Depremden Çok Nükleer Sarstı




Fotoğraf: BBC Türkçe

Japonya’da 11 Mart 2011 Cuma günü, yerel saatle 14.46’da (Türkiye saatiyle 07.46’da) meydana gelen 8.9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami felaketi nedeniyle binlerce can kaybı yaşandı, kıyılardaki yerleşim yerleri, karayolları, limanlar, petrol rafinerileri ve çeşitli üretim tesisleri harabeye döndü. Deprem ve tsunamiden en fazla etkilenen bölgeler Iwate, Miyagi, Fukushima ve Ibaraki oldu.

Deprem ve tsunaminin yarattığı sorunlar bununla da sınırlı kalmadı: depremin hemen ardından Japonya, deprem ve tsunami sonucu ciddi hasar gören Fukuşima nükleer santralında meydana gelen radyasyon sızıntısıyla uğraşmaya başladı. Nükleer santralin ikinci reaktöründen meydana gelen patlama sonrasında Başbakan Kan, santralın 20 kilometre kadar çevresinde yaşayan herkesin derhal bölgeyi terk etmesi gerektiğini söylemişti.

Bazı tahminlere göre söz konusu deprem ve tsunamiden sonra toparlanma ve yeniden inşanın maliyeti 180 milyar doları bulacak. Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre; risk modelleme şirketi AIR Worldwide, Japonya’da sigortalanmış zararının 35 milyar doları bulabileceğini açıkladı. AIR Worldwide, tahminin ilk verileri içerdiğini, depremden sonraki tsunami ve nükleer santrallardan kaynaklanabilecek olası zararları içermediğini ifade etti.

Dünya Bankasının Doğu Asya risk yönetimi birimi lideri Abhas Jha Japonya'da 1995 yılında meydana gelen Kobe depreminden sonra yeniden inşa sürecinin beş yıldan biraz fazla sürdüğünü, şimdi ise yeniden inşanın beş yıl sürmesini beklediğini belirtti. Amerika İnşaat Mühendisleri Birliğinin (ASCE) Hong Kong Şubesi Başkanı Jun Yang ise, yeniden inşanın ciddi güçlüklerle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu ve onarım ya da yeniden inşa sürecinin 5 ila 10 yılı bulacağını aktardı. Yang, söz konusu sürecin, depremin zarar verdiği nükleer santrallerden sızan herhangi bir radyasyon bulaşmasıyla ilgili yapılacak çalışmaları kapsamadığını da sözlerine ekledi.

Söz konusu deprem ve sonucunda yaşananlar dünya çapında nükleer santral yapımının gerekliliği ile ilgili tartışmaları başlattı. Türkiye’de ise nükleer santral yapımı ve gerekliliği kadar olası bir depreme ne kadar hazırlıklı olunduğu soruları gündeme geldi.