İliç Davası’nda Ne ‘Olası Kast’ Var Ne De Sorumlu Kamu Görevlisi

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde 9 işçinin toprak altında kalarak yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin, 5’i tutuklu 43 şirket çalışanı sanığın, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” ve “çevreyi taksirle kirletme” suçlarından yargılanmasına başlandı.

BirGün’de yer alan habere göre; sanıklardan 12’sinin “asli kusurlu”, 31’inin ise “tali kusurlu” olduğu tespiti yapılan iddianamade, tüm sanıkların “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar, altın madenini o dönem işleten şirketin Kanadalı 3 yöneticisinin ayrıca “çevreyi taksirle kirletmek” suçundan 2 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Erzincan 1'inci Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Iain Ronald Guille, tutuksuz bazı sanıklar ve avukatları ile faciada yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve avukatları katıldı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Ali Rıza Kalender, Selçuk Çiftlik ve Ömer Ardıç, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Duruşmayı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, Erzincan Baro Başkanı Avukat Emre Bölükbaşı, DEM Parti ve TİP milletvekilleri ve sivil toplum örgütü temsilcileri de izledi.

Bakanlıklar üç maymunu oynuyor
Yavuzyılmaz, duruşma öncesi adliye önünde açıklamalarda bulundu. Felaketin göz göre göre geldiğini kaydeden Yavuzyılmaz, şunları söyledi: “Bakanlıkların hiçbiri sorumluluk kabul etmiyor. Çevre Bakanlığı yetkililerine soruyorsunuz, diyorlar ki ‘Biz kaymanın yaşandığı yağın liç sahasından sorumlu değiliz, biz bunu denetlemekle sorunlu değiliz. Biz sadece yığın liç sahası ve zemin arasındaki membrandan sorumluyuz.’ Enerji Bakanlığına soruyoruz, ‘Biz sadece üretilen altından sorumluyuz. Bizim yılın liç sahasında denetim sorumluluğumuz yok’ diyor. Çalışma Bakanlığı diyor ki ‘Biz altın maden sahasının her yerinden sorumluyuz. Ancak yığın liç sahasından sorumlu değiliz.’ Üç Bakanlık da ‘Ben görmedim, duymadım, bilmiyorum’ oynuyor. Biz de soruyoruz; altın maden sahasının içindeki kaymanın yaşandığı yığın liç sahasından hangi Bakanlık sorumlu?”

Bu oyunları Soma'dan biliyoruz
Madencilerin örgütlü olduğu Bağımsız Maden İşçileri Sendikası (Bağımsız Maden-İş) de dün duruşmaya ilişkin resmi X hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İlk günden beri yaşanan olayın bir kaza niteliği olmadığını, yetkililerin ‘olursa olsun’ diyerek olası kastla hareket ettiğini, üretim baskısını artırarak ve İSİG önlemlerine masraf kalemi gözüyle bakarak bu iş cinayetine zemin hazırladıklarını söylüyoruz. Ancak bugün başlayan yargılamada, sanıklara ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma’ ve ‘çevreyi taksirle kirletmek’ suçlamaları yöneltiliyor. Soma Katliamı davası başta olmak üzere benzer iş cinayetleri davalarından bildiğimiz bu çarpıtma, suçluların korunması anlamına geliyor.

Onlarca iş cinayeti davasından ve davanın bugüne kadarki gidişatından biliyoruz ki 9 madencinin öldürülmesi suçu şirket yetkililerince alt kademe çalışanlara ve müfettişlere, müfettişlerce mevzuata atılacak. Böylece Anagold'un çalışma ve genişleme izinlerini imzalayan bakanlar ve bürokratlar, bölgeden zenginleşen siyasiler, şirketi himaye eden yetkililerin zaten dâhil edilmediği dosya sonuçsuz hale gelene kadar sürüncemede bırakılacak. Biz sendika olarak davaya müdahil olma talebimizin yanı sıra madencilerin bu yapı karşısında ayağa kalkıp haklarını alabilmesi ve hayatını kaybeden madenci kardeşlerimizin hesabını sorabilmesi, kendi kaderine ve Anagold’un insafına terk edilen İliç halkının hayatını yeniden kurabilmesi için de mücadeleye devam ediyoruz.”