10 Aralık Cumartesi akşamı, etkinliğe davetli bir grup şanslı insan, Galatasaray-Beşiktaş maçını seyretmek yerine Koleksiyon’un Hacı Osman Bayırı’ndaki Showroom’una giderek Karim Rashid ile tanıştı.
Yeni kurulmuş olan Gaia&Gino firmasının tanıtımı ile başladı toplantı. Türkiye’de ilk kez bir sunum yapmakla ve yabancı bir isme sahip olmakla birlikte bir Türk firması olan Gaia&Gino, yurtdışında kısa sürede çok tanınmış bir tasarım firması haline gelmiş durumda.
Bunun temel nedenlerinden biri, “Türk” kimliğini tasarımlarına yansıtarak, yurtdışında ilgi çekmeyi başarmış olması gibi görünüyor.
Ancak Gaia&Gino’nun ürünlerinin böyle bir kimlikle kurduğu bağı, piyasa için tatmin edici ve başarılı olsa da, tasarım terminolojisi için “yüzeysel” olarak adlandırılması daha doğru görünüyor.
Dünya basının Gaia&Gino’ya ilgisi, Osmanlı kültürü ve İstanbul simgelerini gündelik yaşama sokma düşüncesinden kaynaklanıyor gibi gözüküyor. Batılıların, egzotik, masalsı ve gizemli Doğu imajını tutturmak noktasında başarılı olunduğu gibi, bu imajı Batı insanın pratik gereksinimleri ile bütünleştirmek konusunda da doğru adımlar atılmış.
Bunda, “star” tasarımcı Rashid Karim’in payı oldukça yüksek. Aynı anda 27 ülkede 70 küsur proje üzerinde çalışan Karim, Koleksiyon’un sergi holünde keyifli bir konferans verdi. Sıkça kişisel deneyimlerini anlatıp, izleyicileri düzenli olarak güldürdüğü konuşmasında, dünya kültürlerinin ve günümüz dünyasının tasarımlarına etkisini anlattı.
İstanbul’dan esinlenerek tasarladığı yemek takımını, hat sanatından yola çıkıp Arapça “allah” sözcüğü formundaki vazosunu ve “Mutlu İnsanlar” bardak takımını tanıttı.
Kültürel yaşama göndermeler ile yetinmediğini, renkli ve eğlenceli bir gündelik yaşam oluşturmak için tasarım yaptığını belirtti.
Gitgide birbirine benzeyen kültürler ve insanlar için, “bireyselleşme”yi kışkırtıcı ve “bugün”ün ruhunu yansıtan bir yaklaşımı olduğunu da ifade etti.
Bu noktada, dünyayı değiştirmekten, çoğunluk için güzellik yaratmak istediğinden ve yeni teknolojik gelişmelerin insanları birbirine yaklaştırdığından bahsetmesine rağmen, ürünlerine çok sınırlı sayıda bir insan toplamı ulaşabiliyor.
Info-estetik diye adlandırdığı bir çerçevede tasarımlar yapan Rashid, iletişim teknolojilerinin geldiği nokta ile yakından ilgilenmenin ötesinde teknolojinin “insani” olduğunu; daha doğrusu tasarımın, teknolojiyi insan yaşamına yaklaştırabileceğine inanıyor. Bu noktadan hareketle yaptığı kimi ilginç tasarımları da izleyicilere gösteren Rashid, mümkün olduğunca kişiselleşmiş tasarımlar üretmeye çalıştığını ve müşterileri ile iyi anlaştığı zaman kendini en iyi şekilde ifade edebildiğini ekledi.
Bizim anladığımız kadarıyla Karim Rashid, ’68 kuşağının politikadan iyiden iyiye uzaklaşmış bir temsilcisi, Jimi Hendrix yerine Madonna dinleyen, televizyonu kitaplara tercih eden, Irak Savaşı'nı bir başka Vietnam Savaşı olarak görmeyen, uyuşturucu yerine şekerli kokteyller içen, kamp kurmak yerine otellerde kalan, Volkswagen minibüsle gezmek yerine uçmaktan zevk alan komik ve yetenekli bir sevgi böceğidir.
Kent ile Barbi’nin toz pembe dünyalarından fırlama Mısırlı bir sokak çocuğudur.
İstanbul'un yedi tepesinden bir meyvalık.
Yemek takımında bazı parçalar İstanbul'un önemli tarihi yapılarını simgeliyor.