Radikal, Turizm Teşvik Kanunu’ndaki değişikliklerin
TBMM’den geçmesinin ardından, turizme tahsis edilmek için gün sayan yerleri tek
tek belirledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan listede, Bodrum ve
Antalya’daki bakir koyların yoğunluğu dikkat çekti.
Listede kimi tahsis
alanlarının metrekaresi belirtilmemiş. Belirtilenlere göre turizme tahsis
edilecek en az 8.7 milyon metrekare (876 hektar) arazinin yedisi Bodrum, ikisi
Marmaris, biri Fethiye ve 24’ü Antalya’da. Listede Aydın, Isparta ve Kütahya’da
birer, Bolu’da iki, Bursa’da üç, Kars’ta dört, Mersin’de 12 yer görünüyor.
1 milyon ağaçlık endişe Anayasa Mahkemesi’nden
dönen Turizmi Teşvik Kanunu değişiklikleri geçen hafta yeniden TBMM’nin önüne
geldi. Onaylandı ve geçti. Çevreciler öfkeli. Çünkü “Ormanların orman olarak
kalmasında üstün kamu yararı vardır” diyen Anayasa Mahkemesi kararına rağmen,
ormanlarda turizm tahsisleri yeniden başlayacak. Çevrecilere göre orman
tahsisine getirilen “bir ilin toplam orman alanının en fazla binde 5’i”
sınırlaması da bir kandırmaca. Çünkü, bu oran örneğin Antalya’da 1 milyonu aşkın
ağaca denk geliyor. “Asıl çevreci benim” diyen Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’a göreyse endişeler yersiz. “25 yıldan beri var olan yasada
turizm için orman tahsisini kolaylaştırmak yerine daha da zorlaştırıcı şartlara
bağladık. Ormanları katletmek bir kenara, asıl çevreci olan benim” diyen Günay,
şartlara uyan firmalara alanların tahsis edileceğini söyledi. Günay, Turizm
Bakanlığı’nın tahsis listesinde bulunan 876 hektarlık (yaklaşık 1752 futbol
sahası) 58 alan dışında ‘şu anda’ yeni tahsisin söz konusu olmadığını da
belirtti.
Turizm Bakanı: "Asıl çevreci
benim" Turizmi Teşvik Kanunu’nun 1982 yılından beri var olduğunu
vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Asıl çevreci olan benim”
diyerek yasanın son halini savundu: “Orman alanlarını turizme tahsis, 1982
yılından bu yana yapılıyordu. Anayasa Mahkemesi 2007 yılında iki maddeye iptal
kararı verince bazı değişiklikler yaptık. Bu değişiklikler ormanların turizme
tahsini bazı şartlara bağladı. Bunlardan ilki, turizm gelişim alanında başka bir
Hazine arazisinin bulunmaması şartı, diğeri (tahsisin) o ilin toplam orman
yüzölçümünün binde 5’ini geçmemesi, üçüncü şart ise orman alanına inşa edilecek
yapıların emsal oranının yüzde 30 olması. Ayrıca kesilen orman alanının üç katı
kadar, ister ağaç olsun isterse olmasın, o alanın üç katı kadar ağaç bedeli ve
yeni dikilecek. Ağaçların da üç yıllık bakım ücreti firmadan talep ediliyor.
Bunu karşılamayan firmanın izin belgesi verilmiyor. Bu da taban kullanım
oranının düşmesi anlamına geliyor. Biz burada ormanın katledilmesine müsaade
etmiyoruz. Aksine daha da kontrol altına alıyoruz. Asıl çevreci olan benim. Bir
ağacın korunması için elimden gelen tüm çabayı gösteriyorum. Yabancılara
ormanlar verilecek deniliyor. Zaten 25 yıldır yabancılara veriliyordu. Sadece
‘mallar’ ifadesini ‘taşınmazlar’ olarak değiştirdik. Doğayı en az çevreciler
kadar bizler de koruyoruz. Ayrıca yasaya uyulmadığı her durum için yargı yolu
açıktır.”
Biraz da İç Anardolu teşvik
edilsin! Bodrum’da ormanlık koyların turizme tahsisine karşı
mücadele yürüten Maviyol Girişimi adına Filiz Dizdar ‘Ormanın orman olarak
kalmasında üstün kamu yararı vardır’ diyen Anayasa Mahkemesi kararına
uyulmasını, yani tahsislerin durdurulmasını istedi. Dizdar’a göre turizm illa
teşvik edilecekse, İç Anadolu Bölgesi’nde daha uygun bölgelerde teşvik edilmeli:
“Tahsisler mavi yolculuğun bitmesi anlamına geliyor. Çünkü turizm için
tahsis edilen Adalıyalı ve Çökertme, el değmemiş, bakir yerler ve mavi
yolculuğun en yoğun uğrak yerleri. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mavi
yolculuk yok. Daha önce tahsislerle ilgili 130 bin imza topladık. TBMM’de gurubu
olan partilerin değişikliği yeniden Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi için çalışma
başlattık. Çünkü başka Bodrum yok. Bodrum’un kıyı bölgeleri düşünüldüğünde binde
5 oranının aslında ne kadar büyük bir alanı kapsadığı ortaya çıkıyor. Atılan bu
adım turizi teşvik değil, Bodrum için turizm öldürülmesi anlamına gelecek. Tam
bir talan politikası uygulanıyor. Bakanlar değişiyor ancak zihniyet değişmiyor.
İç Anadolu’da tuzimin desteklenmesini bekleyen o kadar çok yer var ki, Bodrum’da
turizmi teşvik etmenin gereği yok. MNG’nin tahsise edilmiş alanın ne hale
getirildiğini tüm Türkiye gördü. Yapılacak teşviklerin, tahsis edilecek
alanların da ne hale getirileceğinin bir göstergesidir
bu.”
Kökleri 1982'ye uzanan bir kavga
- 1982 yılında Turizmi Teşvik Kanunu çıktı.
- 2004’te turizme tahsis edilecek ormanlarla ilgili Turizm
Bakanlığı’nın söz hakkı artırıldı. Hemen ardından 335 ihale açıldı.
- Tahsislerden en çok etkilenen il Antalya’da baro tahsis
yönetmeliğini Danıştay’a götürdü.
- Danıştay “Ormanların orman olarak korunmasındaki kamu yararının daha
öncelikli ve üstün nitelikte olduğu açık” diyerek tahsisleri durdurdu. Konuyu
Anayasa Mahkeme- si’ne havale etti.
- Anayasa Mahkemesi de Danıştay doğrultusunda karar verdi.
- AKP tarafından revize edilen yasa maddeler bir kez daha TBMM’den
geçti.
- 1982’den beri ormanların turizme tahsisine dava üstüne dava açan
çevrecilere göre ise Türkiye, 1950-1997 arasında ormanlık alanlarının yüzde
56’sını ‘yasal düzenlemeler’le yitirdi.
|