ve hukuk denetimini azaltacak bu değişiklikler yapılıyor.

Şimdi yönetmelikte yapılmış olan değişiklikleri kısaca inceleyelim:

Yönetmeliğin 5. maddesinde yapılan değişiklikler:

Yönetmeliğin 5. maddesinde yapılan değişiklik ile kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde, planlama ve alt yapı hizmetlerinin yetersiz olması, imar mevzuatına aykırı yapılaşmanın bulunması, alt yapı ve üst yapıda hasar meydana gelmiş olması, sebeplerinden biri veya birkaçının bir arada bulunması halinde;

Üzerindeki toplam yapı sayısının %65'i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olup sonradan yapı ve iskan ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlarda;

Uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenen alanlar, riskli alan olarak belirlenmek üzere teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.

Riskli alan ilanlarında en az 15.000 m2 olması gerektiğine ilişkin hüküm değiştirilmiş olup bu zorunluluk kaldırılmıştır. Böylece m2 sınırı olmaksızın her bölgede riskli alan ilanı diğer kriterleri taşıması şartıyla ilan edilebilecektir.

Yönetmeliğin 6. maddesinde yapılan değişiklikler:

Yönetmeliğin 6. maddesinde yapılan değişiklikler pek bir yenilik getirmemiştir, sadece maddenin lafzı daha anlaşılır bir şekilde düzenlenmiştir. Numaralar ve harflerle istenen belgeler ve yapılması gereken işlemler sıralanmıştır. Ayrıca Lisanslandırma Talebi yapılırken hangi belgelerin ekleneceği ve bu lisans belgesi alındıktan sonra lisanslandırılan kurum ve kuruluşta, ortaklarında ve mühendisin durumunda meydana gelen değişikliklerin ne surette Bakanlığa bildirileceği detaylandırılmıştır.

Yönetmeliğin 7. maddesinde yapılan değişiklikler:

Riskli yapıların tespitini ve itiraz yollarını düzenleyen 7. Maddeye yapılan değişikliklerde öncelikle riskli yapının tanımı yeniden yapılmıştır.

Arsa paylı tapularda, arsa üzerindeki riskli yapının arsa malikleri dışındaki bir başkasına ait olması durumunda Müdürlükçe tapu müdürlüğüne bildirilecek yapı sahibine; arsa üzerinde birden fazla yapı olması ve riskli yapının arsa maliklerinden sadece bazılarına ait olması durumunda ise sadece riskli yapının sahibi olan arsa hissedarlarına ve ilgili aynî ve şahsî hak sahiplerine tebligat yapılacağı maddeye eklenmiştir.

Riskli yapı raporunun, Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye gönderileceği düzenlenmiştir. Bu fıkraya eklenen yenilik Bakanlıkça idareye yetki verilebileceğidir.

Maddenin 4. Fıkrasına ise lisanslı kurum veya kuruluşun otuz günlük süre içerisinde gerekçeli talebi üzerine eksikliklerin giderilmesi için ek süre verilebileceği eklenmiştir.

Ancak en büyük yenilik maddeye eklenen 9. Fıkrada göze çarpmaktadır. 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan yapıların riskli yapı tespiti yapı maliklerinin talebine istinaden yapılır. Riskli yapı tespitinin kesinleşmesinden sonra durum ilgili kültürvarlıklarını koruma bölge kuruluna bildirilir ve bu kurulun alacağı karara göre uygulama yapılır, şeklindeki yenilik artık Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamına giren taşınmazlarda da kentsel dönüşüm uygulaması yapılabilecektir. Burada yapının sahibi veya sahiplerinden birisi talepte bulunacak riskli yapı tespiti edildikten sonra uygulama da kuruldan alınacak kararla yapılacaktır.

Yeni düzenlemeye göre, riskli yapılarda tapuda kayıtlı malik ölmüşse mirasçılık belgesi çıkarmaya, kayyum atamaya veya yine tapuda son kayıtlı malik adına işlem yapmaya Bakanlık yetkili olacaktır. Maliki ölmüş gayrimenkullerde mahkemeler tarafından kayyum atanması ve yasal mirasçıların tespitinin büyük zaman kayıplarına sebebiyet verdiği kanun yapıcının da dikkatini de çekmiş ve bu değişiklik ile yasal mirasçıların ve müteahhitlerin uygulamada yaşadığı mahkeme sorunlarını ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.

Bence bu bütün değişiklikler arasında yönetmeliğe eklenen en önemli maddedir.

Yönetmeliğin 8. maddesinde yapılan değişiklikler:

Bu maddeye yapılan eklemeler, artık riskli yapıların yıkımını çok daha kolay bir hale getirecektir. Şöyle ki:

Maliklere verilen süreler içerisinde maliklerce yıktırılmayan riskli yapılar mülki amire bildirilir ve bu yapıların tahliyesi ve yıktırma işlemleri, mülki amirler tarafından sağlanacak kolluk kuvveti desteği ile İdarece yapılır veya yaptırılır.

Müdürlük veya yetki devri yapılması durumunda İdare, yıktırılan riskli yapılara ilişkin bilgileri elektronik yazılım sistemine kaydeder. İdare, tahliye ve yıkım işlemleri gerçekleştirilemeyen riskli yapılara ilişkin bilgi ve belgeleri, ikişer aylık periyotlar hâlinde Müdürlüğe bildirir. Yukarıdaki fıkralara göre yıktırılamayan yapılar Bakanlıkça veya Müdürlükçe yıkılır veya yıktırılır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıkımın masraflarından malikler hisseleri oranında sorumludur. Yıkım işleminin masrafı maliklerden genel hükümlere göre tahsil edilir.

Yani mevcut tahliye süreleri sonunda yıktırılmayan binalar ile ilgili artık maliklerin anlaşmalarının beklenmesine gerek kalmayacak. iki aylık denetimler yapılacak ve yıktırılmayan binalar afet riski sebebiyle kolluk kuvveti desteği ile mülki amirlikçe yıktırılacaktır. Bir önceki yönetmelikte var olan durum apartman veya sitelerde 2/3 ile anlaşma sağlanamaması sebebiyle çok uzamaktaydı.

Yönetmeliğin 10. maddesinde yapılan değişiklikler:

Yönetmeliğin 10. Maddesi Teknik Heyetin çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir. Bu maddeye de eklemeler yapılmıştır.

Toplantının yeri, günü ve saati Müdürlükçe en az üç gün önceden üyelere bildirilir. Maddenin önceki halinde bu sure yedi gün olarak düzenlenmiştir.

10. maddenin 7. fıkrasında tespit raporunun teknik yönden denetiminin ne şekilde yapılacağı anlatılmaktadır. Bu fıkraya gelen eklemelerden en önemlisi Teknik Heyetin, Riskli yapı tespit raporunda teknik yönden eksiklik tespit etmesi halinde gerekli düzeltmelerin yapılması için raporun lisanslı kurum veya kuruluşa gönderilmesine karar verip, rapordaki eksikliklerin tamamının düzeltmesininsağlanmasından sonra yapının riskli ya da risksizolduğuna ilişkin nihai karar vermesidir. Teknik heyet,gerek görmesi halinde itiraza konu edilen  yapıyıbizzat yerinde inceleyebilir veya yapının yerindeincelenmesini Müdürlükten isteyebilir. Ancak,yapının riskli olup olmadığına ilişkin nihai karar,yapının riskli yapı tespiti yapıldığı tarihtekidurumuna ve özelliklerine göre verilir. Teknikheyetçe alınan kararlar, teknik gerekçeleri belirtilerekyazılır, başkan ve üyelerce imzalanır. Bakanlığa ve tespiti yapan veya yaptıran İdareye tüm karalar itirazeden malike ise sadece nihai karar bildirilir. Teknik heyetçe, karara bağlanan riskli yapı tespit raporuna karşı başka bir malikçe yapılan itiraz üzerine yeniden inceleme yapılmaz.

Maddenin 8. fıkrasında yapılan değişikliklerle, yıllık izin, hastalık ve mazeret izinleri sebebiyle bulunamama hâlleri hariç olmak üzere, bir yıl içinde sekiz veya üst üste üç toplantıya iştirak etmeyen teknik heyet üyesinin üyeliğinin kendiliğinden sona ereceği düzenlenmiştir. Üyeliği sona eren üyenin yerine yeni üye görevlendirilir. Başkanın üyeliğinin sona ermesi durumlarında üyeler kendi aralarından birini yeni başkan olarak seçer.

Bu yeni düzenlemeye göre, daha önce heyet üyesi bir yıl içinde dört üst üste 2 toplantıya katılmadığında üyeliği kendiliğinden sona ererken bu sayı bir yıl içinde sekiz, her halükarda üç toplantı olarak değiştirilmiştir. Ayrıca bir üyenin veya başkanın üyeliği düştükten sonra ne yapılacağı belli değilken yeni eklemeler bu durumu da düzenlemiştir. Yönetmelikteki bir boşluk bu şekilde doldurulmuş olmuştur.

Riskli yapıların bulunduğu parsellerde, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında yapılacak uygulamalar.

Yönetmeliğin 15. maddesinde yapılan değişiklikler:

Öncelikle maddenin yeni halinde riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında oy birliği veya 2/3 oyçokluğu ile karar verilecek konular daha geniş bir şekilde sayılmıştır. Yapının yıktırılmış olması şartı da kaldırılmıştır.

Uygulama yapılan etapta veya adada, riskli yapılarda ise bu yapıların bulunduğu parsellerde; yapıların yıktırılmış olması şartı aranmaksızın ve yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, ifraz, taksim, terk, ihdas ve tapuya tescil işlemlerine, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine, bütün maliklerce oybirliği ile karar verilememiş ise, anlaşma sağlanamayan maliklere ait taşınmazların değeri Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirileceği ve bu değer de gözetilerek oybirliği ile anlaşmaya çalışılacağı bu düzenleme ile anlatılmıştır.

Oybirliği ile anlaşma sağlanamaması halinde yapılacak uygulamalara sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilecek. Bu karar anlaşma şartlarını ihtiva eden teklif ile birlikte karara katılmayanlara noter vasıtasıyla veya 7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilir ve bu tebliğde, onbeş gün içinde kararın ve teklifin kabul edilmemesi halinde arsa paylarının, Bakanlıkça tespit edilecek veya ettirilecek rayiç değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacağı, paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu payların, rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edileceği bildirilecek.

Hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile alınan karara katılmayan maliklerin arsa payları; 15/A maddesinde belirtilen usule göre, arsa payı değeri üzerinden anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacak. Paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve en az üçte iki çoğunluk ile alınan karar çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılacak veya Bakanlıkça uygun görülenler TOKİ’ye veya İdareye devredilecek. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılacağı da düzenlemeye eklenmiştir.

Bir parselde birden fazla yapı bulunması ve bu yapıların tamamının riskli yapı olarak tespit edilmiş olması halinde ise, yürütülecek uygulamalara yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin sahip oldukları hisseleri oranında bütün maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilecek.

Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra bu taşınmazların sicilinde bulunan ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerh, hisseler üzerinde devam edecek. Bu haklar ve şerhler, tapuda, tevhit, ifraz, taksim, terk, tescil, kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisine ilişkin işlemlerin yapılmasına engel teşkil etmeyecek ve bu işlemlerin yapılması için lehine şerh bulunanların muvafakati aranmayacak. Yeni kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi safhasında belirtilen haklar ve şerhler, malikin muvafakati aranmaksızın sadece sözkonusu haklar ve şerhlerden yükümlü olan malike düşecek bağımsız bölümler üzerinde devam ettirilecek.

Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi veya kat karşılığı temlik sözleşmesine istinaden inşa edilecek olan binaya ilişkin kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesisi işlemi, hak sahipleri adına, talep edilmesi halinde Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından yapılabilecek. Yapılacak talebe esas kat karşılığı inşaat sözleşmesi veya kat karşılığı temlik sözleşmesinde hak sahiplerine isabet eden bağımsız bölümlerin belirlenmiş olması gerekmektedir. Tapuya tescil işlemlerinde elektronik ortamda düzenlenen ve ilgili idare tarafından onaylı mimari proje ile yönetim planı esas alınacak. Mimari proje ile yönetim planında malik imzası aranmayacak.

Yönetmeliğin 15/a maddesinde yapılan değişiklikler :

Yönetmelikteki en dikkat çekici değişikliklerden bir tanesi de 15/A maddesinde yapılandır. Riskli alanlar, rezerv yapı alanları ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, 2/3 çoğunluğun kararına uymayan paydaşların hisselerinin satış usulünü düzenleyen bu madde önemlidir.

Hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile alınan karara katılmayan maliklerin arsa paylarının satışı için;

Maliklerin en az üçte iki çoğunlukla anlaştıklarına dair anlaşan maliklerce imzalı karar tutanağı veya anlaşan maliklere ait sözleşme veya vekâletname örnekleri,

Maliklerin en az 2/3 çoğunluğu ile alınan kararın ve anlaşma şartlarını ihtiva eden teklifin noter vasıtasıyla veya 7201 sayılı Kanuna göre karara katılmayan malike bildirilerek kabulü için onbeş gün süre verildiğine dair belgeler,

2/3 çoğunlukla alınan karara katılmayan maliklere ait taşınmazların Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilen değerine ilişkin belgeler,

Satışı yapılacak arsa paylarının maliklerinin tebligata elverişli adres bilgileri ile birlikte yazılı olarak Müdürlüğe müracaatta bulunulacaktır.

Satış işleminin yapılabilmesi için yapıların yıktırılmış olması gerek olmaması da yeni bir düzenlemedir.

Satışı yapılacak arsa paylarının rayiç değerini tespit etmek ve sonrasında satış işlemini gerçekleştirmek üzere, Müdürlük bünyesinde, biri başkan ikisi üye olmak üzere, en az üç kişiden oluşan Bedel Tespiti Komisyonu ile Satış Komisyonu teşkil olunacak ve rayiç değer, maliklerce Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilmiş olan taşınmazın değeri de gözetilerek Bedel Tespiti Komisyonunca belirlenecektir

Satışı yapılacak payın üzerinde ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi hakların bulunması, satış işlemine engel teşkil etmeyecektir. Belirtilen haklar satış sonrasında satış bedeli üzerinden devam edecektir. Satış işlemi sonrasında, satış bedelinin yatırıldığı banka hesabına malike ödeme yapılmaması için bloke koydurulacak ve durum ipotek, haciz ve intifa hakkı gibi hakların alacaklısına veya ilgili icra müdürlüğüne veya mahkemeye bildirilecektir. Tapu kaydındaki haklar ve şerhler satış sonrasında Müdürlüğün talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilecektir.

Açık artırmaya en az 2/3 çoğunluk ile anlaşan paydaşlar dışında herhangi bir kişi katılamaz.

Satış işlemi tamamlanıp komisyonca karara bağlanmadan evvel, 2/3 çoğunluk ile alınan karara katılmayan maliklerin, 2/3 çoğunluk ile alınan kararı kabul etmeleri ve 2/3 çoğunluk ile alınan karar doğrultusunda yapılan sözleşmeyi ve yapılacak uygulamanın gerektirdiği diğer belgeleri imzalayacaklarını beyan etmeleri halinde Satış Komisyonunca kendilerine süre verilecektir.

İhale arttırma tutanağı bu maliklerce de imzalanır. Komisyonca verilen süre içerisinde sözleşmenin ve diğer belgelerin anlaşan diğer malikler gibi şartsız ve şerhsiz olarak imzalanarak Müdürlüğe verilmesi halinde, satış işlemi geçersiz sayılır.

Satış işleminin geçersiz sayıldığı tarihten itibaren doksan gün içerisinde, satış günü 2/3 çoğunluk ile alınan karara katılma iradesi gösteren paydaşlarca yeniden anlaşmama iradesi gösterilmesi veya daha evvel imzalanan belgelerin iptal edilmesi halinde yeniden satış işlemi yapılmasına gerek olmadan en yüksek bedeli teklif etmiş olan paydaşa, bu paydaşın kabul etmemesi halinde sonraki en yüksek bedeli teklif etmiş olan diğer paydaşlara sırasıyla bildirimde bulunulur ve satış bedelini yatıran paydaşa satış yapılmış sayılır. Satış işleminin geçersiz sayıldığı tarihten itibaren doksan günden fazla süre geçmesinden sonra yeniden anlaşmama iradesi gösteren paydaşların hisseleri için ise yeniden satış işlemi yapılması gerekmektedir.

Yönetmeliğin 16. maddesinde yapılan değişiklikler:

Yönetmeliğin 16. Maddesi ise kira yardımı ve diğer yardımlar ile ilgilidir. Paydaşları ilgilendirdiği için bu maddede yapılan değişiklikler önemlidir.

Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 aydır. Anlaşma yoluyla kamulaştırılan yapılar için verilen 5 aylık kira yardımı kaldırılmıştır. Riskli ve rezerv yapı alanlarında kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, Bakanlıkça belirlenir ve her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.

Maddenin 2. fıkrası tamamen yenilenmiş aşağıdaki şekilde bir düzenleme yapılmıştır.  6306 sayılı Kanun kapsamında 21/3/2016 tarihli ve 2016/8663 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Riskli Yapıyı Malik, Kiracı veya Sınırlı Ayni Hak Sahibi Olmaksızın Kullananlara Yardım Yapılmasına Dair Karara göre;

a) Hak sahibi olanlara riskli yapılarda 18 ay, riskli alanlarda ise 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenecek süre ve miktarda,

b) Gecekondu sahiplerine,

1) Riskli yapılarda birinci fıkraya gore belirlenen aylık kira bedelinin iki katı kadar,

2) Riskli alanlarda (a) bendi uyarınca hak sahipleri için belirlenen süre ve miktarın üçte ikisini geçmemek üzere ilgili kurumca belirlenecek süre ve miktarda,

3) Kanunun Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenen riskli alanlarda ise 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenecek süre ve miktarda, kira yardımı yapılabilir.

Değişikliğe gore belirlenen riskli alanlarda kira yardımı süresi yapının tahliye edildiği tarihten itibaren başlatılır.

Yönetmeliğin 17. maddesinde yapılan değişiklikler:

Yönetmeliğin 17. Maddesi riskli yapıların tahliyesi konusunu düzenlemektedir. Bu maddeye de eklemeler yapılmıştır.

Riskli alan ve rezerv yapı alanlarında ilgili kurumca veya maliklerce yürütülen uygulamalarda, ilgili kurumca belirlenecek takvime göre on beş gün içinde veya maliklerle yapılan anlaşmada belirlenen süre içerisinde, var ise su, elektrik, telefon ve doğalgaz gibi hizmetlerin borçları ile emlak vergisi gibi taşınmaza ilişkin vergilerin ödenerek yapının boş olarak ilgili kuruma veya uygulamayı yürüten yükleniciye teslim edilmesi gerekir. Burası maddenin eski halinde de mevcuttur.

Belirtilen sürelerde yapının tahliye edilmemesi durumunda İlgili kurum veya İdarece, yapının idarî makamlarca zorla tahliye edileceği belirtilerek ve ilgililerine otuz günden az olmak üzere süre verilerek tebligatta bulunulur. Otuz gün içinde tahliyenin gerçekleştirilmemesi durumunda, bu yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmemesi ve verilen hizmetlerin durdurulması ilgili kurum ve kuruluşlardan istenir ve bu yapıların tahliyesi mülki amirler tarafından sağlanacak kolluk kuvveti desteği ile ilgili kurum veya İdarece yapılır veya yaptırılır.

Verilen tahliye süreleri sonunda elektrik, su, doğalgaz hizmetlerinin durdurulması zorunlu hale getirilmiştir. Uygulamada müteahhit ile arsa payı sahipleri arasında inşaat sözleşmesi yapılmış ve tahliye konusunda tarih belirlenmiş olmasına rağmen malik ya da kiracı riskli yapıyı tahliye etmediği takdirde idarenin talebi ile elektrik, su, doğalgaz hizmetlerinin ilgili kurumlar tarafından durdurulması zorunlu hale getirilmiştir.

Maddeye bu yukarıdaki fıkra eklenmiştir. Yani tahliyenin süresi içerisinde yapılmaması durumunda ilgili idare veya kurum, tahliye etmeyen paydaş ya da kiracıların hem elektrik, su ve doğal gaz bütün ihtiyaçlarının kesilmesini ilgili kurum ve kuruluşlardan isteyebilecek hem de tahliyeyi kolluk kuvvetleri marifeti le yapabilecektir.

Yönetmeliğin 18. maddesinde yapılan değişiklikler:

Planlama süreci ile ilgili düzenlenen Yönetmeliğin 18. Maddesinde yapılan değişikliklere göre Riskli alan ve rezerv yapı alanı ile riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür ve ölçekteki planı resen yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya Bakanlık yetkilidir.

Ayrıca yine Bakanlık Riskli alan ve rezerv yapı alanındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kentsel tasarım projesi hazırlamaya da Bakanlık yetkilidir.

Bu madde de yapılan en önemli değişiklik “Kent Tasarımları” tanımının “Kentsel Tasarım Projesi” olarak değiştirilmesidir.

Yönetmeliğe eklenen geçici 4. madde:

Bir de yönetmeliğe Diyarbakır ili Sur İlçesi ve Şırnak İli Silopi İlçesi ile ilgili bir geçici madde eklenmiştir. Yönetmeliğe eklenen Geçici Madde 4, 16/02/2016 tarihli ve 8538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen riskli alanda, 6306 sayılı Kanun kapsamında 21/3/2016 tarihli ve 2016/8663 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Riskli Yapıyı Malik, Kiracı veya Sınırlı Ayni Hak Sahibi Olmaksızın Kullananlara Yardım Yapılmasına Dair Karara göre; gecekondu sahiplerine 16 ncı maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca kira yardımı yapılabilmesiyle ilgilidir. Bu riskli alanlarda, riskli yapıyı kullanan malik, kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olmayan kişiler dahi kira yardımı alabilecektir.

Eklenen yeni maddeye göre kira yardımı süresi yapının tahliye edildiği tarihten itibaren başlatılacaktır.

Türkiye Barolar Birliği'nin yaptığı eski yönetmelik ile yeni yönetmeliğin karşılaştırması için tıklayınız.


 

 

 

 

http://www.yapi.com.tr/haberler/kentsel-donusum-kanununun-uygulama-yonetmeliginde-yapilan-degisikliklerin-incelenmesi_151889.html
Read Comment Section
1 Yorum Yorum Yaz
  • Son yönetmelik değişikliğinde belediyelerin harç alıp almayacağı hususları açıklarmısınız? YANITLA
1 yorumdan 1 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın
Popüler Uzman Görüşü

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!