Osmanlı Devleti'nin, vergi mükelleflerini belirlemek amacıyla 15. ve 19. yüzyıllar arasında tuttuğu tapu kayıtları, bilgisayar ortamına taşınıyor. Osmanlı'nın 1460'ta Ayasofya Vakfiyesi ile başlattığı tapu bilgilerini kayıt altına alma süreci, 19. yüzyıl sonuna kadar devam etti.
Bu dönem içinde Osmanlı sınırlarında yer alan 21 ülke topraklarında vergiye esas değerler, bekar ve evli insan sayısı, yetiştirilen arpa, buğday gibi ürünler, arıcılık başta olmak üzere hayvancılık faaliyetleri, değirmen sayısı gibi ‘dönemin profilini ortaya koyan veriler' kayıda geçirildi. Bugün Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün Oran'daki arşiv binası ile İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde korunan binlerce cilt, Tapu Arşiv Otomasyon Projesi kapsamında elektronik ortama aktarılıyor. Mevcut sistemde istenilen bir bilgiye ulaşmak için ‘birinci derecede korunması gereken kültür varlığı' niteliğindeki belgeler üzerinde çalışma yapılıyor. Proje tamamlandıktan sonra, bilgilerin internete taşınması da planlanıyor.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Zeki Adlı, Osmanlı'dan devralınan mirasın, yalnız Türkiye için değil, Osmanlı içinde yer almış ülkelerin tarihi açısından da vazgeçilmez kaynak olduğunu belirtti. Adlı, savaşta tapu kayıt arşivleri yakılan Bosna-Hersek, Makedonya ve Filistin'in Türkiye'den yardım istediğine işaret etti. Belgelerden çekilen mikrofilmlerin bu ülkelere gönderildiğini vurgulayan Adlı, Irak ve Kerkük'e ilişkin arşivde veri bulunduğunu kaydetti. Arşivde, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan-Karadağ, Yunanistan, Libya, Filistin, Gürcistan, İsrail, Lübnan, Suriye, Arabistan, Ürdün ile Irak'a ilişkin tapu kayıtları bulunuyor.