Artin Demirci'nin 'atölyeden... 2005' başlıklı sergisinde son dönem işleri ağırlıkta. Artin Demirci sergisinde uzun zamandır ara verdiği ölüdoğa resimlerine yeniden dönüşünü açıklamaya, ''Raslantılara inanıyorum'' diyerek başlıyor ve ekliyor: ''Bu sergimde ağırlıklı olarak lilyumlara yer verdim. Lilyumlar kendiliğinden ortaya çıktı, bir sergimin açılışında bana getirilmişti bu çiçekler, bir şekilde aklıma yerleşti ve onları resmetmeye başladım''.
Puslu bir İstanbul sabahı... Kuzguncuk'un dünle bugün arasında gidip gelen dar sokakları... İcadiye caddesi üzerindeki Harmony Sanat Galerisi 'nde ressam Artin Demirci 'nin 'atölyeden... 2005' başlıklı sergisindeyiz. 30 Ekim'e dek açık olan sergide sanatçının son dönem işleri ağırlıkta. Ancak, Demirci bunların yanında, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir portre çalışması ile 2000 yılında açtığı 'İstanbul Resimleri' sergisinden birkaç yapıtını da sergiliyor.
Son zamanlarda ölüdoğa çalışmalarına ağırlık veren sanatçı ''Ben natürmort çalışmayı severim. Natürmort geleneksel üç temadan biridir. 1980'li yıllarda Akademide okurken en sevdiğim şey ölüdoğa çalışmaktı. Bu sergide onu yeniden hatırladım. İlk sergilerimde ölüdoğa çalışmalarım olmuştu, daha sonra özellikle son dönemlerde peyzaj ve portreye yönelmiştim'' diyor.
Siparişsiz bir tema
Sanatçı bu sergide uzun zamandır ara verdiği ölüdoğa resimlerine yeniden dönüşünü açıklamaya ''Raslantılara inanıyorum'' diyerek başlıyor ve ekliyor: ''Bu sergimde ağırlıklı olarak lilyumlara yer verdim. Lilyumlar kendiliğinden ortaya çıktı, bir sergimin açılışında bana getirilmişti bu çiçekler, bir şekilde aklıma yerleşti ve onları resmetmeye başladım''.
''Bir obje size resmi çağrıştırıyorsa bu çok önemli'' diyen Artin Demirci sözlerini şöyle sürdürüyor: ''Bana göre ölüdoğa çalışmak desen gibi dolaysız, siparişsiz bir tema.''
Demirci'nin sergisinde gaze temizin Kültür Servisi Şefi Egemen Berköz 'ün de bir deseni bulunuyor. Ressam bu çalışmasının öyküsünü şöyle anlatıyor: ''Turgay Fişekçi, Erdal Alova, Hüseyin Haydar, Yaşar Miraç bizim kuşağın şairleri. Akademi'de öğrenci olduğum yıllarda onların portrelerini çalışırdım. Bu çizimler Turgay Fişekçi ile başladı. Turgay o dönem Adam dergisinde editördü. Ve Erdal Alova'yı Adam dergisinde kapak yapacaklardı. Benden onu çizmemi istediler. Şair ve yazar portreleri böyle başladı. Ardından, Ahmet Erhan, Ataol Behramoğlu, Selim İleri derken Egemen Berköz'ü de çizdim. Bu insanların yapıtlarını severek okuyorum. Elimdeki bu portreleri sergilemeyi düşünüyorum, fakat tarihi belli değil.''
Natürmort resim geleneğinde önemli bir yer tutan palet Artin Demirci'nin sergisinde de büyük rol oynuyor.
Hem ustaları anımsamak, hem de onlara saygısını anlatmak isteyen sanatçı artık paletin kullanılmadığını söylüyor ve ekliyor ''Benim 5-6 paletim var ama artık kullanmıyorum. Kullanmadığım için de onların natürmort objesi olarak resimlerimde yer almasını istedim. Palet kullandığım bir şey olsa resimlerime konu etmezdim. Ayrıca paletin bir de mecazi anlamı var ki ona da bu sayede gönderme yapmak istedim.''
'Resmedilecek ne çok şey var'
1983'te ilk kez bir karma sergiye katılan, 1987 yılından bu yana neredeyse yılda iki kişisel sergi açan Artin Demirci 'atölyeden... 2005' sergisi için kaleme aldığı 'Resmedilecek ne çok şey var!' başlıklı yazının girişinde kullandığı ''Saymanın heyecanı kalmayacak kişisel sergi sayısına ulaştım. Kederlenecek bir durum.'' sözü için şunları söylüyor: ''26 sergiden sonra artık çalışmayı kesintiye uğratmak istemiyorum. Burada bir iş bölümü öneriyorum. Serginin ayrıntılarıyla uğraşmak ressamın görevi değil. Heyecan derken söylemek istediğim olumlu anlamda bir şeylerin yitirilişi değil. Benim heyecanım resim yapmaktan yana. Derdim resim yapmak.''
1980 - 1986 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Neşet Günal - Neş'e Erdok atölyelerinde eğitim görmüş Demirci. Boya ve fırçalarla geçen uzun yıllar... Bir zamanlar resim defterini elinden düşürmeyen Demirci, uzun süre unuttuğu defterlerine son zamanlarda yeniden sarılmaya başlamış... Defterlere bu kadar uzun süre uzak kalışını ise şöyle açıklıyor: ''Defterlerle, her halde daha genç dönemlerimde bir gerginlik olmuş. Ama artık pozitif bir enerji veriyorlar bana.''