Müşteri talebinin artması ve tüketim kültürünün yaygınlaşmasıyla
alışveriş merkezleri son dönemde en kârlı yatırım haline geldi.
Artık adımbaşı bir AVM ile karşılaşıyoruz. Son yapılan araştırmalara göre
Ankara'da bin kişiye 225 metrekare AVM alanı düşüyor. Başkent, bu rakamlarla
Türkiye ve Avrupa ortalamasını aşmış durumda. İstanbul ise 155 metrekare ile
Avrupa ortalamasının altında, ancak Türkiye'deki alışveriş merkezlerinin üçte
biri İstanbul'da bulunuyor. Ankara'da 28 olan AVM sayısı, İstanbul'da bu rakamın
tam üç katı, yani 84. Üstelik yıl sonuna kadar 16 alışveriş merkezi daha
açılarak sayının 100'e çıkması bekleniyor. Peki, zaten yoğun bir nüfus ve trafik
problemile boğuşan kentin bu kadar AVM'yi kaldırabilecek altyapısı var mı?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, alışveriş merkezleri ile ilgili özel bir nazım
planı hazırlıyor mu?
Belediyenin AVM'lere yönelik nazım planı var mı?
Bu sorunun cevabını en başından verelim: Hayır, hazırlamıyor. Şehir
Planlama Müdürlüğü'nden aldığımız bilgilere göre İstanbul Çevre
Düzeni Planı'nda, alışveriş merkezlerine ilişkin özel bir karar
bulunmuyor. Planlama ile ilgili bir mevzuat var fakat AVM'lerin yer seçim
kararlarını belirleyen kriterler yok. Yani arazisi ve sermayesi olan herkes
İstanbul'da ya da Türkiye'de istediği yere AVM açabiliyor. Bu da kentin
trafiğinin ya da çevredeki esnafın olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Alışveriş
Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hakan Kodal,
"AVM'ler, belediyeler için ek gelir kaynağı ve istihdam alanı oluşturuyor. Bu
nedenle belediyeler AVM'lere sıcak bakıyor. Fakat hükümetin hazırladığı yeni
yasa tasarısında belli bir metrekarenin üzerindeki AVM'lerin ruhsatını
belediyeler yerine vilayetlerin vermesi öngörülüyor. Şu anda bu çözümü mantıklı
buluyoruz. En azından karar mekanizmasında ayrılık oluşturuyor." diyor.
Hangi bölgelere ruhsat verilmeli?
AYD Başkanı Hakan Kodal, imar planlarına limit getirmenin doğru olmadığını
ifade ediyor. Kodal, bölgesel kotalar oluşturmanın daha mantıklı olduğu
görüşünde. AYD'nin hazırladığı taslağa göre her bölge, her semt için ayrı
kotalar oluşturulmalı. Bu kotaların kriterleri ise nüfus yoğunluğu, gelir düzeyi
ve AVM'lerin kiralanabilir alanına göre belirlenmeli. Kodal, "Yıl sonuna kadar
açılacak AVM'lerin yarısından fazlası İstanbul'da. 39 ilde ise hâlâ alışveriş
merkezi yok. AVM'lerin açılması konusunda kim neye göre karar veriyor? Bazı
bölgelere gerçekten ihtiyaç var. Belirli bölgelerde ise aşırı yoğunluk olduğu
halde izin verilebiliyor. Bu noktalara AVM yapılmasına artık gerek yok. En
azından belirli bir süre, nüfus ve alım gücü toparlanana kadar izin
verilmemeli." diyor.
Araştırmalara göre AVM'lerdeki insanların üçte biri yürüyerek, üçte biri
toplu taşıma aracı, üçte biri de özel araçlarıyla geliyor. Şehir dışına yapılan
AVM'lere yaya olarak gidilemiyor. Toplu taşıma imkânı da yoksa bu alışveriş
merkezlerine yalnızca özel araca sahip kişiler gidebiliyor. AVM yatırımcıları bu
nedenle sermayelerini şehir içine yönlendiriyor. Bu da kentte trafik problemi
oluşturup oluşturmayacağına bakılmaksızın AVM'lerin ardı ardına açılmasına neden
oluyor.
Şehir dışındaki AVM'lere ihtiyaç var
Dr. Saadet Uğurlu (AVM Stratejik İletişim Yönetim Danışmanı):
2 bin kişi üzerinde bir anket çalışması yaptım. "AVM'ye niçin
gidersiniz?" sorusuna "Alışveriş yapmak için." diyenlerin sayısı yüzde 20'lerde
kaldı. Daha çok eğlenmek, sosyalleşmek, kimlik kazanmak için gidiliyor. Bu
nedenle; var olan dokuya-kimliğe, kentleşme planımıza uygun, kitlelere sadece
alışveriş değil; kültür, eğlence ve yaşam öğeleri sunabilen çok daha fazla AVM
yapılabilir. Bu bağlamda alışveriş merkezleri şehir halkına genel bir fayda
sağlıyor. Fakat AVM'ler yapılırken kentlerin şehir dokusuna zarar vermemesi ve
şehir trafiğini olumsuz etkilememesi sağlanmalı. Bunun için AVM'ler kurulurken;
çevre kuruluşları, esnaf dernekleri, mimarlar odası, ticaret odası gibi sivil
kuruluşlarla fikir alışverişinde bulunulmalı. Daha fazla AVM açılabilir ancak
şehir dışında olması trafiğin şehir içinde dengeli dağılımı için daha uygun
olur.
|