16 Eylül - 28 Ekim 2005 tarihleri arasında Garanti Galeri’de “Sesmekân: Çağdaş Müzikte Mekânsal Çalışmalar“ isimli sergi ziyaret edilebilir. Küratörlüğünü Aykut Köksal’ın gerçekleştirdiği sergide, 1950 sonrası mekânsal müzik üretiminden seçilen örnekler, çizim, metin, icraların ses/video kayıtları ve müzikler üzerine yapılmış video çalışmaları aracılığıyla sunuluyor. Tasarımını Bülent Erkmen’in, koordinatörlüğünü Pelin Derviş’in gerçekleştirdiği sergide Varèse, Xenakis, Stockhausen, Boulez, Cage, Nono, Schaeffer, Brümmer ve Arel’in yapıtları bulunuyor.
Müziğin mekânsallık özelliğini kullanan yapıtlar serginin ana malzemesini oluşturuyor. Müzik tarihine göz attığımızda, mekânsallıktan gelen olanakların hem Batı müziğinin gelişiminde önemli bir rol oynadığını, hem de 17. yüzyıldan beri pek çok bestecinin mekânsal olanakları kullanarak müzik yazdığını görüyoruz. 1950 sonrasında ise, çağdaş müzik üretiminde mekânsallık ana paradigma konumuna geliyor. Avrupa’nın 1950 modernistlerinin büyük bir bölümü mekânsal müzik yazmaya yöneliyorlar ve ses kaynaklarının mekân içinde örgütlenmesi, üretimlerinin yapı kurucu özelliğine dönüşüyor. 1950 sonrasında elektronik müziğin gelişimi de, ses kaynaklarının mekân içinde düzenlenmesine yeni olanaklar taşıyor. Bu sürecin bir adım ötesi, dinleyicinin de örgütlenmenin bir parçasına dönüşmesi oluyor. Yüzyıllar boyu bir sahnenin içine kapanan, 20. yüzyılda ise plaklarda tutsak kalan müzik, dinleyiciyle doğrudan ilişkisini yeniden kazanıyor. Başka bir deyişle, müziğin olmazsa olmaz iki öğesi, müzisyen ve dinleyici yeniden aynı yerde -müziğin üretildiği yerde- biraraya geliyor. Üstelik dinleyici, edilgin bir konumda “izleyen” kişi olmaktan kurtuluyor, bütünü anlamlandıran etkin bir aktöre dönüşüyor.
İşte, müziğin son elli yıllık serüvenine damgasını vuran mekânsal müzik çalışmalarının köşe taşı ürünleri, “Sesmekân” sergisinde yer alıyor...