Boğaz’daki Yalıların 3’te 1’i Satılık
Koza-İpek’e Ait Yalı 1,1 Milyar...
İBB’den Tarihi Yalılar için Yeni Hamle
Üsküdar’da Yıkım Krizi
Mahkeme TÜGVA'ya Açılan Davada...
Vakfa Verilen Tarihi Bina Harabeye Döndü
Swiss Otel Arazisinin Satışı...
İBB’ye Ait Taşınmazların İlçe...
Tarihi Binaların Geri Alınmasına...
Alanya Kalesi Surları Onarılıyor
Tunceli'nin Tarihi Alan ve...
El Konulan Yalılar Meclis Gündeminde
El Konulan Yalılar Otel Şantiyesine...
Fehime ve Hatice Sultan Yalıları...
Tarihi Bina Mahkeme Kararıyla...
İskeleleri İBB’den Almak İstiyorlar
İBB Miras’tan ‘Süleymaniye’ Hamlesi
İBB ile AKP Arasında ‘Rumeli...
İBB’nin Elinden Talat Paşa...
TDİ, 15 Yıl Önce İBB’ye Devrettiği...
İBB’nin Arazisi Seçime 4 Ay...
Bakanlık, İBB'nin Teklifini...
İBB, TÜGVA’ya Tahsis Edilen...
İBB 2 İskeleyi Daha Geri Alıyor
İki Tarihi Yalı İBB'den Alınmak İsteniyor
Ortaköy sahilinde bulunan Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalıları, İBB’den alınıp Hazine’ye devredilmek isteniyor. Yapılmak istenen devri ‘gasp’ olarak niteleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 13 yıldır çürümeye terk edilen yalıları restore etmelerinin engellendiğini söyledi.
|
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB mülkiyetindeki Ortaköy sahilinde bulunan Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının, kurumun elinden alınma sürecini kamuoyu ile paylaştı. Ortaköy açıklarında konumlandırılan tekne üzerinde basın toplantısı düzenleyen İmamoğlu, “İstanbul Boğazı'nın bu güzel manzarasında ve bu güzel ortamında, sizlerle keyifli bir konuyu konuşmak için bir araya gelmeyi elbette dilerdim. Ancak, yine İstanbul halkının malını gasp etmeye dönük, İstanbul yönetiminin, İstanbul halkı adına mücadelesinin önüne, ne yazık ki devletimizin başka kurum ve kuruluşlarını kullanarak, ucunda hangi kişinin hangi kurum ya da kişilerin ya da şirketlerin çıkarının olacağını henüz bilemediğimiz, yarın öbür gün gerçekten çok daha önce yaşadığımız trajik, trajikomik, utanç verici bir takım uygulamaların bir benzerinin yaşanma ihtimalini öngördüğümüz bir sürecin açıklamasını yapmak için buradayım.” dedi. Cumhuriyet’te yer alan habere göre; açıklama yaptığı noktada arka planda görünen 2 yalının, Osmanlı döneminin iki önemli kadın sultanına ait olduğunu hatırlatan İmamoğlu’nun açıklamalarının satır başları şunlar oldu: “Burasının hikayesinin bir tarifini yaparsak; İl Özel İdaresi ile Türk Hava Yolları Do&Co iş birliğinin ortaklığı arasında yapılan 25 yıllık sözleşme süreci ve ardından bu yalıların İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devriyle yaşanan birtakım hususların tarihçesi. Büyükşehir Belediye süreçleri olgunlaştığında ve il özel idarelerinin kapatılmasıyla, İl Özel İdaresi’ne ait bazı yapıların, belli kurum ve kuruluşlara dağıtılması söz konusu olmuştu. Bunun biraz öncesinde, burası valiliğe ve İl Özel İdare'ye ait olduğu dönemde, 7 Ocak 2009 yılında, Türk Hava Yolları ve Do&Co şirketi arasında bir sözleşme yapılarak, 25 yıllığına, restore edilerek işletilmesi hususuyla bir sözleşme imzalandı. 2011 tarihinde, yer altına ilave otopark yapılmasıyla ilgili bir talep doğrultusunda bu talep uygun görülüyor ve bu otoparkın yapılması karşılığı ile sözleşme süresi, o dönemin valisi tarafından ek protokol ile 25 yıldan 31 yıla çıkartılıyor. Az önce bahsettiğim, il özel idarelerinin kapatılması sonrasında, o dönemin yine yetkilileriyle beraber, valiliğin devir paylaştırma komisyonu kararı ile bu mülkiyet, 8 Ağustos 2014’te İBB’ye devrediliyor. Bu tarihten sonra, gördüğünüz bu yapılar İBB’nin mülkü olmuştur. Ve sözleşmeye esas bütün ödemeler ya da ilişkiler de İBB tarafından sürdürülmüştür.” “3 yıl içinde restore edilecekti 13 yıldır çürümeye bırakıldı” “Terk edilmiş yapılara sahip çıkan bir yönetim olduk” “Trajikomik bir durum yaşıyoruz” “Binayı işgal eden insanların önüne kolluk güçleri geçti” “İbb mülk sahibi olarak içeri alınmıyor” Vatandaşlarımızın aklına şu gelebilir. ‘Aralık ayından bu yana, bu yüksek tonda bunu niye dile getirmediniz?’ Kamunun kamuyu şikayet etmesi, kamu ahlakı ve terbiyesi alan bu ülkenin, bu devletin malını savunmayı kendine şiar edinmiş ben ve arkadaşlarım, bu konuyu dile getirmenin ne kadar ağır bir şey olduğunun farkındalar. Hep beraber bunu defalarca sulh içerisinde çözülmesiyle ilgili girişimlerde bulunduk. Kolay değil, devletin bir kurumu devletin bir başka kurumunun bu kadar ayıp bir davranışının, şahsı koruma tavrının açıklanması gerçekten kolay bir şey değil. Ben, şu an zor bir iş yapıyorum. Yani arkada devletin malı ve devletin malının denetlenmesinin engellendiği bir süreç.” “Tabii trajikomik durum bitmiyor. Her zaman olduğu gibi, yaratıcı hükümet mensuplarının girişimleri bitmiyor. Ne yapılıyor? Baktılar ki İBB, bir avuç insanın değil, halkın çıkarını koruyacak; ‘O zaman biz bu malı, bu mülkü İBB’nin elinden alalım, istediğimiz gibi işi çevirelim, kıvıralım, başkalarına paketlemeye devam edelim.’ Bakın bu kadar net bir iş, bu kadar net bir anlayış. Ve son perde şu: İBB’ye yazı yazılıyor valilik tarafından. Ama nereden başlıyor bu komik tiyatro? Şehircilik Bakanlığı’ndan başlıyor. Yani Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden başlıyor. İstanbul Valiliği, ilgili kurumları ekine tutarak, İBB’ye yazı yazıyor. Yazarken de yazının gerekçesi o kadar komik ki. Şöyle basit bir tarif yapayım: ‘Efendim geçmişte burası İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmiş. Ama aslında bu bir okulmuş. Taşınmazların vasfı ve üzerindeki kamu hizmetleri dikkate alınarak, ilgisine göre, ilgili idarelere devrinin amaçlandığı okul, cami, karakol binası gibi yerlerin vasfı ve durumu nazar alınarak belediyeler adına tescilinin mümkün olmadığı… Dolayısıyla biz, bunu tekrar belediyeden alacağız, kamunun ilgili birimine devredeceğiz” “Okul görüyor musunuz arkada? Cami? Ortaköy Camii orada. Burada cami de yok. Karakola benziyor mu? Altında 35 bin metrekareye yakın otopark yapılmış. Tam bir komedya. Milletin aklıyla dalga geçme. Bu ne biliyor musunuz? Biz buna piyasada, ‘deli cesareti’ deriz. Bu cesaretin sınırı kalmamış. ‘Bu vasıflarda ise’ diyor, ‘Zamanında belediyeye yanlış verilmiştir. Gidin onu geri alın’ diyor. ‘Bu şekilde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden burayı alıp, biz burayı tekrar Hazine’ye devredeceğiz. Valilikte komisyon kurduk’ diyor.Neymiş bu komisyonun adı? 6360 sayılı İl Özel İdare’nin tasfiye kanununun içerisinde bulunan bir tarif gereği, ‘Devir Tasfiye Paylaştırma Komisyonu”. Devredelim, tasfiye edelim, sonra da paylaştıralım. Nasıl bir paylaştırma yapılacaksa? Yani ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden alalım, gerisi kolay.’ Niye? İstanbul Belediyesi'nde artık 16 milyon insanın hakkını koruyan bir yönetim ve bir belediye başkanı var. Bu girişimle beraber süreç başlatılıyor. Ve pazartesine bir çağrı yapılıyor. Devir iptal edilerek, bu kurul marifetiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mülkünü Hazine’ye devretme girişimi.” “Nasıl bir kurul bu?” “7 milyar liralık değeri olan bir yapıdan bahsediyoruz” “Kimin imzası varsa, kamu zararına imza atmıştır” “Arkadaşlarım yarın da o yapıya gidecekler. Bu toplantı yapılana kadar, oraya giriş işlemleriyle ilgili mücadelesini yapacaklar. Pazartesi günü, kurul toplantısını en güçlü şekilde bütün bürokrasi arkadaşlarım vet abii ki özellikle Millet İttifakı’nın Grup Başkanvekilleri hem Doğan Bey (Subaşı) hem İbrahim Bey (Özkan) hem Cumhuriyet Halk Partisi adına hem İYİ Parti adına süreci valilikte bizzat gözlemleyeceklerdir. Bu yaptığımız girişimlerin gördüğü muameleyi, yarın da öbür gün de kamuoyunun, siz değerli basın mensupları vasıtasıyla, izlemesini tavsiye ediyorum. Daha sonra Pazartesi alınacak kurul kararını da dört gözle bütün ülkemizin, milletimizin ve şehrimizin, hemşehrilerimizin takip edeceğini ve süreçleri sizlerle beraber takip edeceklerini şimdiden görüyorum. Burada 16 milyon vatandaşımızın hakkı ve hukuku var. 13 yıllık zararı var.” “9 aydır sabrediyoruz, uzlaşma içinde çözüm arıyoruz” |

