Müze Gibi Koleksiyonlar



Türkiye İş Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın sanat koleksiyonları gün ışığına çıkmayı bekliyor. Yakın geçmişte, Türkiye İş Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın sanat koleksiyonlarından birer kesit görme olanağı bulmuştuk. Her iki sergideki yapıtların tamamı ayrıca kitap olarak da basılmıştı. İş Bankası Koleksiyonu ile ilgili kitabı sanat tarihi araştırmacısı Dr. Kıymet Giray hazırlamıştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Koleksiyonu ile ilgili kitabın ilk cildini hazırlayan Prof. Dr. Mümtaz Sağlam, ikinci cildini hazırlayan ise Prof. Dr. Halil Akdeniz idi. Gönül her iki koleksiyonun birer müzede gün ışığına çıkarılmasını diliyor.

Yakın geçmişte, şimdi Mimar Sinan Üniversitesi'ne verilmiş olan Tophane-i Âmire Binası'nda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ''Sanat Koleksiyonu'' ndan bir kesit olarak bazı tabloları görme olanağını bulmuştuk. Yapıtların tamamı iki nefis cilt halinde asıllarını aratmayacak kadar doğal renkleriyle basılarak gözlerimizin önüne serilmişti. 1. cilt Prof. Dr. Mümtaz Sağlam, 2. cilt de Prof. Dr. Halil Akdeniz tarafından sanatçıların en önemli özellikleri ile büyük bir titizlikle hazırlanmıştı.

Daha önce de aynı yerde Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu'ndan bir kesit izlemiştik. Bu değerli koleksiyon da sanat tarihi araştırmacısı Dr. Kıymet Giray tarafından sanatçıların özgeçmişleri ve üsluplarına değinilerek özenle bir kitapta toplanmıştı.
Biz, bu yazımızda öncelikle T. İş Bankası Resim Koleksiyonu'na değineceğiz.

Cumhuriyet dönemi resmi
Şimdilerde sağlıklı yöntemlerle saklanan b u koleksiyon, 1940 yıllarından başlayarak derlenen bu koleksiyonda bugün 661 ressamın yaklaşık 2000 yapıtı bulunuyor. Gönül, Türk resim sanatını her dönemi ile temsil eden bu koleksiyonun bir müzede gün ışığına çıkmasını ne kadar istiyor!

T. İş Bankası Kültür Yayınları bu değerli koleksiyonu 1940'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar getirmiş ve sürdürüyor. İlk olarak Hikmet Onat 'ın ''Ortaköy Manzarası'', Şevket Dağ 'ın ''Rüstem Paşa Camii İçi'' ve Vecih Bereketoğlu 'nun ''Kayık ve Evleri'' yayımlandı.

O zamanın sanat ortamına şöyle bir göz atılırsa bu çabanın önemi çok daha iyi anlaşılır. 1940'lı yıllara doğru ülkemizde birçok ressam vardı. Resim alıcısı yoktu. Daha doğrusu resimlerin sergilenmesi için galeriler yoktu. Sanatçıların yaşayabilmesi için tablolarının satılması gerekiyordu. İşte T. İş Bankası, sanatçıların yaşabilmesi için ve de yapıtların sergilenerek estetik değerlerin topluma yansıyabilmesinin gerektiği düşüncesiyle, iktisat tarihimizde üstlendiği öncü görevini sanatta da başlatıyor.

Şimdi bu koleksiyonun da, Sabancı Sanat Müzesi gibi bir yere kavuşup, Türk kültür ve sanatının hizmetine açılması gerekiyor!

Türk resim sanatının primitiflerinden Mühendishane-i Berri-i Hümayun çizgisi uzantısından Hüseyin Zekâi Paşa, Mustafa Nuri Paşa, Süleyman Seyyit, Halil Paşa 'lardan Şeker Ahmet Paşa 'lara kadar niceleri yer alıyor bu koleksiyonda.

Şehzade Abdülmecit Efendi, Müzeci Osman Hamdi, derken İbrahim Çallı kuşağına kadar uzanıyor... Hele Çallı'dan çok sayıda Boğaz peyzajı, manolyalı natürmortlar, portreler ve kompozisyonları büyük bir takdirle izliyoruz.

Arada tatlı anekdotlarla da karşılaşıyoruz! Örneğin, ressam İbrahim Çallı'ya sıkıntılı bir anında yakın çevresinden arkadaşları ''Bazı tablolarla İnönü'ye çık, o takdir edip seni mükafatlandırır'' tavsiyesinde bulunuyorlar. O da köşkten randevu olarak akşam saatlerinde koltuğunda tablolarıyla görüşmeye gidiyor.

İnönü'nün sanata ilgisi
İki saat bekledikten sonra yaveri tarafından İsmet İnönü'nün çok mühim bir işi çıktığı ve yarın aynı saatte köşkte olması söylenir. Bu duruma çok şaşıran Çallı, heyecan içerisinde tabloları orada bırakmayı akıl edemeyip koltuğuna aldığı gibi o günlerin olanaksızlıkları içerisinde vasıta bulamadan tabana kuvvet Ulus'a kadar kan-ter içerisinde ulaşır. Karpiç Lokantası'nda arkadaşlarına durumu anlatıp söylemediğini bırakmaz!

Çankaya'ya ulaşacak laflardan çekinenler, ''Çallı, hakkızlık ediyorsun; İnönü sanatın değerini bilir, bir hafta önce okulda konser veren bir kemancı kıza altın bir saatle beş bin lira gönderdi. Emin ol, bugün sana davranışı elinde olmayan nedenlerledir; bu kadar zalim olma!'' uyarılarında bulunurlar. Bedri Rahmi Eyuboğlu da Eren Eyüboğlu 'nun sergisinde İnönü'nün 75 TL'lık resim aldığını, 500 TL'lık çek gönderdiğini söyler.

Fakat Çallı, kemancıyı da duymuş ve bir türlü sakinleşememektedir. Sözünü bir dilekle noktalamaktan kendini alamaz!

''Allahım, sen müzisyenlere sağır bir cumhurbaşkanı ihsan eylemişsin. Ne olur, biz ressamlara da âmâ (kör) bir başbakan nasip eyle!''

Sayfalar çevrildikçe Feyhaman Duran, Nazmi Ziya, Avni Lifij 'ler, ardından Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Abidin Dino ve en yeni sanatçılara kadar.. bu tablolar gözlerimizin önüne seriliyor.

Gönül, bu koleksiyonlardaki yapıtların bir müzede gün ışığına kavuşmasını ne kadar arzu ediyor!