Van'ın Başkale ilçesinde tarım arazilerinin umudu olan ancak
tahrip olduğu için kullanılmayan tarihi Mengene Kanalı, bir
vatandaşın kendi imkanlarıyla başlattığı çalışmalarla onarılıyor.
Urartular döneminde yaklaşık 2 bin 700 yıl önce
yapılan 5 kilometre uzunluğundaki tarihi Mengene Kanalı, Yolmaçayır, Atlılar,
Büklümdere ve Albayrak köyleri ile bağlı 10 mezranın umudu oldu. Ekonomisi tarım
ve hayvancılığa dayanan bu köylerde yaşanan sulama suyu sorununun, Urartu
döneminde yapılan ancak tahrip olduğu için kullanılmayan Mengene Kanalı ile
çözülebileceğini düşünen Yolmayaçır köyü sakini Senar Bozbay,
kendi imkanlarıyla çalışma başlattı.
Bozbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki yıl önce söz konusu köylerde
yaşayan vatandaşların desteğiyle kanalı onarmaya başladığını belirterek, söz
konusu kanalın yok olmaya başlayan tarımın yeniden canlanmasına büyük katkı
sağlayacağını söyledi. Kanalın onarımı için şimdiye kadar 200 bin lira
harcadığını vurgulayan Bozbay, ''Tarihi Mengene Kanalı uzun yıllar
kullanılmadığı için tahrip olmuş. Bu nedenle su, kanalda kayboluyor, arazilere
ulaşmıyor. Suyumuz var ancak arazilere ulaştıramıyoruz. Kanalın onarımıyla bu
sorun ortadan kalkmış olacak'' dedi. Suyun tarım arazilerine ulaşmasıyla 4 köy
ve 10 mezraada bulunan yaklaşık 150 bin dönüm arazinin susuzluktan kurtulacağını
anlatan Bozbay, şunları kaydetti:
''Bölge halkının geçimi, tarım ve hayvancılıktır. Su olmadığı için zayıf bir
tarım yapılıyor. Kanalın onarılması ile bölgede tarım ve hayvancılık yeniden
hayat bulacak. Bunun için devlet desteği şart. Buraya suyun gelmesi, bölgeye
fabrika kurulması ile eşdeğerdir.''
''Tarihi eserler uzman kişilerce
onarılmalı" Van Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Korumu Kurulu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay
Belli, 2 bin 700 yıl önce kullanılan kanalın tekrar kullanıma
açılmasının güzel olduğunu ancak orjinalliğinin bozulmaması gerektiğini söyledi.
Kanalın bazı kesimlerinin delinen kayalıklardan geçirildiğini ifade eden Belli,
''Özellikle bu kısımların tahrip edilmemesi gerekiyor. Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu'na buranın tadilatı ile ilgili daha önce bir müracaat
yapılmamış'' dedi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Top da bölgede Urartu medeniyetine ait çok sayıda eser
bulunduğunu anlatarak, şöyle konuştu: ''Bu
eserlerin tespitinin yapılıp kayıt altına alınması gerekiyor. Kayıt altına
alınan eserlerin uzman kişilerce onarılması gerekiyor. Vatandaş kendi bildiğine
göre onarırsa, eserler tahrip olur ve dönüşü olmayan bir yola girilir.''
|