Mimarlar Odası Ankara Şubesi, nefes koridorlarımız vadilerimizin ve ekolojik eşiklerimizin parçalanmasına karşı hukuksal mücadeleyi sürdürüyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Şehir Plancıları Odası kamu yararına aykırı ve Dikmen Vadisi’nde yoğunluk artışı getiren Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 14.05.2024 gün ve 747 sayılı kararıyla onaylanan Çankaya ilçesi, Dikmen Vadisi Son Etap 1. Kısım 1/5000 nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliklerini yargıya taşımıştı.
Ankara 16. İdare Mahkemesi, söz konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğunu belirterek, dava konusu işlemi iptal etti.
‘Parçacıl bir yaklaşımla üst ölçekli planlar hiçe sayılıp, donatı dengesi de bozulmuştur’
Yargı kararını değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz, “Plan değişikliğiyle vadinin doğal yapısını bozacak, yapılaşma yoğunluğu artışı gözlenmektedir. Bu kapsamda plan notu değişiklikleri de imar mevzuatına uygun değildir. Parçacıl bir yaklaşımla üst ölçekli planlar hiçe sayılıp, donatı dengesi de bozulmuştur. Bölgeye ilave trafik yükü getirecek, altyapı kaldırmayacaktır. Tüm bu nedenlerle Dikmen Vadisi’nde yoğunluk artışı getiren plan değişikliğini yargıya taşımıştık. Yargı da verdiği kararla haklılığımızı tescil etmiştir. Vadiler sistemini bozacak plan değişikliklerine izin vermeyeceğiz; Ankara’yı nefessiz bırakacak projelere karşı hukuksal mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
‘Plan değişikliği, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırıdır’
Başyılmaz mahkeme iptal gerekçesinde yer alan, “Söz konusu ilave inşaat alanı da dahil olmak üzere anılan parseller (29259/1, 29260/1 sayılı ada/parsellerde) arasında inşaat alanı transferi yapılabilir’ şeklindeki plan notu değişikliğiyle, planlama alanının bir bölümündeki ada/parseller arasında inşaat alanı ilavesi, konut sayısı ve inşaat alanı transferine izin verilmesi ile plan yapım aşamasında ve onay sürecinde bu adalar için belirlenmiş yapı ve nüfus yoğunluğuna ilişkin bir belirsizlik yaratıldığı, aynı planlama alanı içerisinde ayrıcalıklı yapı adaları oluşturulduğu, böylece planlamanın temel ilkelerinden olan eşitlik ilkesinin zedelendiği, belirtilen nedenlerle şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu anlaşılan dava konusu plan değişikliklerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” ifadelerine dikkat çekti.
‘Vadilerin yapılaşmaya açılması kent sağlığını da geri dönüşsüz biçimde tahrip etmektedir’
Başyılmaz sözlerine şöyle devam etti:
“Vadiler, kentin doğal ekosisteminin ve iklimsel dengesinin temel bileşenleridir. Ankara’nın vadileri; hava sirkülasyonunu sağlayan, yüzey sularını toplayan ve kentsel ısı adası etkisini azaltan doğal koridorlardır. Bu alanların yapılaşmaya açılması, yalnızca ekolojik sistemi değil, kent sağlığını da geri dönüşsüz biçimde tahrip etmektedir. Plan değişiklikleriyle artırılan emsal ve yapı yüksekliği kararları, vadi tabanlarının daralmasına ve jeomorfolojik denge koşullarının bozulmasına neden olmaktadır. Bu tür plan kararları, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararı ilkesine aykırıdır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, ekolojik bütünlüğü korunan kamusal açık alanlar olarak değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz. Bu kapsamda vadileri yapılaşmaya açarak kenti nefessiz bırakan plan değişikliklerinin sonuna kadar takipçisi olacağız.”