21. yüzyılın en stratejik malzemelerinden biri karbon elyaf.
Arapça “elyaf” sözcüğü, lif ya da ipliğin çoğulu. Karbon elyaf (ya da karbon
fiber) ileri teknoloji ürünü, ipliksi bir tür plastik madde. Akrilik elyafın
belli proseslerden geçirilmesiyle elde ediliyor. Yüksek dayanıklılık, düşük
yoğunluk, düşük sürtünme ve düşük ağırlık özelliklerinin üstün bileşimi ile uzay
ve havacılık sanayii, savunma, otomotiv sanayilerinde, spor gereçlerinde (tenis
raketi, board), yapı güçlendirme alanlarında, enerji depolamada tercih edilen
bir ürün. Örnek vermek gerekirse çelikten 4.5 kat daha hafif ama 3 kat daha
dayanıklı.
İlginç olan, dünyada karbon elyaf üretimi yapan yalnızca 7 ülkenin bulunması.
Bunlar, Japonya, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Macaristan ve Tayvan. Ülke
adının burada pek bir önemi yok, çünkü toplamı yalnızca 10 olan şirketlerin çoğu
Japon ve ABD menşeli. Türkiye 3 yıl önce Aksa’nın
Aksaca markasıyla karbon elyaf üretimine geçmesiyle gruba 8.
ülke olarak katıldı.
3 yıldan beri de Paris’te düzenlenen JEC 2010 Kompozit
Fuarı’na katılıyor. Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz,
dünya karbon üretiminin yılda 40 bin ton civarında olduğunu, kendilerinin de
yılda 1500 ton ürettiklerini söyleyerek şunları vurguluyor: “Önümüzdeki 10 yıl
içinde pazardan yüzde 10 pay almayı hedefliyoruz.”
Üretim Aksa’nın Yalova’daki tesislerinde yapılıyor. 85 kişilik bir de Ar-Ge
ekibi bulunuyor.
Başta da dediğim gibi artık gelecekte tüm temel ürünler, karbon elyaf ve
benzeri yapay (kompozit) malzemelerden üretilecek gibi görünüyor. Kompozitler
giderek metallerin yerine geçiyor.
Aksa aslında Türkiye açısından son derece önemli bir ilk aşamayı
gerçekleştirmiş durumda. Akrilik elyaf üretimi konusunda geldiği nokta şirketi
stratejik bir karar aldırarak karbon elyaf yatırımına yöneltmiş. 85 milyon dolar
tutarındaki yatırım gerçekleştirmiş; ayrıca 11 milyon dolarlık bir de TÜBİTAK
Ar-Ge desteği almış. Şimdi sıra sektörlerin karbon elyafı kullanarak kompozit
ürünlere yönelmelerinde. Paris’teki JEC fuarında hem hangi alanlarda bu
ürünlerin kullanılabileceğini gördük hem de başta Akkök Şirketler Grubu İcra
Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman olmak üzere Aksa yöneticileri
ile sohbet ettik. Bize sunumu yapan Karbon Elyaf Pazarlama ve Satış Direktörü
Mithat Okay’a göre pazar 2020 yılına kadar 3 ila 6 misli
büyüyecek. Bu büyümede aslan payını ise endüstriyel ürünler alacak.
Aslında karbon elyaf Türkiye’nin katma değerli üretime geçmesi için bir
fırsat. Hem de birçok alanda. Yerimiz yettiğince biraz örneklendirelim:
- Rüzgâr türbinlerinin kanatları bu malzemeden üretildiğinde
ciddi verim artışları yaşanıyor. Şimdiki halde 1-1.5 megavat olan güç 5-6
megavatlara çıkıyor. Yakında Türkiye’de bu alanda ciddi yatırımlar yapılacak.
Neden şimdiden birileri bu kanatları üretmeye başlamasın ki?
- Yapı güçlendirilmelerinde kullanılan bir malzeme karbon
elyaf. Özellikle deprem kuşağında bulunan Türkiye açısından son derece önemli.
Ancak burada mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Neden bu konuda
çalışmalara başlanmasın ki?
- 2020 yılında dünyada 50-80 milyon aracın doğalgaz kullanacağı öngörülüyor.
Hem çok daha çevreci, hem daha güvenli hem de daha hafif araçlar olması
açısından önemli. Doğalgaz sıkıştırılarak küçük karbon elyaf kasalarda
otobüslerin üst kısımlarında taşınabiliyor. 1 litre doğalgaz ile 100 kilometre
yol yapılabiliyor. Örneğin Pakistan’da 2 milyon araç bulunuyor. Türkiye’de ise
doğalgaz ile çalışan araç sayısı sadece 3 bin 56. Onlar da belediyelerin önayak
olması ile başlayan bir süreç. Neden en azından toplu taşımalarda
yaygınlaştırmayalım ki?
Denizcilikten tıbba, dokumacılıktan savunmaya kadar bir sürü alan daha
sıralayabiliriz.
Önemli olan zaten ciddi bir yatırımla üretiliyor olan karbon elyafı
kullanarak katma değer yaratabilmek. Peki bunun için ne gerekiyor?
Öncelikle hükümet tarafından sahiplenilmesinde. Bu noktada Mehmet Ali
Berkman, “Hayalimiz Aksa’nın üretim yaptığı Yalova’daki bölgenin
Kompozit Üretim Vadisi haline dönüşmesi. Bu kümelenme modeli ile hem ortak
Ar-Ge’ler yapılır, hem üniversite sanayi işbirlikleri yaşama geçirilir” diyor.
21. yüzyılın en stratejik ürünlerinden olan karbon elyaf ile katma değerli
üretim artık hayal değil. Önemli olan ülke politikası haline dönüştürmek ve
gerekli altyapıyı hazırlamak. Şunu da vurgulayalım: Çin de işe el atmış durumda.
Bu yıl başında İngiltere’den teknoloji satın alarak ortak bir yatırıma başladı
ve ilk adım olarak Aksa’nın yılda 1500 ton üretimini hedef koydu. Belli ki yakın
gelecekte talep arttıkça karbon elyafın üretim maliyeti de düşecek. Aksa’yı bu
yolda yalnız bırakmak yakın gelecekte hem kendi gelişmiş sanayimizi dinamitlemek
hem de bu alanda yeniden ithal ürünlere bağımlı hale getirmek anlamına gelir.
Bunu unutmayalım...