Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina
Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz,
2007 yılında denetlenen asansörlerin yalnızca yüzde 30’unun kullanılabilir
durumda bulunduğunu, asansörlerin yüzde 91’inin ise denetim dışı olduğunu
belirtti.
Koramaz, MMO’nun "Asansörlerde Durum Raporu Uygulamalar ve Yapılması
Gerekenler" raporunu açıkladı. Emin Koramaz, Türkiye’de 150 bine yakın
CE işareti olmayan asansör bulunduğunu, yaklaşık 10 milyon vatandaşın her gün bu
asansörleri kullandığını bildirdi. AB ülkelerinde benzerleri bulunan
Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliği konusunda sektörde ortak
bir görüşe ulaşılamadığını dile getiren Koramaz, asansör ve yürüyen merdiven
sektöründe ürünlerin piyasaya arzı ve dağıtımı aşamasında veya ürünler
piyasadayken ilgili teknik düzenlemelere uygunluk ve güvenliğine ilişkin
boşluklar da bulunduğunu söyledi.
Sektörde ithalat ağırlığı olduğunu belirten Koramaz, şunları kaydetti:
"Yetkisiz firma sayısı ise yetkili firma sayısından fazla. Bu sektörde faaliyet
gösteren yetkili firma sayısı 615 civarındadır. Herhangi bir yetki almadan,
deyim yerindeyse korsan olarak çalışan firma sayısı ise 1500 civarındadır. Bu
sektörde istihdam edilen makine mühendisi sayısı ise yaklaşık 70."
Koramaz, raporda, Türkiye’de durum, sayısal veriler konusunun da ele
alındığını belirtti. 2007 yılında denetlenen asansörlerin yalnızca yüzde 30’unun
kullanılabilir durumda bulunduğunu kaydeden Koramaz, "asansörlerin yüzde 91’inin
denetim dışı" olduğunu kaydetti. Koramaz, TMMOB MMO ve Elektrik Mühendisleri
Odaları tarafından mevcut asansörlerin yıllık kontrollerinin yapılması için
çeşitli belediyelerle protokoller yapıldığını, uzman mühendislerce on binlerce
asansörün periyodik kontrolleri yapılarak olası kazaların önüne geçildiğini
söyledi. Ancak, bu kontrollerin 2007 yılı itibarıyla 17 ildeki 27 belediye
sınırlarında yapıldığını belirten Koramaz, bu durumun kontrollerin sınırlılığını
gösterdiğine işaret etti.
Koramaz, şunları söyledi: "2004 yılında Türkiye’deki asansörlerin yüzde
6,5’i, 2005’te yüzde 14,2’si, 2006’da yüzde 5’i, 2007 yılında ise yüzde 8,3’ü
kontrol edildi. 2007 yılında Türkiye’deki 160 bin asansörden 13 bin 305’i (yüzde
8,3) kontrol edildi. Bunların yüzde 14’ünün eksikleri giderildikten sonra
kullanılabilir, yüzde 54,5’inin kesinlikle kullanılamaz, yüzde 30,7’sinin ise
kullanılmasında sakınca olmadığı görüldü."
Söz konusu verilerin kontrol edilen asansörlere ilişkin olduğuna işaret eden
Koramaz, "Ancak kullanımda olan toplam 160 bin asansörden 146 bin 695’i, oran
olarak da yüzde 91’i odamızın yürüttüğü gibi bir kamu denetiminden tamamen
yoksun bulunmaktadır. Bu tablo halkımızın can güvenliğinin nasıl büyük bir
tehlike içinde olduğunun açık kanıtıdır. Bu asansörlerin yalnızca bilinemeyen
küçük bir yüzdesi yetkisiz, yetersiz ve denetimsiz firmalarca ’kontrol’
edilmektedir" görüşünü dile getirdi.
Sorunun çözümü
Koramaz, çözüm için yapılması gerekenlerden bazılarını şöyle özetledi:
"Asansörlerin bakımının, meslek odalarınca mesleki yeterliliği belgelendirilmiş
mühendis çalıştıran yetkin firmalarca yapılması sağlanmalı.
Asansör Yönetmeliğinde, halen kullanılmakta olan asansörlere ilişkin bir
yaptırım bulunmuyor. Yeni yapılan asansörlerde uygulanmakta olan güvenlik
kriterlerinin, kullanımda olan asansörlere de uygulanması yönünde düzenleme
yapılmalı. Asansörlerin ilk denetimleri belediyelerce veya valiliklerce
yapılarak ruhsat verilmekte, odalarımız ancak yapılan protokoller çerçevesinde
ruhsatlandırma süreçlerinde devreye girebilmektedir. Oysa ülkemizde çok sayıda
iskansız bina bulunuyor ve bu binaların asansör denetimleri yasal boşluklar
nedeniyle yapılamıyor. Bu durum, birçok binadaki asansörlerin topraklamasız,
emniyetsiz ve fren tertibatı bulunmaksızın çalışması anlamına da geliyor. Bu
binalara ve denetimsiz asansörlerine yönelik de çalışmalar yapılması gerekiyor.
(Bu tür çok sayıda önemli kamu kurumu binası da bulunmaktadır.)"
Standartlara uygun üretim, rekabet koşulları, AB teknik mevzuat uyum süreci,
standartların uyumlaştırılması gibi konularda büyük bir dağınıklığın yaşandığını
belirten Koramaz, "Bu açıdan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı TSE, meslek odaları,
üretici firmalar, mühendisler ve ilgili diğer kuruluşların denetimlerinin yaygın
ve etkin kılınmasının gerek can ve mal güvenliği, gerekse haksız rekabeti
önlemek açısından önemi bugün de sürmektedir" dedi.
|