Başkentin simgelerinden biri olan Ankara Kalesi, özellikle 1990'lı yıllardan
sonra plansız büyüyen kentin sorunlarıyla boğuşuyor. Birçok medeniyetin izlerini
taşıyan kalenin çevresinde bulunan eski Ankara evleri de plansız büyümeden
etkilenen yapıların başında yer alıyor.
Oldukça geniş bir alana kurulu olan kale ve kalenin surlarının bulunduğu
bölgeler bugün bir gecekondu mahallesinden farksız durumda. Söz konusu durumdan
bölgedeki yurttaşların yanı sıra işletmeler de şikayet ediyor. Ankara Kalesi'nde
yer alan işletme sahipleri her geçen yıl bölgeye olan ilginin bakımsızlık
nedeniyle azaldığını belirtirken, bazı işletmelerin hafta sonlarında bile kapalı
olmasına dikkat çekiyorlar.
Kaleiçi Mahallesi'nde bulunan birçok eski Ankara evi de bakımsızlık nedeniyle
duvarları dökülen, çökme tehlikesi bulunan, terk edilen birer harabeye dönmüş
durumda. Ankara Kalesi'ndeki restorasyon ve yenileme çalışmaları son yıllarda
artmış olmasına karşın, bunun bölgenin geneline yansıdığını söylemek mümkün
değil. Kaleiçi Mahallesi'nden Ankara Kalesi'ne çıkan yolun asfaltının kırıldığı
ve yer yer büyük çukurların oluştuğu gözlenirken, böyle tarihi bir alanın içinde
araç trafiğine izin verilmesi, hatta kamyon ve otobüs gibi araçların bile
bölgeye özgü dar sokaklarda seyir halinde olması dikkat çekiyor.
Rehber sıkıntısı!
Ankara Kalesi hırsızlık olayları nedeniyle genelde kapalı tutulurken,
yalnızca yılın belli dönemlerinde açılıyor. Bu nedenle Ankara Kalesi'ni ziyaret
etmeye gelen turistler, genelde kalenin surlarını gezebiliyor. Kalenin surlarına
çıkan yol ise birçok seyyar satıcı tarafından adeta işgal edilirken, sözde
rehberlik yapmak isteyen küçük çocuklar da sıkıntı yaratıyor. Rehberlik yapmaya
çalışan küçük çocuklar yanlış bilgi aktarmanın yanı sıra turistlerden zorla para
da istiyorlar.
Başkentin en önemli tarihi alanlarından biri olmasına karşın Ankara
Kalesi'nde güvenlik sıkıntısı da yaşanıyor. Bu durum bölgede bazı asayiş
sorunlarına yol açarken, özellikle geceleri kalenin surlarının madde bağımlıları
ve evsizlerin barınağı haline gelmesine neden oluyor. Kalede ayrıca yeterli bir
ışıklandırma sistemi de bulunmuyor.
Kalenin ziyarete açık surları ise izmarit, kuruyemiş ve kırık cam şişelerinin
çöpleriyle dolu. Surların gözetleme oyuklarının yanı sıra birçok bölümde ateş
yakıldığı duvarlardaki islerden anlaşılırken, surların duvarlarına da yazı
yazılarak zarar verildiği gözleniyor. Surların yüksekliğinin yaklaşık 5-6 metre
olması da iç içe surların bulunduğu alanda oynayan çocukların güvenliğini tehdit
ederken, bölgede bazı çocukların surlardan düştüğü ve buna benzer birçok kaza
yaşandığı dile getiriliyor.