Maden şirketleri bundan böyle 'olumlu' Çevre Etki Değerlendirme (ÇED)
olumlu kararı almadan yalnız 'arama ruhsatı'yla maden arayıp işletemeyecek.
2004’te değişmesi teklif edilen ve 2005’te 5 Haziran’da kabul edilen Madencilik
Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin, önce Danıştay 8. Dairesi tarafından yürürlüğü
durdurulmuştu. Yürütmenin durdulmasına yapılan itiraz üzerine dava Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na gitti. Dava kurulda da reddedildi. Böylece
kamuoyunun tepkisini çeken Kaz Dağları gibi birçok doğal varlığın kıyımıyla
ilgili "yürütmenin durdurulması" kararı kesinleşti.
Prosedür kalkmıştı!
Türkiye’de özellikle altın madeni rezervlerinin bulunması
üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önce Maden Kanunu’nda düzenlemeler
yaptı. Ardından ilgili yönetmeliklerde değişikliğe gidildi.
Bunlardan en önemlisi madencilerin fazla bir prosedüre gerek
kalmadan arama yapıp işletme kurmasını sağlayan 'Madencilik Faaliyetleri İzin
Yönetmeliği' çıkarılması oldu. Buna göre, izin konusunda en büyük engel olan ÇED
olumlu kararı alınmayacak, madenci kuruluşlar Maden Genel Müdürlüğü’nden alacağı
arama ruhsatıyla, arama yapıp rezervin yüzde 10’una kadar işletme
yapabilecekti.
Bu yönetmelikle birlikte ilk tehlike sinyalleri 47 endemik türe
ev sahipliği yapan Kaz Dağları’ndan geldi. 10 firma Kaz Dağları silsilesinin pek
çok yerinde sondaj çalışması yaptı, iş makinelerinin geçişi için yollar açıldı.
Ama kamuoyu tepkisi de büyük oldu. Basının Kaz Dağları’na odaklanması, ilgili
bakanlığın sık sık açıklama yapmak zorunda kalması, madencilerin faaliyetlerini
durdurdu. Nihayet Enerji Bakanlığı arama faaliyetlerinin ‘geçici’ olarak
durdurulmasına karar verdi. Ancak yeni yasa ve yönetmelik çerçevesinde birçok
yerde 'vahşi' madencilik sürdü.
İtiraz reddedildi
TEMA Vakfı, yönetmeliğin bazı maddelerinin iptal edilmesiyle
ilgili 2005 ve 2007’de iki dava açmıştı. Bu davaların sonuçlandırılması için
önce CHP’nin Maden Kanunu hakkında Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davanın
sonuçlanması beklendi. Anayasa Mahkemesi kanunun bazı maddelerini iptal etti. Bu
karar üzerine Danıştay yönetmelik aleyhine TEMA tarafından açılan davayı karara
bağladı. 93 maddelik Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin 65 maddesinin
yürürlüğü durduruldu.
Aynı yönetmeliğin iptali için Türkiye Mimar Mühendisler Odası’na
bağlı Çevre, Metalurji, Jeoloji ve Ziraat Mühendisleri odalarıyla birlikte bazı
vatandaşlar da dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi de bu davayla ilgili önce
yürütmeyi durdurdu. İtirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulu yönetmeliğin iptali konusundaki verilen karara itirazları reddetti ve
yönetmelikle ilgili son noktayı koydu. Artık madenci firmalar, ÇED 'olumlu'
kararı almadan, yalnız arama ruhsatıyla maden arayıp işletemeyecek.
"Kıyıma dur" diyen karar
Tema Vakfı avukatı Ömer Aykul, "Anayasa Mahkemesi kararı belli
olmadan Danıştay karar vermek istemedi. Bu süreçte vahşi bir madenciliğe neden
oldu. Sadece Maden Kanunu’nda değil, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu, Çevre
Kanunu, Toprak Yasası’nda da buna uygun olarak tadilatlar yapılmıştı" dedi.
Türkiye’nin çok sayıda uluslararası sözleşmeye taraf olduğunu belirten Aykul,
"Mahkeme karara bu sözleşmeleri yazdırdı. Bu, sözleşmelere ters olan durumlara
artık cevaz verilmeyeceği anlamına geliyor. Bu karar Kaz Dağları açısından da
kıyıma dur anlamına geliyor. İdare kararlara uymayıp hukuku dolanma faaliyetine
girerse yeniden dava açılır" diye konuştu.