''Taşeronluktan Ana Müteahhitliğe Geçmemiz Lazım''
Tekfen Holding Grup Şirketler Başkanı Erhan Öner, 2010
yılında özkaynaklarının toplamının 1.6 milyar, satışlarının 2.2 milyar,
net dönem karlarının ise 178 milyon lira olduğunu, bu rakamlarla Tekfen
Grubunun, kuruluşundan bu yana en yüksek ciro ve en yüksek operasyonel kara
ulaştığını söyledi.
Erhan Öner, 2011'de de 2 milyar 943 milyon lira ciro, 192 milyon lira net kar
beklediklerini bildirdi.
Öner, holdingin toplam varlıklarının geçen yıl sonu itibariyle 3 milyar,
cirolarının ise 2 milyar 262 milyon lira olduğunu, 13 bini aşkın çalışanlarının
bulunduğunu, 44 şirket ve 7 iştirake sahip bir grup olduklarını anlattı. En
büyük aktivitelerinin taahhüt işleri olduğunu, daha çok rafineriler, petrokimya
tesisleri, petrol terminalleri, boru hatları, gübre tesisleri, otoyol, stat
inşaatları gibi ağır sanayiye hizmet veren bir taahhüt şirketi olduklarını ve
grubun genelde yüzde 55-60'lık cirosunun taahhüt grubundan geldiğini anlatan
Öner, ikinci büyük gruplarının ise tarımsal sanayi grubu olduğunu bildirdi.
Öner, tarımsal sanayi grubunda fide ve tohum, teknolojik tarım
faaliyetlerinin bulunduğunu, emlak geliştirme grubunun bina inşaatları
yaptığını, finans konusunda da Eurobank Tekfen'in yüzde 70 Yunanistan yüzde 30
Tekfen ortaklığı olarak devam ettiğini anlattı.
2010 yılında özkaynak toplamının 1.6 milyar, satışlarının 2.2 milyar, net
dönem karlarının ise 178 milyon lira olduğunu dile getiren Erhan Öner, şöyle
konuştu:
''Bu rakamlarla Tekfen Grubu kuruluşundan bu yana en yüksek ciro ve en yüksek
operasyonel kara ulaştı. Taahhüt grubu 11 milyar TL ile birinci tarımsal sanayi
grubu da 1 milyar rakamıyla ikinci sırada yer almaktadır. FAVÖK'e (faiz, vergi
ve amortisman öncesi kar) baktığımızda 2010'da hemen hemen 300 milyona
yaklaştık''.
2010'da 13 bin çalışanlarının bulunduğunu belirten Öner, ''Tekfen'in taahhüt
grubundaki işlerinin şu anda yüzde 98'i yurt dışında 10 değişik ülkede, yurt
içindeki işlerimiz şu anda yüzde 2 civarında. Fakat 2011 yılında müstakbel
projeler dolayısıyla artık Türkiye'deki işlerimizde bir artış olacağı, 2012
senesi itibariyle belli yüzdelere 10-15 hatta 20'lere geleceği hususunda
beklentilerimiz var'' diye konuştu.
Öner, daha önce işçilerinin tamamen Türklerden oluştuğunu şimdi
şantiyelerinde yüzde 30 Türk işçisi, yüzde 70 yabancı işçi bulunduğunu,
özellikle Libya'da yüzde 30 Türk işçiye karşılık yüzde 30 lokal, yüzde 40 da 3.
ülkelerden olduğunu, ağır rekabetin olduğu yerlerde Filipin, Nepal, Afganistan
ve Pakistanlı işçi çalıştırdıklarını söyledi.
Öner, Tekfen'in BP'nin dünya çapında tercihli müteahhitler listesinde
olduklarını, Irak pazarına yönetim elemanları, proje yöneticileri, üst seviyede
şantiyeyi organize edecek kişileri temin ettiklerini belirterek, ''Dolayısıyla
orada BP ile tabiri caizse üst düzeyde bir ortaklık içindeyiz. Yabancı personel
yerine Türkiye'den yönetici personel ile lokal kadroları idare ediyorlar''
dedi.
''Bizim ve bizim gibi büyük firmaların gerekirse mühendislik firmalarını
satın alarak bu E kısmını halletmesi lazım" AK Parti'nin 2023 programına da
EPC (mühendislik tedarik ve müteahhitlik yapan firma) kavramının girdiğine
dikkati çeken Öner, ''Bizim ve bizim gibi büyük firmaların gerekirse mühendislik
firmalarını satın alarak bu E kısmını halletmesi lazım çünkü esas para orada
kazanılıyor. Esas itibariyle biz bu firmaların yanında taşeron olarak gidiyoruz
onu taşeronluktan ana müteahhitliğe çevirebilirsek hem katma değerimiz daha
fazla olur hem Türkiye daha fazla ileriye gider'' diye konuştu.
Erhan Öner, bu yıl 2 milyar 943 milyon lira ciro beklediklerini, bunun 1.6
milyar lirasının taahhüt grubundan, 1.2 milyar lirasının da tarımsal sanayi
grubundan beklendiğini, FAVÖK'ün ise 2010'u aşarak 314 milyon liraya ulaşacağını
öngördüklerini bildirdi.
Taahhüt grubunda 189 milyon lira, tarımsal sanayi grubundan 121 milyon lira
kar beklentileri olduğunu belirten Öner, ''Net dönem karını ise geçen seneki 178
milyon liraya karşılık 192 milyon lira olarak tahmin etmekteyiz. Karımızın 78
milyonunun taahhüt grubundan 91 milyonunun tarımsal sanayi, 3 milyonunun emlak
geliştirme grubundan 21 milyonunun da diğer faaliyetlerden geleceğini tahmin
ediyoruz'' dedi.
Eurobank Tekfen'in yüzde 30'unun kendi ellerinde olduğunu, oradan gelen karın
önemsiz bir rakama karşılık geldiğini belirten Öner, bu payı satıp
satmayacaklarına ilişkin ise ''Şimdilik öyle bir niyetimiz yok'' ifadesini
kullandı.
Erhan Öner, tarımsal sanayi grubunun ''oturduğu yerden'' taahhüt grubunun 10
ülkedeki faaliyetinden daha çok kar sağlamasına ilişkin bir soru üzerine de
şunları söyledi:
''Müteahhitlikte neden bu kadar kar marjı düşüyor diye baktığınız zaman bu
işi yapanlar size bunun montaj kalemlerini veriyorlar. Bir proje gecikiyor, ekip
bekliyor, bir yığın sebep sonunda yüzde 10 kar beklerken yüzde 5 karla o işi
kapatıyorsunuz. 10 ülkede 20-30 projeden bahsediyoruz, hepsinden bırakın para
kazanmasını bir kısmında para da kaybediyoruz. Bu müteahhitliğin naturasında
olan bir şey. EPC'ye gittiğinizde mühendislik de, satın alma da, müteahhitlik de
sizin elinizde. Onun için biz E ve P'ye yüklenelim de tümünü içeren bir iş
alalım düşüncemiz var. EPC olarak yaptığımız boru hattı olsun, otoyol olsun
oralarda daha iyi para kazanıyoruz. Ama sadece müteahhitlikte para
kaybedebiliyoruz. Tabiri caizse akıl karı değil öbür işlerle mukayese
ettiğinizde''.
''Libya'yı bir kayıp, zarar olarak görmüyoruz''
Libya'daki işlerine ilişkin bir soruya da Öner, ''Biz bu seneki bütçemizde
Libya'yı donuk bir proje olarak ele aldık. Ne ciro ne kar getirisi olacak, donuk
bir proje... Sebebi, tahmin yapmak son derece zor. Karşınızda bir muhatap yok,
muhatap olması lazım ki projeyi terk edip mi geleceksiniz, tazminat alıp mı terk
edeceksiniz yoksa projeye devam edip bitirecek misiniz? Benzer şeyleri biz
İran-Irak savaşında Irak'ta da yaşadık'' karşılığını verdi.
Libya'da 600 milyon dolarlık işlerinin olduğunu, yaklaşık 400 milyon dolarlık
bölümünü tamamladıklarını anlatan Erhan Öner, şöyle devam etti:
''Kaddafi'nin büyük su projesi var, Sahara çölünün ortasında derin kuyulardan
suyu çekiyorlar bin kilometre kuzeye, sahile doğru geliyor, biz bir parçasını
yapıyoruz. 200 milyon dolarlık bir işimiz kalmıştı, bırakıp geldik. Libya'yı şu
anda bir kayıp, zarar olarak görmüyoruz, o kadar çok Türk müteahhit var ki
orada, hükümet onun peşini bırakmaz. Bütün endişemiz orada personelimizi sağ
salim Türkiye'ye getirmekti. 1600 çalışan vardı, 400'ü Libya'lı, onları
memleketlerinde bıraktık, daha doğrusu onların bir kısmı şantiyeleri yağmaladı.
1.200 küsur insanı Marmaris'e getirdik, bunun 400 küsuru Türk. Diğerlerini
ülkelerine gönderdik. Hiç kimsenin burnu kanamadığı için de çok mutluyuz''.
''En iyi bildiğimiz işleri yapmaya devam edeceğiz''
Erhan Öner, ''Enerjide ve yap işlet devret projelerinde bulunmamalarına''
ilişkin bir soru üzerine, ''Biz 11 sene evvel yeniden yapılandırdık holdingi.
Her şeyin içindeydik, hangi sahalarda çalışacağız bunu tespit ettik. En iyi
bildiğin şeyi yap, biz müteahhitliği biliyoruz onu en iyi şekilde yapmak
istiyoruz. Tarım işine gönül verdik onu da en iyi şekilde yaptığımıza
inanıyoruz, onda devam edeceğiz. Biz de dedik ki bu yatırım sahasına biz
girmeyelim biz müteahhidiz, müteahhit olarak kalalım. Enerjide ise bu kadar
oyuncunun olduğu bir yerde enerjiye girmenin ben şahsen bir manasını görmedim.
Orada bazı belli olmayan kurallar var. Enerjide yüzde 100 serbest değilsiniz,
biri size bazı şeyleri dikte ediyor. Onun için enerjide yatırımcı olarak girmeyi
düşünmedik. Ama müteahhit olarak devam ediyoruz''.
Öner, yabancı bir mühendislik firması satın alma konusunda da, Türkiye'de
böyle bir niyetleri olmadığını, dünyada da bir fırsat çıkarsa böyle bir firmayla
ortaklık kurabileceklerini ya da satın alabileceklerini belirtti.
Taahhüt Grubundan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ümit Özdemir de, Hazar bölgesinde
Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Ortadoğu'da Katar, Birleşik Arap
Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Kuzey Afrika'da Fas ve Libya'da iş
yaptıklarını, iş hacmini artırmak, önemli ve kritik projelerde çalışmak
istediklerini söyledi.
Ümit Özdemir, ''Türk müteahhitlerinin kurtuluşunu da orada görüyoruz. Ölçek
büyütmemiz lazım. Bizim firmalarımızın EPC dediğimiz komple büyük işleri yapması
lazım, ki Tekfen'in en önemli hedefi budur. Yani küçük işler yerine çok önemli
komplike işler yapmak, mühendislik, malzeme ve inşaatın beraber olduğu işler
yapmak bizim en önemli hedefimiz. Gelecek 5 yıla da bu hedefi gerçekleştirmek
için yöneldik'' diye konuştu.