'Asıl Sorumlu Mimarlardır'

Bir süredir sorguluyoruz: 'Mimarlık' ile 'kent planlaması'nı birbirlerinden 'tümüyle' ayıran eğitim sistemi Türkiye'ye uygun mudur?

Bu köşeciğe gelen 'görüşler' sürüyor:

Prof. Dr. Cengiz ERUZUN

MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Türkiye'de ilk örgün mimarlık eğitimi 1883 yılında ''Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi'' (1927'de Güzel Sanatlar Akademisi) ile başlamıştır. YTÜ 'de ise 1942'de, İTÜ 'de 1944'te ve ODTÜ 'de 1956'da mimarlık eğitimi başlatılmıştır. Bu süreçte, mimarlık eğitimi içindeki güçlü şehircilik programlarıyla yetiştirilen mimarların yaptıkları şehir planlamaları da kendi içinde tutarlı olmuştur. Ancak ilk defa ODTÜ'de mimarlık dışında lisans seviyesinde eğitim veren ''Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'' kuruldu. Bu uygulama, ''mimar ve şehirciyi birbirinden ayıran'' sonuçlara neden oldu. Gerçi mimarlık eğitimi içindeki şehircilik programlarının kentlerdeki büyüme ve değişim hızı içinde yetersiz kaldığı da bir gerçektir. Ancak mimarisiz şehircilik eğitimi yerine, bunu giderecek yeni çözümler beklenirken 1980'den sonra diğer üniversiteler de ODTÜ sistemini benimsemişlerdir.

Mimarlık fakültelerinden, ''mimar olmadan'' şehir ve bölge planlama bölümü diplomasına sahip olan şehirciler, giderek mimarları öylesine dışlamışlardır ki şehircilik karnesi olan mimar kökenli plancıları, hatta kendilerine şehircilik nosyonu kazandıran mimar hocalarını bile odalarına kaydetmemişlerdir.

Oysa üniversitelerde, mimarlık ve şehircilik programlarının ''birlikte'' yürütüldüğü bir dönemden sonra mimarlık ve şehircilik öğrencilerinin birbirine gereksinim duyacağı bir nosyon kazandırılabilirdi. Ya da önce mimarlık eğitimi verilir, sonra uzmanlık eğitimiyle ''şehirci mimar'' olunabilirdi.

Bunun için geç kalınmış değildir. Çünkü şehircilik bölümlerinin üst düzey hocaları ve yöneticileri henüz mimar kökenlidir. Asıl sorun, bu hocaların eğitimden çekilmesinden sonra başlayacaktır.