Marangoz Nurettin (Kunurkaya) Usta tarafından 1927 yılında
Siteler’de kurulan (Nurus) atölye, bugün dünyanın en tanınmış modüler mobilya
firmalarından biri konumuna ulaştı. Yeni tasarımlarıyla rakiplerine fark atan
Nurus, alanında Türkiye’nin en fazla uluslararası tasarım ödülü
alan markası. Tasarımlarında çok amaçlı kullanımı ön planda tutan Nurus, Avrupa
ve Asya’da birçok ülkeye mobilya ihraç ediyor.
‘İşimizi ciddiye alıyoruz’
Nurus’un sahibi Birten Gökyay, İç Anadolu Sanayici ve
İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Akyürek’le
birlikte, Ankara Nenehatun Caddesi’ndeki yeni mağazasında sorularımızı
yanıtladı. Gökyay, babasının işini büyütmek, “dünya markası” yapmak için iki
oğluyla birlikte serüvene başladıklarını dile getiriyor. Birten Gökyay,
yetiştirilme tarzının iş yaşantısını yakından etkilediğini belirterek, şunları
söylüyor:
“Babamı kaybettikten sonra eşimle birlikte devam eden kamu görevimizin
yanında Nurus’u geliştirme kararı aldık. Oğullarım Renan tasarım, Güran ekonomi
alanında eğitim aldı. Ardından işin içine girdiler ve Türkiye’de eksikliği
hissedilen modüler mobilyayı yapmaya başladık. Rustik mobilyayı da ilk biz
getirdik. 1994 yılında Akyurt’tan sonra Sincan’a fabrika kurduk. Biz işini
ciddiye alan bir firmayız. Sincan fabrikamızdaki teknoloji Avrupa’da bile yok”
dedi.
‘Tasarımlarımız kopyalanıyor’
Tasarımları birçok ödül kazanan Nurus’un, İstanbul, Bursa, İzmir ve Antalya
başta olmak üzere birçok kentte de teşhir salonu bulunuyor. Mobilya üretimi
Ankara ve İstanbul’da gerçekleşiyor. Gökyay, 500 kişiyi istihdam ettiklerini de
belirterek, özel önem verdikleri tasarımlarına ilişkin şu değerlendirmeyi
yapıyor:
“Tasarımcılarımızla koordineli şekilde çalışıyoruz. Sadece Türkiye değil,
dünyaya hitap etme hedefindeyiz. Modüler sistemle ofis donanımlarını
müşterilerimizin memnuniyeti çerçevesinde hazırlıyoruz. Ofislerin kullanımı
birbirinden farklı olduğu için iç mimarlarımızın tespitlerinin ardından alana
uygun sistemi kuruyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru algılayıp, doğru
çözümler üretiyoruz. Bunların yanında kullandığımız bütün malzemeler anti
kanserojen. Üretimlerimlerin yanında Türk tasarımcıları bizim aracılığımızla
dünyaya tanıtılıyor. Biz bu kadar titiz çalışırken, hoş olmayan durumlar da
yaşanıyor. Örneğin tasarımlarım kopyalanıyor. Hatta bana ‘Sizin mobilyalarınız
üzerinden çok para kazandım’ diyenler bile çıkıyor.”
‘Sivil toplum örgütleri kurdum’
Nurus için büyük hedeflerinin olduğunu kaydeden Gökyay, işin yanında birçok
sivil toplum örgütünün de kuruluşuna önderlik etmiş. Gökyay, yaşamını doldurmaya
devam eden sivil toplum kuruluşlarını ise şöyle anlatıyor:
“Sivil toplum kuruluşlarında 1965 yılından bu yana görev yapıyorum. Başta
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Soroptimistler Federasyonu, Üniversiteli
Kadınlar Derneği, İstanbul ve Ankara Halkla İlişkiler Dernekleri, Anadolu Çağdaş
Eğitim Vakıfları, Ankara Kadın Girişimciler ve Geliştirme Derneği’ni kurdum.
Ayrıca haftalık Gazete Ankara’yı da kurduk. Halen birçok sivil toplum
kuruluşunun yönetiminde bulunuyorum.”
‘Toruna ninni albümü’
İki erkek çocuk annesi olan Gökyay, torununu kucağına almadan bir ilki de
gerçekleştirmiş. Gökyay, torunu için yaptığı ninni albümünü anlatırken, iş
yaşamının arasına eğitime verdiği katkıyı da anlatıyor. “Baba beni okula gönder”
kampanyasının aktif katılımcısı olan Gökyay, “Bu kampanyaya destek olunmasını”
istiyor.