"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı TMMOB Denetlesin"

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul şube binası önünden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü binasına kadar yürüyen Oda üyeleri, yürüyüş ve basın açıklaması boyunca 'Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı TMMOB denetlesin', 'Bayraktar yetmez; başbakan istifa', 'yalana, talana, AKP'ye hayır', 'çal çal nereye kadar, bitti bitti buraya kadar', 'hırsız var', 'her yer rüşvet, her yer yolsuzluk' sloganları attı. Açıklama öncesi 'Başbakanın kutusu' denilen bir kutuyu açan ve içinden hükümetin son yıllardaki rant projelerinin ve hukuksuz uygulamalarının çıktığını söyleyen EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin; "İlk kez Erdoğan Bayraktar'ın söylediklerine katılıyoruz; biz de başbakanın istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe de bugün ortaya çıkan durumun meslek insanları için yeni birşey olmadığını vurgulayarak, İstanbul'un deprem hazırlıklarına değindi. 1999'daki büyük deprem sonrası olası bir afet durumunda kentlilerin toplanabileceği, çadır kurabileceği 470 boş alan belirlendiğini anımsatan Gökçe; bugün gelinen noktada ise bunların 100'ünün bile kalmadığını, yerlerinde AVM ve gökdelenlerin yükseldiğine dikkat çekti. TMMOB ve ona bağlı odaların Türkiye'nin ve halkın vicdanı olarak tanımlayan Gökçe; sadece başbakanın, bakanların değil, belediye başkanlarının da gerekeni yapmasının öneminin altını çizdi.

Ortak basın açıklamasını okuyan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz ise "Bu ülkenin başbakanına hırsız demek biz meslek insanlarını rahatsız ediyor; ama bizi buna mecbur ediyorlar" dedi. Erdoğan Bayraktar'ın istifa açıklamasına göndermede bulunarak, dillendirdikleri istifa talebinin öncelikle odalarının bağlı olduğu bakanlığın bir talebi olduğuna işaret eden Solmaz, bütn şaibeli projelerin de durdurulmasını istedi.   

Solmaz tarafından okunan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu açıklaması şöyle:

"17 Aralık 2013 tarihinde basın yayın organlarında birbirine bağlı iki haber yer aldı.  Haberlerden birincisi herkesin bildiği içinde Çevre ve Şehircilik Bakanı‘nın da bulunduğu bakan çocuklarının yer aldığı yolsuzluk operasyonu, ikincisi ise Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘ne bağlı 11 odanın idari ve mali denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na bağlanmasını hedefleyen Bakanlar Kurulu kararı idi.

Yolsuzluk operasyonu gündemi içinde fazlaca göze çarpmayan bu Bakanlar Kurulu kararına göre, kuruluş amaçlarından biri çevre ve kent rantına ilişkin projeler üzerinde mesleki denetim yapmak olan Odalarımız, çevre ve kent rantı üzerinde çeşitli yolsuzluklar yapmakla suçlanan ve daha önce TOKİ Başkanlığı yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından denetlenecekti.

Açıklamalar açıklamaları, masumiyet karinesi vaazları, istifaları kovaladı. Başbakan yolsuzluklarda adı geçen bakanlarla dayanışma fotoğrafları verdi. Başbakana göre her şey bir komploydu ve kökü de dışardaydı. Ama ortalığa saçılan yolsuzluk ve pislik kokuları ve kuşkuları bu açıklamalar ve fotoğraflarla örtülemeyecek kadar büyük ve vahimdi. Ama en önemlisi Ekonomi ve İçişleri Bakanının görevlerinden istifasının ardından tam da Odalarımızı denetleyecek Çevre ve Şehircilik Bakanı‘nın istifası ve istifa ederken yaptığı itiraflardı. Bakana göre yapılan bütün ihaleler Başbakan‘ın talimatıyla yapılmıştı ve Başbakanın da istifa etmesi gerekiyordu. Yani basın açıklamamızın başlığında yer alan "Başbakan İstifa Etsin" talebi ilk olarak odalarımızın değil, odalarımızın bağlı olduğu bakanın, Tayyip Erdoğan‘ın 20 yıllık yol arkadaşının talebidir ve biz de bu talebi yürekten destekliyor ve ekliyoruz: Hepsi şaibeli olan bütün 'Çılgın Projeler' dondurulsun.

Odalarımız bugüne kadar idari ve mali olarak demokratik yapısı içerisinde seçimlerle oluşan denetim kurullarınca ve genel kurul süreçleriyle işleyişini sürdürmektedir. TMMOB ve bağlı odalar tüm gelirlerini üye aidatları ve kamusal denetimlerden elde etmekte bunun dışında genel ya da yerel hiçbir kamu kaynağından pay almamaktadır. Dolayısıyla tüm gelir ve giderlerinin hesabını da düzenli olarak üyelerine vermektedir. Odalarımızın kararları İnternet sayfasında yayımlanmakta; tüm karar ve işlemleri dava yoluyla yargı denetimine açık bulunmaktadır.

Odaların idari ve mali denetim adı altında bakanlıkların vesayeti altına alınması, iktidarın ileri demokrasi söylemi altında mutlak güç dayatması arayışında olduğunu bir kez daha göstermektedir. TMMOB ve odalarının denetimden kaçınması değil; Türkiye‘nin demokrasi tarihinde önemli bir yere sahip meslek örgütlerinin demokratik yapılanmaları yok sayılarak, siyasal iktidarın müdahale alanı haline getirilmesine karşı çıkılması söz konusudur. Siyasal iktidarın bu müdahalesinin ardındaki amacı açıktır: Karar ve uygulamalarının mesleki bilimsel ve teknik anlamda değerlendirilmesine ve denetlenmesine engel olmak...

Rant için değil halk için mühendislik yapan, kamu yararını, ülkemizin özgürlük ve refahını ilke edinen Odalarımız, hiçbir vesayetin, hiçbir tahakkümün boyunduruğuna giremeyecek aydınlık ve mücadeleci bir tarihe sahiptir. Hiçbir güç, hiçbir rant odağı, hiçbir otorite Odalarımızın bu haklı ve aydınlık tarihini engellemeye, halkın çıkarları yönünde mesleki denetim yapmasını etkisizleştirme hakkına sahip değildir. Aklın ve bilimin ışığıyla donanmış mühendis mimar ve şehir plancıları bu rant oyununa, bu çıkar çetesine asla izin vermeyecektir".

Çılgın projeler ve maliyetleri

Akkuyu Nükleer Santrali / 20 - 22 milyar dolar
Sinop Nükleer Santrali / 22 milyar dolar
İki nükleer proje 50 milyar dolar
Marmaray‘ın şu ana kadar ederi / 5,5 milyar TL
İstanbul‘daki 3. köprü / 4,5 milyar TL
3. Havalimanı‘nın yapımı / 28 milyar TL
25 yıllık işletmesi için ödenecek ücret / 72 milyar TL