Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan, Türkiye
Müteahhitler Birliği'nin (TMB) geleneksel gündem toplantısında yaptığı
konuşmada, Eximbank'ın kısa vadeli krediler verdiğini
kaydederek, geçen yıllarda çok düşen kredi talebinin Merkez
Bankasının aldığı en son munzam karşılık kararlarıyla beraber talep
yoğunluğunun müthiş bir şekilde arttığını ve kredilerin 4-5 ayda yüzde
40 büyüdüğünü söyledi.
5 milyar dolarlık kısa vadeli ihracat sigorta portföylerinin bulunduğunu
anlatan Kaplan, kısa vadeli işlerin aslında Türk ekonomisinin geçmiş dönemini
yansıttığını, bugün Türk ekonomisinin yatırımlarda uzun vadeli finansmanda
önemli bir yere geldiğini, Türk bankalarının uzun vadeli proje kredileri
verdiğini kaydetti. Kaplan, Eximbank'ın gelecek dönemdeki stratejisinin kısa
vadeli desteklerin yanında uzun vadeli destekler sağlamak olduğunun altını
çizdi.
Kaplan, amaçlarının bilançolarında hem uzun vadeli kaynaklara sahip olmak,
hem de ihracatçıların ülke kredileri veya proje kredilerinde uzun vade imkanını
artırmak olduğunu ifade ederek, rekabetçi avantaj sağlanabilirse uzun vadeli
alıcı kredileri vermenin de bir diğer amaçları olduğunu söyledi. Kaplan,
''Özellikle sigortada orta ve uzun vadeli sigorta imkanlarını artırmayı
hedefliyoruz'' dedi.
Eximbank'ın 1989'dan bu yana garanti programları ve ülke kredileri kapsamında
yaklaşık 2,25 milyar dolarlık bir kredi kullandırdıklarını belirterek, bu
tutarın yaklaşık 1 milyar dolarlık kısmının yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine
yönelik olduğunu söyledi.
''Neden teminat mektubu istiyoruz?''
Kaplan, Eximbank'ın teminat mektubu istemesinin sürekli eleştirilen bir konu
olduğuna değinerek, ticari bankacılıkta müşteri banka ilişkilerinde bankanın
müşterinin tüm bilgilerine sahip ve iç içe olduğunu, dolayısıyla müşterinin
riskini günlük olarak takip edebildiğini anlattı. Eximbank gibi ticari banka
özelliğine sahip olmayan bir bankanın ise müşterinin riskini takip etme şansının
olmadığını bu nedenle de teminat mektubu istediklerini söyledi.
Libya için 2 yıla kadar bir köprü kredisi programı başlattıklarını da
belirten Kaplan, başvuruları da aldıklarını ve müteahhitleri desteğe devam
ettiklerini de hatırlatan Kaplan, şöyle devam etti:
''Eximbank'ın aslında sigorta hizmetleri var. 5 milyar dolarlık sigorta hacmi
son yıllarda aşağı yukarı aynı seviyede devam etmiş. Oysa dünya hızla değişiyor,
kısa vadeli sigortalarımızda tazminat ödemelerimizin yarısı Yunanistan'a
yönelik, daha önce kim diyebilirdi Yunanistan'ın bu kadar zor duruma
düşebileceğini. Dünya çok hızlı değişiyor.
Biz uzun vadeli politik risk sigortasının çalışmalarını yaptık, yürürlüğe
sokmadık. Eğer müteahhitlerimiz Libya'daki işleri için politik risk sigortası
yaptırsalardı durum daha farlı olurdu ve daha risklerini yönetebilirlerdi diye
düşünüyorum. Ancak risk yönetme konusunda Türk insanı çok cesur. Biz yeni bir
çalışma başlattık opsiyon sözleşmeleri sunduk ve bu opsiyon sözleşmeleri
ihracatçılarımızın kur riskinden sadece korunma değil, olumlu yönde hareket
ettiğinde kar etme imkanı sunuyor. Biz bunu özellikle bankaların sunduğu
hizmetlere erişme imkanı olmayan ihracatçılarımıza yönelik bir hizmet olarak
sunduk ve pazarlamasını yaptık. Geri dönüş pek az alıyor, çekingenlik ve
isteksizlik var. Oysa artık farklı bir dünyada yaşıyoruz, gerek kur riski, gerek
politik riskler çok hızlı değişebiliyor.''
Yurt dışı politik risk sigortası
Kaplan, Eximbank olarak yurt dışı müteahhitlik hizmetleri teminat mektupları
haksız nakde çevrilme sigorta programı yaptıklarını ancak bu programda hiç
müşterilerinin bulunmadığını kaydederek, yurt dışı politik risk sigortasına da
aslında Eximbank olarak hazır olduklarını ancak yürürlüğe koymadıklarını
söyledi.
''Yürürlüğe koyduğumuzda ne kadar müşterimiz olacağını bilemiyoruz.
Eximbank'ın 20'nin üzerinde programı fakat bunun yarısına müşteri yok'' diyen
Kaplan, asıl olanın müşteri talebi olduğunu ve program üzerinde TMB ile çalışmak
gerektiğini kaydetti. Ülke kredilerinde geçmişte çok başarılı çalışmalar
yapıldığını hatırlatan Kaplan, şöyle konuştu:
''Bu konuda aslında bu yıl çok umutluyduk. Suriye gibi Kuzey Afrika'da çok
önemli ülkelerde önemli projeler başlattık. Ancak orada ortaya çıkan kaotik
durum programlarımızı aksattı. Sudan önemli bir ülke bizim için. Orada çok
önemli taahhüt işlemlerini aldılar, ülke kredileri programında sürükleyici bölge
Afrika'da yeni pazarlar açılıyor. Orada devam ediyor. Bakanlar Kurulu'nun
onayladığı limitler var, sınırlıyız ama her yıl yenilendiği için artırma
imkanımız var. Örneğin, Venezuela'dan konut projesi için özel sektör tarafından
talep geldi. Bu gelecekteki Eximbank için ülke kredilerinin sürükleyici bir alan
olduğunu düşünüyorum.''
Kaplan, bir soru üzerine, Türkiye ve ABD'nin bir Balkan ülkesinde ortak bir
projelerinin bulunduğunu da söyledi.
TMB Başkanı Sazak
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak da müteahhitlerin Libya'da
halen devam eden 359 projesinin, Libya bankalarındaki yaklaşık 100 milyon dolar
tutarındaki nakit paralarının, 1,5 milyar dolarına ulaşacak istihkak
alacaklarının ve ülkedeki toplam değeri 1 milyar dolara yaklaşan makine ve
ekipmanlarının geleceği hakkında bugün için bir tahminde bulunamadıklarını
anlattı.
Bu savaşın ne zaman ve nasıl sonuçlanacağının bilinmediğini kaydeden Sazak,
''Bilinen tek şey Libya'da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ancak ben, bu
günleri Türk müteahhitliğinin bir dünya markası olma yolunda ulaştığı gücü
sınayacağı yeni bir dönem olarak gördüğümü ve bundan da başarı ile çıkacağımıza
olan inancımı ifade etmek istiyorum'' dedi.
Sazak, bu şartlar altında Türk yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin
gündemindeki en önemli ve acil iki konudan birincisinin yurt dışındaki toplam iş
hacminin içerisinde önemli bir ağırlığa sahip olan Libya'da uğranılan kaybı
telafi etmek üzere yeni pazarlara hızlı bir şekilde açılmak olduğunun altını
çizdi.
İkincisinin ise işlerinin yüzde 90'ının Ortadoğu, Avrasya ve Afrika gibi
göreceli riskli bölgelerde bulunan müteahhitlerin politik risk sigortasına en
kısa zamanda kavuşmaları olduğuna dikkat çeken Sazak, ülke kredilerinin, bugün
başta Sahra altı Afrika olmak üzere hedef yeni pazarlara nüfuz etmek ve bu
süreçte rakiplerden daha hızlı yol alabilmek açısından büyük önem ve aciliyet
taşıdığını söyledi.