Bugüne kadar müze ve galeriler çevresinde yaygınlaşma savaşı vermekte olan sanat ve çevre iletişimi, ekonomik bazın da devreye girdiği bir aşamada yeni bir ivme kazanmaktadır. Bunu küçümsememek gerekir. Mağaza müdavimleri, böyle bir olanakla yüz yüze gelince, galeri ve müze gezmek gibi bir etkinliğin gereğine inanırlarsa, bence vitrin sergisi gerçek işlevini yerine getirmiş olacaktır.
Eski dilde adı ''camekân'' olan vitrin, Batı'dan gelme Fransızca kökenli bir sözcük. Biraz da seçkin nesnelerin teşhirinde ve sunumunda kullanılan vitrin, eski karşılığının kılık değiştirmiş biçimiyle, büyük kent mağazalarının üst düzeyde alıcı kesimine yönelik tüketim eşyasının sergilendiği, pazarlandığı parlak ışıklı ve göz alıcı mekânlardır. Bir bakıma ait olduğu mağazanın malları, vitrinlere yerleştikleri ve sunum ayrıcalığı kazandıkları andan itibaren, alıcıya göz kırparlar; onun beğenisini kazanmaya adaydırlar artık. Camın gerisinde ve parlak ışık altında alıcı için sunulan her nesne, ötekilere fark yapar. Vitrin gezerek piyasanın nabzını yakalamak isteyenler, beğendikleri malı almak üzere mağazanın içine girdiklerinde, görsel belleklerine kazınmış olan malın vitrindeki sunum biçimiyle de kendilerini bağımlı hissederler. O nedenle, vitrin düzenleme sanatı, piyasa ekonomisinin vazgeçilmez bir unsuru olarak malın değeri ve estetik konumuyla ilgili bir boyut kazanmış ve günlük yaşamımızdaki yerini almıştır.
Sanat yapıtı ve vitrin arasındaki bağ
Gündelik satış ürünlerinin sergilendiği vitrinlerde, sanat yapıtlarının da yer buluyor olması, aslında çok yeni bir şey değil. Ama yaygın olduğu söylenemez. Daha doğrusu, estetik ölçütlere göre düzenlenen vitrinlerde, estetiğin ana nesnesi olarak sanat yapıtlarına yer ayırmak, doğrudan düşünülebilecek bir şey değildi yakın zamanlara kadar. Ama sanat yapıtlarıyla vitrin arasındaki bağlantının kökenine inildiğinde, bazı müzelerde tanık olduğumuz camdan muhafazalar anımsanacaktır. Ziyaretçinin dokunmasını ya da saldırıda bulunmasını önlemek, aynı zamanda daha ciddi korunmasını sağlamak amacıyla vitrin içine alınan yapıtlar, teşhirin ciddiyeti konusunda güven duygusu yaratırlar.
Demek ki vitrin arkasına alınmak, sanat için çok da yabancı bir kavram değil. Ancak gündelik satış nesnelerinin sergilendiği vitrinlerde sıradan alıcının karşısına çıkması halinde, yapıt yeni bir anlama bürünecektir. Çünkü o aşamada yapıtın muhatap olduğu kesim, müzelerde olduğu gibi sanatın gönüllü izleyicileri değil, sıradan alıcı kesimdir. Bu kesim, her zaman vitrinde görmeye alışık olduğu ''emtia'' arasında nitelik ve değer yönünden yeni bir emtia ile belki de ilk kez karşılaşmaktadır. Burada yapıt, hem o kesimin sayıca yüksek bireylerinin zevkini okşayacak, hem de pazarlanmış mallar arasında, seçkin bir ürün olarak alıcısını bekleyecektir. Bulacak mıdır alıcısını? Bulması halinde, pazarlanmış olmanın şansını yakalayacaktır. Ama o şansı yakalamasa bile, büyükçe bir kesimle tanışmış ve belki de o kesimden birileriyle duyumsal alışverişe girmiş olacaktır. (Bu kez 100'ü aşkın mağaza, vitrinlerinde sanata yer veriyor.)
Akmerkez gibi büyük bir alıcı ve gezici kesimin ziyaret yerinde, üç yıldır uygulanan ''Sanat Akmerkez'de'' projesi, bu yılki uygulamadan da anlaşılacağı gibi, kendisinden beklenen verimi gerçekleştirme aşamasına gelmiş bulunuyor. Yüzü aşkın sanatçının -bunlar arasında bu kez onur konuğu yaşlı sanatçılar da yer alıyor- yapıtları, değişimsel bir sıra izleyerek, proje danışma kurulunun seçimi ve düzenlemesi doğrultusunda, vitrinleri bir ay süreyle süsleyecekler. Mağaza sahiplerinin böyle bir proje karşısında istekli davranmaları, geride bırakılan iki denemenin olumlu bir sonuç vermiş olabileceği izlenimini güçlendiriyor. Dostumuz Erhan Ersöz 'ün ısrarlı ve kararlı davranışının, alınan sonuçta önemli bir payı bulunduğu kuşku götürmez.
Alışveriş yaparken sanatla tanışmak
Böylece bugüne kadar müze ve galeriler çevresinde yaygınlaşma savaşı vermekte olan sanat ve çevre iletişimi, ekonomik bazın da devreye girdiği bir aşamada yeni bir ivme kazanmaktadır. Bunu küçümsememek gerekir. Üçte biri yenilenmiş olan sanatçı isimleri ve tümünün yapıtlarıyla, belki de ilk kez karşılaşan, sanat yapıtlarıyla doğrudan iletişim kurmak gibi kültürel bir ihtiyacı bugüne kadar hissetmemiş mağaza müdavimleri, böyle bir olanakla yüz yüze gelince, galeri ve müze gezmek gibi bir etkinliğin gereğine inanırlarsa, bence vitrin sergisi gerçek işlevini yerine getirmiş olacaktır. Toplum yaşamında pek çok olumlu adım böyle atılmış, kıvılcım böyle büyümüştür giderek. Akmerkez'in vitrinlerini dolaşanlar açısından söz konusu proje, gündelik olağan tüketimin bir örnek çarkının kırılmasında ve sanat yapıtlarına yatırımın özendirilmesinde de birtakım girişimlere ortam hazırlayabilir. Nitekim bu yönde olumlu gelişmelerin söz konusu olduğunu biliyoruz. Şimdilik vakit biraz erken olsa da, bu proje sürdürülebilir olma aşamasına geldiğinde, yapılacak karşılaştırmaların da ortaya çıkaracağı gibi, alınacak sonuçlar daha da özendirici bir noktanın göstergesi olabilir.
Çağdaş sanatımızda saygın yerleri bulunan sanatçıların, bu yıl yapıldığı gibi ihmal edilmemesi, ''Sanat Akmerkez'de'' nin önemini, güncelliğinin yanı sıra ileri bir noktaya taşımakta etkili olacaktır.