Demiryol Canavarı

Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman zeki bir zattır. Çalışkandır. İddialıdır. Ama onun döneminde ölümlü tren kazaları rekor düzeye yükseldi. Demiryolu korku yolu oldu.
Neden?
Birinci neden, kadrolaşma sonucu deneyimli personelin birer ikişer TCDD'den uzaklaşması, yerine deneyimsiz personelin gelmesidir.
İkinci neden, Genel Müdür'ün sendika ile sürtüşme içinde olması, işçi - işveren birlikteliğinin ve uyumunun sağlanamamasıdır.
Üçüncü neden, sanırız yatırım planlamasındaki yanlışlardır. Çarpıcı sonuçlar elde etme uğruna zorunlu yatırımlar ihmal edilmektedir.
Son kazada Pamukkale Ekspresi Kütahya'da devrildi, 9 kişi öldü. Üç kişi gözaltına alındı. Ama asıl suçlunun "conta" olduğu açıklandı.
Daha önce Pamukova ve Tavşancıl'daki tren kazalarında da suç birkaç makinistin üzerine atılmış, üst yönetim işin içinden kolayca sıyrılmıştı.
Kazalardan sonra gerçek sorumluların koruma altına alınması yeni kazaların bir başka sebebidir.
Medyatava sitesinde Neslihan Acu yazıyor:
- AKP iktidarıyla birlikte bir de demiryolları canavarımız oldu. Külüstür halindeyken hiç olmazsa insanlar ölmüyordu. Şimdiki makyajlı külüstür halinde bir katile dönüştü raylı sistem. İnsanlar, aaa ne güzel hızlı tren deyip biniyorlar ve ölüyorlar!
Plana, programa, uzmanlığa, bilime ve tekniğe inanmamanın sonucudur yaşadıklarımız. Sayın Süleyman Karaman kendi konumunu bir kez daha gözden geçirmeyecek mi?

Türban yasasının gerekçesinde Atatürk'e atıf yapılıyor: "Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği, 'Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür' nesiller" ancak... özgür üniversitelerde yetişebilir" deniyor.
Atatürk o sözü 1924'te Tevfik Fikret'in şiirinden alıntı yaparak söylemiştir. Fikret'in dizesi malum:
"Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim"
Bir nevi hatırlatmış olalım...